HDP eski milletvekili olan hukukçu Hasip Kaplan, AİHM’in Demirtaş kararını ve Türkiye’nin karara dönük yaklaşımını değerlendirdi.
Hasip Kaplan, AİHM kararlarının uygulanmasını düzenleyen Anayasa’nın 90’ıncı maddesi açık olmasına rağmen, Erdoğan ve Bahçeli hem Anayasa’yı hem de AİHS’in 46’ıncı maddesinde yer alan, “sözleşmeci hükümetler hakkında verilen kararların bağlayıcı olduğu” ilkesini ihlal ettiklerini söyledi. Kaplan, “Bunun yakın örnekleri var. En son Azerbaycan ile ilgili çok yakın bir örnek uygulandı. Bunu yerine getirecek olan yargıdır, yürütme değildir, hükümet değildir. Ama konuşan hükümet, çünkü yargıya talimat veriyor, çünkü yargı onun emrinde” diye konuştu.
AİHM Büyük Daire tarafından verilen içtihat niteliğindeki kararın, Demirtaş ve tutuklu diğer tüm seçilmiş milletvekillerini, HDP’li belediye eşbaşkanlarını ilgilendirdiğini söyleyen Kaplan, nedenini şöyle açıkladı: “Bunun 3 temeli var. Birincisi; AİHM kararında ‘iktidar muhaliflerini siyasi saiklerle gözaltına alıp, tutuklatıyor. Tahliye olmalarını da engelliyor’ diyor. Yani 18’inci madde ihlali bu. Bu çok ağır bir ihlaldir. İktidarın uygulamalarını mahkûm ediyor. İkincisi; DTK’nin yasal bir sivil platform olduğunu kararında tespit ediyor. Üçüncüsü; Dokunulmazlıkların Anayasa’ya aykırı olarak geçmişe şamil uygulandığını ve geçici bir madde ile öngörülemeyen bu durumda Anayasa’nın 83’üncü maddesindeki ‘dokunulmazlığın ihlali’ olduğunu söylüyor. HDP’li birçok siyasetçiye Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmaların benzerini dışarıda yaptığı için cezalar verildi. En önemli ihlallerden biri de Ek-1 protokol 3’üncü maddede ‘seçme seçilme hakkı ihlali’ verdi.”
‘BİZİ BAĞLAMAZ DEMESİNİN HİÇBİR ANLAMI YOK'
Mezopoptamya Ajanası'ndan Berivan Altan'a değerlendirmelerde bulunan Kaplan, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın verilen kararına ilişkin “Bizi bağlamaz” demesinin hiçbir anlamı olmadığını kaydetti. PKK Lideri Abdullah Öcalan hakkında verilen idam cezasının 26 Kasım 1999 yılında Yargıtay tarafından onanması üzerine AİHM’e “tedbir” talepli başvuru yaptığını hatırlatan Kaplan, “AİHM, tedbir kararı verdi. 2000’li yıllarda AİHM’in tedbir kararına da Başbakan Bülent Ecevit, başkan yardımcıları Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli üçlü imza atarak uydu. O tarihte tedbir kararını uygulayan Bahçeli’nin kalkıp, bugün farklı konuşması hiçbir şey ifade etmiyor” ifadelerini kullandı.
‘HÜRRİYETİ TAHDİT SUÇU İŞLENİYOR’
Kaplan, iktidarın Demirtaş kararını uygulanmaması durumunda ise hesabını Avrupa Bakanlar Komitesi’nde vereceğini ifade etti. AİHM’in kararı ardından Demirtaş’ın serbest bırakılmadığı her anın “işkence ve hürriyeti tahdit suçu” olduğunu kaydeden Kaplan, “Bu hem ulusal yaptırımları hem de uluslararası yaptırımları olan bir suç. Bu tür uygulamalar diktatörlüklerde görülen bir uygulamadır. Bahçeli ile Erdoğan’ın sözlerinin hiçbir anlamı yok. Hukuk dışı bir söylemle kendi kamuoylarına, kendi yandaşlarına bir propaganda yapıyorlar. Haksızlığa, adaletsizliğe iktidarın derhal son vermesi gerekir” dedi.
‘TÜM HDP’Lİ SİYASETÇİLER BAŞVURU YAPMALI’
Türkiye’nin bir önceki kararda yapıldığı gibi, bu kez hile yollarına başvuramayacağını da söyleyen Kaplan, şunları ekledi: “Çünkü AİHM’in kararında önemli noktalardan biri de, özellikle 1990’lı yıllarda iç hukuk yolu tüketilmeden başvuruların kabul edildiği bir içtihat süreci yaşanmıştı ve kararda ‘şu an Türkiye’de iç hukuk etkili değildir’ denildi. Bu çok önemli. Diğer seçilmişlerin, ceza alanların avukatların hepsi kendi müvekkilleri hakkında AİHM kararı esasıyla başvuruda bulunmalı. 16 binin üzerinde HDP üye ve yöneticisi gözaltından geçirildi. Bunların hepsi Büyük Daire kararına bakılarak, davası bitenler yeniden yargılama talebinde bulunmalı, davası devam edenlerin beraatları istenmeli, ceza infazı sürdürülenlerde yeniden yargılama talep edilerek, tahliyesi talep edilmelidir”
İktidarın bugün reform söylemleriyle yönünü Avrupa’ya dönmek istediğine dikkat çeken Kaplan, “71 yıldır Avrupa’nın kurucu üyesi olmasına rağmen Kopenhag kriterleri yerine Ankara’da Saray kriterlerini son senelerde uygulamaya başladı. AKP-MHP iktidarına karşı AB, ABD’de dış baskıların artacağını gösterir. Nereye giderseler gitsinler bu karar önlerine çıkacak. Niye yerine getirmiyorsunuz? diye soracaklardır. En önemlisi de Mart 2021’de AB Liderler Zirvesi var. Oradan çıkacak yaptırım kararlarının nedenlerinden birisi de AİHM Demirtaş kararı olacaktır” dedi.