İki gün sürecek olan Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi yarın başlıyor. Zirvede, AB ülkelerinin Doğu Akdeniz’deki gerilim politikaları nedeniyle eleştirdiği Türkiye’ye, yaptırım kararı da masada. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüsü Hişyar Özsoy, Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan gerilimler ve yaptırımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de gerilimi arttırarak, “müzakere masası” oluşturmaya çalıştığını belirten Özsoy, “Türkiye kimi zaman askeri birtakım girişimlerde bulunuyor. Oruç Reis gemisiyle araştırma yapıyorlar.
Çok bir araştırma yaptıkları da yok. Bu tür pratik durumlar yaratarak, Yunanistan’la ‘müzakere masası’ kurmak istiyorlar. Fakat karşılarında tam anlamıyla birleşmiş, kenetlenmiş bir Avrupa buldular. Yunanistan, Kıbrıs, Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilimleri önemli bir Avrupa sorunu olarak kılmayı başardı. Dolayısıyla Türkiye iyice yalnızlaşmış durumda. Türkiye’nin bu gerilimi arttırma stratejisi Avrupa’da genel anlamda sabırları taşıran bir noktaya gelmiş durumda” dedi.
ZİRVE ÖNCESİ POLİTİKALAR
Türkiye’nin 1 Ekim’de yapılan AB Liderler Zirvesi öncesi Oruç Reis gemisini geri çekmesiyle yaptırımlardan kaçabildiğini hatırlatan Özsoy, benzer politikanın yarın görülecek zirvede bir etkisi olmayacağını kaydetti.
Başta Almanya ve birtakım Avrupa ülkelerinin Türkiye’yi açıktan karşıya alıp, yaptırım uygulamak istemediğini ifade eden Özsoy, “Fakat Almanya, Yunanistan ve Türkiye arasını bulmak için tüm çabalarına karşı bir şey elde edemedi. Krizler bir türlü aşılamadı. Bir daha toplanıyor. Bu defa orta vadeli yaptırımları nasıl uygularız, tartışması var. Yaptırım, gelip gelmeyeceği net değil. Hala Türkiye’yle diyalogun devam etmesi yönünde düşünen önemli bir ekip var” ifadelerinde bulundu.
TÜRKİYE YOL AYRIMINDA
AB ülkeleri dışişleri toplantısının ardından yapılan açıklamalarda yaptırım sinyalleri verildiğine de dikkati çeken Özsoy, “Hükümet de bunu gördüğü için sıcak ve yumuşak mesajlar veriyor. Diyalog ve diplomasi çağrıları yapıyor.
Fakat bu iş yumuşak konuşularak, çözülecek mesele değil. Türkiye önemli bir yol ayrımında ya birtakım tavizler verecek veyahut birtakım yaptırımlar gelecek. Bazı ekonomik yaptırımlar, hedefli yaptırımlar gelebilir. Bakın bu defa uygulanmaya da bilir. Biraz daha zaman tanıyabilirler de fakat temel olarak Avrupa Birliği ilişkilerinde Türkiye’nin ciddi tavır değişikliği olmazsa, yaptırımlar gelecek.
Ekonomik anlamda toplumun canını da yakacak yaptırımlar gelebilir. ABD’de Joe Biden’in iktidara gelmesinin ardından önündeki önemli tartışmalardan birisi Türkiye’ye yaptırımlar olacak. Dolayısıyla şu an için iktidar Aralık ayında bazı tavizlerle, kimi ekiplerle Brüksel’de durumu toparlamaya çalışarak, yaptırımlardan kurtulabilir. Aralık’ta yaptırımlardan kurtulsa dahi, Mart, Nisan ayında Erdoğan ciddi tavizler vermezse, hem Amerika’dan hem de Avrupa’dan katmerli yaptırımlara maruz kalabilir” uyarısında bulundu.
‘KALKAN HALİ SÜRDÜRÜLEMEZ’
Özsoy, Almanya’nın Türkiye önünde kalkan olma halinin artık sürdürülemez olduğunu belirterek, “Merkel’in partisi Erdoğan’a, Türkiye’ye yaptırım uygulanmaması için çok çaba sarf etti. Bunun en önemli sebeplerinden biride mülteciler. Mülteci anlaşmasını devam ettirebilmek için hem Yunanistan’ı hem de Türkiye’yi aynı masada tutmak durumunda hissediyor. Masayı devirmemeye çalışıyor. Türkiye’ye yaptırım uygulayıp, göçmen ve mültecilerle ilgili anlaşmayı yürütmeyi mümkün görmüyor.
Ancak Avrupa ve Almanya kamuoyunda Erdoğan’a ciddi bir öfke var. Merkel üzerinde de Avrupa’dan doğru ciddi bir basınç var. Erdoğan’ın Macron’a yönelik söylemleri, bardağı taşıran damla oldu. Erdoğan, Fransa ve Almanya’yı yakınlaştırdı. Dolayısıyla Alman muhafazakarlar, Türkiye’ye ciddi yaptırımlar yapılmasını talep ediyor. AB içerisinde yine de en güçlü isim Merkel ve partisi dolayısıyla hala yaptırımlar uygulanmaması için acele edilmemesi gerektiği yönünde bir kanaat var.
Bir iki ayak oyunu ile Erdoğan bu süreci belki biraz daha öteleyebilir. Fakat Türkiye-AB arasında, Türkiye-ABD arasında yapısal sorunlar var. Bunlar son yıllarda zaman kazanılarak, ertelenen sorunlar. Bunlar çözülmediği takdirde yaptırımlar gelecek” diye belirtti.
İNSAN HAKLARI YAPTIRIM REJİMİ
AB Liderler Zirvesi öncesi küresel çaptaki insan hakları ihlallerine yaptırım uygulanmasını öngören “İnsan Hakları Yaptırım Rejimi”nin kabul edilmesine değinen Özsoy, şunları söyledi: “Avrupa Birliği ilk defa insan hakları ihlali ile ilgili uluslararası bir yaptırım rejimi uygulayacak.
İnsan hakları ihlaline bulaşmış kurumlar, şahıslar ve devletler ya da devlet dışı aktörler insan hakları ihlali yaparsa, bunun içinde işkence, yargısız infazlar, keyfi gözaltılar, tutuklamalar, soykırım sayılıyor. Tüm bu kapsamda yapılan tespitler ışığında şahıslara, ülkelere, kurumlara dünyanın neresinde olursa olsun yaptırım uygulayacaklarını belirtiyorlar. AB ilk defa böyle bir mekanizmayı ortaya koyuyor. Bizce geç kalmıştır.
Türkiye gibi ülkelerle yaşadıkları sorunlar için demek ki böyle bir ihtiyaç meydana geldi. Neden durup dururken ihtiyaç duydular, çünkü görüyorlar, birçok insan hak ihlali var ve AB’nin bir yaptırım mekanizması yok. Önümüzdeki süreçte bu yaptırımlar üzerinden Türkiye ile AB arasında ilişkiler önemli ölçüde gerilecek. Yaptırımları bu mekanizma üzerinden de getirebilirler.
Bu mekanizmanın oluşmasında ben Türkiye ile yaşananların çok etkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü AB’nin son bir yıl içerinde en fazla sıkıntı yaşadığı ülke Türkiye, eskiden Rusya’ydı şimdi Türkiye ile yaşıyor. Dolayısıyla bu mekanizmayı Türkiye’ye karşı önümüzdeki dönemde kullanacaklar.” (Mezopotamya Ajansı / Berivan Altan)