HDP Merkez Yönetme Kurulu, sivillerin ölümüne neden olan saldırıları kınadı ve iktidarın savaş tuzağına düşmeme çağrısı yaptı. Açıklama şöyle: Merkez Yürütme Kurulumuz, Kobanî başta olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye kentleri ile Federe Kürdistan Bölgesine yönelik hava saldırılarını değerlendirmek üzere Eş Genel Başkanlarımız başkanlığında olağanüstü toplantısını gerçekleştirmiştir. Toplantıda, devreye sokulmak istenen yeni saldırı konsepti ile Taksim başta olmak üzere bunun için tezgahlanan gelişmeler ele alınmıştır.

İKTİDAR ÖMRÜNÜ UZATMAYA ÇALIŞIYOR

AKP-MHP blokunun Türkiye halklarına dayattığı otoriter rejimi sürdürmek, kendi iktidarının ömrünü uzatmak ve bekasını korumak için yürüttüğü savaş politikalarının topluma kaybettirdiği, halkı yoksulluğa mahkum ettiği ve geleceksizliğe sürüklediği tespiti yapılan toplantıda; bu politikaların aynı zamanda bölge halklarının yaşamını hiçe saydığı, Kürt halkı başta olmak üzere bölge halklarına düşmanlık barındırdığı tespiti yapılmıştır. Yürütülen tartışmalar sonucunda MYK’mızda şu sonuçlar ve değerlendirmelere varılmıştır:


- Öncelikli olarak Antep’in Karkamış ilçesi başta olmak üzere yaşamını yitiren yurttaşlarımızın ailelerine taziye dileklerimizi iletiyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Karkamış’ta yaşananlar, savaş politikalarının kendisiyle beraber getireceği kabul edilemez acıların somut bir göstergesidir. Bizim barış politikamız tek bir insanımızın burnunun kanamaması içindir, iktidarın toplumu acılara sürükleyen siyasetini durdurmaya yöneliktir.

İktidarın Hukuksuzluklarına Karşı Toplumsal Direniş Artıyor İktidarın Hukuksuzluklarına Karşı Toplumsal Direniş Artıyor

AKP-MHP İKTİDARI VARLIĞINI KÜRT DÜŞMANLIĞI ÜZERİNDEN SÜRDÜRÜYOR

- Taksim’deki katliamın karanlık ve şaibeli yanları aydınlatılmamıştır, onlarca soru işareti ve çelişki varlığını sürdürmektedir. Buna rağmen iktidarın katliamdan Kuzey Suriye Özerk bölgesini sorumlu tutması ve ilk elden Kobanî’yi işaret etmesi, önceden hazırlığı yapılan dünkü saldırılara ve savaş politikalarına zemin yapılmak istenmiştir.

- Yıllardır Kürt düşmanlığı, toplumsal kutuplaştırma ve savaş politikalarıyla varlığını sürdürmeye çalışan AKP-MHP iktidarı, seçimlere yaklaşırken iktidarını korumanın tek aracı olarak savaş siyasetini görmektedir. Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik hava saldırıları ve işgal tehditleri AKP-MHP iktidarının seçim kampanyasıdır. İktidarın amacı siyaseti savaş politikaları üzerinden tekrardan dizayn etmektir.


- Kuzey-Doğu Suriye halklarına yönelik operasyon ve saldırı dalgası aynı zamanda muhalefete ve Türkiye halklarının geleceğine yönelik de bir tuzaktır. Alternatif güç olma iddiası taşıyan ve Türkiye’nin geleceğini düşünen tüm muhalefet odaklarının bu tuzağa düşmemesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. İktidarın bu politikalarına alet olan kesimlerin tarih karşısında ve Türkiye toplumu nezdinde de sorumlu olacağını hatırlatmak istiyoruz.

- Kürtlerin ve Rojava’da yaşayan diğer halkların birlikte kurduğu demokratik kadın özgürlükçü sistem, Ortadoğu’nun demokratik geleceğinin teminatıdır, özgürlüğün sembolüdür. Rojava’yı ve IŞİD vahşetine karşı insanlığın sembolü olan Kobanî’yi savunmak evrensel insanlık değerlerini savunmaktır. HDP olarak Kobanî’yi ve Rojava’yı savunmaktan ve sahiplenmekten bir an bile vazgeçmeyeceğiz.

ROJAVA'DAN TÜRKİYE'YE TEK BİR SALDIRI OLMAMIŞTIR

- AKP-MHP iktidarının iddia ettiği gibi Kuzey-Doğu Suriye’deki yaşam ve yönetim modeli Türkiye için bir tehdit değildir. Bugüne kadar iktidarın her türlü savaş politikasına ve yüzlerce sivilin hayatına mal olan saldırı ve işgal girişimlerine rağmen Rojava’dan Türkiye’ye yönelik tek bir saldırı dahi olmamıştır. Ancak iki gün önce TSK tarafından gerçekleştirilen hava saldırısında, basına yansıdığı gibi su depoları, elektrik üretim tesisleri, hastane ve tahıl ambarları gibi halkın yaşam alanları büyük hasar görmüştür.

- Türkiye’deki tüm vicdan sahibi insanları ve güçleri, iktidarın savaş tuzağına karşı durmaya, sorunların savaş ve saldırıyla değil diyalog ve barışçıl yollarla çözülmesini sağlamak için mücadele etmeye çağırıyoruz.

- HDP olarak bütün bu oyunların boşa çıkarılması, Türkiye’nin bu savaş ve çatışma cenderesinden çıkması ve demokratik bir geleceğin inşa edilmesi için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. Bunu yaparken haklının yanında durmaktan, demokratik olanı savunmaktan ve inandığımız değerler uğruna mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.