Stresin Cilt ve Deri Sağlığı Üzerindeki Olumsuz Etkileri: Dr. Çağdaş Koç Uyarıyor Stresin Cilt ve Deri Sağlığı Üzerindeki Olumsuz Etkileri: Dr. Çağdaş Koç Uyarıyor

Cezaevlerinde hasta tutsaklara dönük hak ihlalleri her geçen gün artarak sürüyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) raporlarına göre, cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere toplamda bin 517 hasta tutsak bulunuyor. Hasta tutsaklar, “cezaevin kalamaz” raporlarına rağmen serbest bırakılmıyor. Hasta tutsaklarda biri de 67 yaşındaki Abdurrahman Gemicioğlu. Yargıtay’ın verdiği 8 yıl 9 ay hapis cezası onandıktan sonra 3 Ekim’de tutuklanan Gemicioğlu’nun, kolon kanseri, prostat, kalp yetmezliği gibi birçok hastalığı bulunuyor.  21 gündür Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Gemicioğlu, bu süre zarfında rahatsızlıklarında dolayı tam 15 kez hastaneye kaldırıldı. 

Gemicioğlu’nun avukatı olan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şubesi Eşbaşkanı Mehtap Işık, siyasi tutsaklara karşı "öç alma" politikasının devrede olduğunu söyledi.  

‘RAPOR GECİKTİRİLİYOR’

Işık, müvekkilinin cezaevine girdiğinden bu yana 15 kez hastaneye kaldırıldığını belirterek, infaz ertelenmesi için infaz müdürlüğüne başvurmalarına rağmen bir sonuç alamadıklarını kaydetti. Işık, Gemicioğlu’nun rapor için heyete çıkartılması gerektiğini ifade ederek, bu durumun 2 haftadan uzun bir süredir geciktirildiğini kaydetti. Heyet raporunun çıkmasını beklediklerini aktaran Işık, "Kanser tedavisi gören Gemicioğlu’nun cezaevinde kalma koşulları bulunmamaktadır. Bu nedenle avukatları, sivil toplum örgütleri ve ailesi, infazını evinde tamamlaması ya da infazının ertelenmesi için yapıla tüm girişimlere olumsuz cevap veriliyor” dedi. 

Son dönemlerde hasta tutsaklara uygulanan tecrit politikasına karşı yapılan bütün başvuruların sonuçsuz bırakıldığını kaydeden Işık, “Hasta tutsaklar ölüme terk ediliyor. En son epilepsi hastası olan Serhat Temizer Van F Tipi Cezaevinde yaşamını yitirdi. Temizer, epilepsi hastası olmasına rağmen cezaevi idaresi tarafından tekli koğuşta tutuldu. Tekli koğuşta kriz geçirmiş ve kimsenin müdahale edememesi sonucu da yaşamını yitirdi. Bu durum da ciddi bir yaşam hakkı ihlali anlamına gelmektedir. Özellikle siyasi hasta tutsakların hiçbir talebi kabul görülmüyor ve ölüme terk ediliyorlar” diye belirtti. 

‘SİYASİ TUTSAKLARDAN ÖÇ ALINIYOR’ 

Gemicioğlu’nun daha evdeyken fenalaştığını anımsatan Işık, “Tahlilleri yapıldıktan sonra cezaevine gönderildi. Hasta mahpuslara ilişkin infaz ertelemesi ne gibi kötü sonuçlara yol açabilir? Gala anlayabilmiş değiliz. Yatalak, kanser tedavisi gören 76 yaşında bir kişinin cezaevine girmesinin bir mantığı bulunmamaktadır. Bu kişi evinde cezasını çekebilir ya da infazı ertelenebilirdi. Siyasi tutsaklardan öç almaya dönük bir politika uygulanıyor” diye konuştu.

‘SON BULMASINI TALEP EDİYORUZ’

Türkiye’de infaz hukukunda çifte standart uygulandığını vurgulayan Işık, adli tutukluların cezaevinde cezalarını tamamlamadan dışarıya salıverildiğini söyledi. Siyasi tutsakların ise “ölünceye kadar” cezaevinde tutulduğunu ifade eden Işık, “Birçok siyasi tutsağın ölümüne şahitlik ettik. 28 suç kaydı olan ve 29’uncu suçu işleyip gündem olduktan sonra adli tutuklular cezaevine gönderiliyor. Siyasi tutsaklar da ölüm döşeğinde ve birçok ağır hastalıkları olmasına rağmen tek bir dosyalarının olması tutuklama gerekçesine için yeterli bir sebep olabiliyor. Siyasi tutsaklara uygulanan tecrit ve bu ikili, ayrıştırıcı hukuka karşı tüm kesimler ses çıkarmalıdır. Mevcut iktidarın bu anlayıştan vazgeçmesi gerekiyor. Cezaevleri arasındaki eşitsizliğin son bularak şartların iyileştirilmesi talebinde bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.