Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 2015 yılında yaptığı bir konuşma nedeniyle hakkında açılan davada beraat etti. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Yüksekdağ hakkında 2016 yılında “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla mahkumiyet kararı verilmişti.
2016 yılında açılan davada, Yüksekdağ’ın avukatları, milletvekili dokunulmazlığı gerekçesiyle yargılamanın durdurulmasını talep etmiş, ancak mahkeme bu talebi reddetmişti. Sürecin sonunda, Yüksekdağ 'örgüt propagandası' suçlamasıyla mahkum edilmişti. Avukatlarının itirazı üzerine dava Yargıtay’a taşındı ve yüksek mahkeme, "propaganda suçunun unsurlarının oluşmadığı" gerekçesiyle mahkumiyet kararını bozdu.
Yargıtay’ın bozma kararının ardından dosya yeniden İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Bugün görülen duruşmada, mahkeme Yargıtay'ın kararını dikkate alarak Yüksekdağ'ın beraatine karar verdi.
YÜKSEKDAĞ’IN DAVA KONUŞU OLAN KONUŞMASI
Yüksekdağ yargılamaya konu olan konuşmasında özetle şunları söylemişti:
“Bugün burada özgürlük için buluştuk. Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için, hepimizin özgürlüğü için buluştuk. Biz çok iyi biliyoruz ve herkes, bu siyasi iktidar da iyi bilsin ki Sayın Öcalan'ın özgürlüğü hepimizin özgürlüğüdür, bütün Türkiye halklarının özgürlüğüdür. Yıllar boyu Sayın Abdullah Öcalan'ı esir tuttunuz, peki özgürlük iradesini esir edebildiniz mi? Bir halkı tutsak edebildiniz mi? ... Artık tutsaklık ve esaret politikalarınızın sonu geldi, artık bu halk tutsaklık ve esaret defterini sonuna kadar kapatacak... Bütün bu yıllar boyunca, Türkiye halklarının barış talebini duyan, onun özgürlük ve demokrasi arayışına yanıt veren tek bir lider vardı: Sayın Abdullah Öcalan... Şimdi biz de bugün dayatılan komplo rejimine ve siyasetine karşı, komplonun sürdürülmesindeki ısrara karşı Sayın Abdullah Öcalan'ın bu demokratik, barışçıl çözüm iradesinin arkasındayız…
Öcalan'ın özgürlüğünün hepimizin özgürlüğü olduğunu bilerek, onun siyasi iradesinin bütün bölge ve Türkiye halklarına barışın, özgürlüğün ve demokrasinin yolunu açtığını bilerek bu iradenin arkasında, bu iradenin yanındayız... Bugün Sayın Abdullah Öcalan'ın ne kadar haklı olduğu sayısız kez ispatlanmıştır. Bu haklılık karşısında hala ayak direyen Türkiye'deki siyasi iktidardır. Biz Kobanê'deki o büyük zaferden ve Türkiye halklarının yeni bir barış ve özgürlük yolu açma arayışından Balkanlar'daki ve İspanya'daki halkçı harekete ve zaferlere kadar bir düşüncenin ve programın doğrulandığını görüyoruz.
Sayın Abdullah Öcalan'ın düşüncesinin öngörülerini ve programını doğruladığını görüyoruz. Bugün bir komplo yıldönümünde bir kere daha bu karanlık günü, bu karanlık dönemeci lanetliyoruz... Artık özgürlük yolunu, zaferler yolunu tutturmuş, kazanmayı öğrenmiş bir halk var karşınızda ve biz bu kazanımlar çizgisini Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüyle taçlandırmayı başaracağız..." (MA)