SİYASET

HDP'li Beştaş: Kürt meselesi yoksa reform olmaz

'Kürt meselesi yoksa bu zaten ne yeniliktir ne reformdur ne de adımdır. Bizim için kıymeti yoktur.'

Abone Ol

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, hükümetin “reform” çıkışını, daha görünür olan AKP-MHP arasındaki gerilimi, mafya-iktidar ilişkisi ve Ankara siyasetindeki son gelişmeleri Mezopotamya Ajansı'ndan (MA) Diren Yurtsever'e değerlendirdi.

Reformdan ziyade ciddi bir demokratik dönüşüme ihtiyaç olduğunu belirten Beştaş, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz ucube sistemde, her şey tek elde toplandı. Şimdi tek adamın yerine ikinci bir adam geldi. Bir adam diğerini yönetiyor. Aslında yol veriyor. Ama yetki Bahçeli’de, sözcülüğü Bahçeli yapıyor, Erdoğan teyit ediyor. Son dönemlerde böyle bir hale büründü” dedi.

‘KARŞILIĞI YOK’

Reform söylemlerinin toplumda bir karşılığı olmadığını ifade eden Beştaş, iktidarın 18 yıl boyunca “reform” dediğini hatırlattı. Beştaş, “Erdoğan, Avrupa Birliği’ni yeniden keşfetmiş gibi ‘bizim yolumuz Avrupa yoludur’ dedi. Büyük bir çelişki var. Reformu yapanlar ‘Kürt sorununu çözeceğiz’ demiyorlar. ‘Kürt sorunu yoktur’, ‘Kürt sorununu çözdük’ diyor. Bu nedenle bir inandırıcılığı yok, bir karşılığı da yok” dedi.

‘AB’YE GÖZ KIRPILIYOR’

Beştaş, ABD seçimlerini Joe Biden’in kazanması ardından AKP’nin makas değişikliğine gittiğini belirterek, “Diğer etken de 10 Aralık’ta düzenlenecek AB Liderleri Zirvesi. Oradan yaptırım kararlarının çıkmasını önlemek ya da azaltmak istiyorlar. Kuzey Doğu Suriye meselesi hala girift olarak bir sorun olarak ortada duruyor. Bunların tümü totalde hem ekonomiye hem de Türkiye’nin dış politikasına ve iç siyasetine yansıyor. Hükümet bu anlamda kendini reform söylemine geçmek zorunda hissetti” diye konuştu.

‘REFORM DEĞİL’

Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın tutuklulukları üzerinden yürütülen tartışmalara değinen Beştaş, “Demirtaş ve Kavala bırakılırlarsa benim için asla sürpriz olmaz. Yani çünkü hukuk bunu emrediyor. Tabi burada ıskalanan bir şey de var kamuoyunda. İbrahim Kalın’ın da bunu söylediğini not etmek istiyorum. İbrahim Kalın açıklamasında, Bülent Arınç’ın hukuki gerçeklere temas ettiğini söyledi. Ne demek? Hukuk bunu söylüyor demek. Ben de hukukçu ve milletvekili olarak, hukukun emredici kurallarına göre bırakılmaları gerekir diyorum. Şu anda MHP bunu engellemeye çalışıyor ama onların bırakılmaları bir reform değil. Onların bırakılmaları reform ya da yeni bir adım olmayacak. Bu olması gerekenin çok çok gecikmeli olarak hayata geçmesi olacak” diye konuştu.

‘KÜRT MESELESİ YOKSA REFORM OLMAZ’


Beştaş, iktidarın HDP’ye yönelik anayasal suç işlediğini belirtti. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 77’inci maddesinde düzenlenen “soykırım” suçlarına işaret ederek, “HDP’ye yönelik saldırılar bu suçun kapsamındadır. Bir partinin siyasi faaliyetlerini engellemek ve daha da vahimi siyasetçileri sadece demokratik siyasete ısrar ettikleri için tutuklamak, cezalandırmak siyasi soykırımdır. Bu soykırım kavramı bize ait değil. TCK'ye ait bir kavramdır. Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne aittir. Reform sürelerine sarılacaklarına ilk önce bir partinin siyasi faaliyetlerini niye engelliyorlar bunun hesabını vermeleri gerekiyor. Demokratik bir dönüşüm olmasını en çok isteyen biziz. Çünkü bunun bedelini ödeyen, mücadelesini yürüten bir partiyiz ama buna bel bağlayacak kadar saf değiliz. Kürt meselesi yoksa bu zaten ne yeniliktir ne reformdur ne de adımdır. Bizim için kıymeti yoktur” ifadelerinde bulundu.

‘MAFYA BİZ BURADAYIZ, DİYOR’

Bodrum’da, 90’lı yılların kirli savaş aktörleri Korkut Eken, Engin Alan, Mehmet Ağar ve Alaattin Çakıcı’nın verdiği fotoğrafın “biz buradayız iş başındayız” anlamına geldiğini belirten Beştaş, şöyle konuştu; “Berat Albayrak'ın istifasından sonra Çakıcı açıklama yaptı. Çok ilginçti. Alaattin Çakıcı niye böyle bir açıklama yapmış olabilir. Kendini devlet olarak görmüyorsa, Hazine ve Maliye Bakanı’nı istifa etmiş, muhatabından çıt çıkmıyor ama Çakıcı ‘ben kamuoyuna duyuruyorum’ diyor. Çakıcı, muhalefet liderini tehdit ederek, Cumhur İttifakı’nın ortağı olduğunu beyan etti. Bahçeli bunu teyit etti. AKP gurubu da buna cevap vermedi ve kabul etti. Şu anda MHP açıkça mafyaya dayanıyor, bunu ilan ettiler. Ama Türkiye toplumu bunu kabul etmeyecek, hep birlikte aşacağız.”

‘AKP İÇERİSİNDE SESLER DAHA YÜKSELECEK’

Tüm bu gelişmelerin AKP içerisinde seslerin yükselteceğini söyleyen Beştaş, “AKP içinde bunları sindiremeyecek olan isimler olduğunu tahmin ediyorum. AKP içinde, babalar ile oğulları karşı karşıya geliyor. Bülent Arınç’ın oğlu işte çıkıp ‘tek reis var’ dedi. İhsan Arslan’ın oğlu Mücahit Arslan aynı şekilde devam etti. Yani düşünün baba ve oğlu bile bu şekilde ayrıştıran bir dönemi yaşıyoruz. Hatta dün Emine Erdoğan’ın bir açıklaması çok yorumlandı. Umarım ve dilerim ki Emine Erdoğan mafyaya yaptığı göndermeyle Çakıcı’ya cevap vermiş olsun. Çünkü kadınların mafya ilişkisine tahammülü ve hoş görüsü zaten mümkün olamaz. Güç, kan kaybediyorlar. İhraçlar, istifalar, affetmeler işte birçok mesele ayyuka çıkmış durumda. Şu anda AKP’lilerin özellikle Erdoğan’ın yakın çevresinin en büyük kaygısı, bir gün Bahçeli çıkacak grup toplantısında ‘erken seçim istiyorum’ diyecek, mecbur yapacaklar. Çünkü seçime o karar veriyor, siyasi sözcü o. MHP’de bunu yapamıyor çünkü baraj altı. Kendilerini korumak için birbirlerine tutunmaya şimdilik devam ediyorlar ama bunun çok uzun süreceği kanaatinde değilim. Bu birlikteliğin bitmesi kamu yararınadır. Bunu görmek lazım” ifadelerinde bulundu.