GÜNDEM

HEDEP Eş Genel Başkanı Bakırhan’dan ‘ittifak’ açıklaması: İktidarla hiçbir konuda görüşme durumumuz olmadı

HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncay Bakırhan, yaklaşan yerel seçimlere yönelik AKP’yle hiçbir görüşmelerinin olmadığını söyledi. Bakırhan, “Çözümü mümkün kılacaksa her kesimle yeri gelince görüşebiliriz” dedi.

Abone Ol

- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, yaklaşan yerel seçimlerle ilgili ittifak açıklamasında bulundu. HEDEP’in yerel seçimlere dönük AKP hükümetiyle görüştüğü iddiaları hakkında konuşan Bakırhan, şu anda hiçbir görüşmelerinin olmadığını söyleyerek, “Her kim olursa olsun ne istediğini ve beklediğini net bir şekilde paylaşması kaydıyla ve çözümü mümkün kılacaksa her kesimle yeri gelince görüşebiliriz" dedi.

“Bizim ittifak yeterince toplumsallaşamadı, bir güç biriktiremedi” diyen Bakırhan, “En sağlıklı en doğru ittifak, en geniş toplumsal zemini, siyasal partilerle sınırlı kalmayan bir mücadele zemini oluşturmaktır” ifadelerini kullandı.

RELATED VİDEO
Play Video
‘BİZİM İTTİFAK YETERİNCE TOPLUMSALLAŞAMADI’

HEDEP Eş Genel Başkanı Bakırhan, BirGün’den Nurcan Gökdemir ve Hüseyin Şimşek’e konuştu. İttifak neden yapılır? diye soran Bakırhan, “Birbirine yakın toplumun genel sorunlarını kendisine dert eden ve çözmeye çalışan güçler bir araya gelir. Bir ittifak, eğer bir kazanım yaratmıyorsa toplumsallaşmıyorsa bir adres olmuyorsa bunun özeleştirisini vermek gerekiyor” dedi. İttifaklar yaptıklarını söyleyen Bakırhan, şunları kaydetti:

“Sonuç itibarıyla dediğimiz şeye çok da hizmet etmediği ortaya çıktı. Bizim ittifak yeterince toplumsallaşamadı, bir güç biriktiremedi. Sadece seçimle sınırlı kaldı. Zaten seçimle sınırlı kalan bir ittifakın ne topluma ne halklarımıza ne kimseye bir hayrı olmadığını defalarca test etmiştik.


‘İTTİFAK ALTINDA BİRLEŞİYORUZ, BAŞARACAĞIZ’ DİYEREK YANLIŞ İÇİNE GİRMEYECEĞİZ’

İttifakların sığ, daha çok seçim endeksli olması, bu seçimde bizlere çok büyük dersler verdi. Geçmişteki pratiği tekrar etmek bu halka yapılacak en büyük kötülüklerdendir. En sağlıklı en doğru ittifak, en geniş toplumsal zemini, siyasal partilerle sınırlı kalmayan bir mücadele zemini oluşturmaktır. Bugüne kadar başaramadığımız, geçmişteki bagajlardan kurtularak bu halka umut olacak bir seçenek yaratmamaktan kaynaklı bir şeydir. Ya bütün iddialarımızdan vazgeçeceğiz, biz dâhil olmak üzere, artık bu toplumu ‘İttifak altında birleşiyoruz, başaracağız’ diyerek tekrar yanıltmak gibi büyük bir yanlış içine girmeyeceğiz. Ya da demokrasi için emekçiler için geleceğimiz için en doğru olan neyse asgari müşterekte de olsa bir araya gelip hem zeminde hem sahada yeri gelirse de seçimde hayata geçirmemiz gerekiyor.

‘MASADA GÖRÜNMEK GİBİ BİR DERDE DÜŞMEDİK’

İttifaklarımız toplumsal mücadeleyi büyütmedi, mevcut iktidar karşısında başarılı bir sonuç ortaya koymadı. Kıymetlidir, değerlidir, hiç yoktan iyidir ama kendisi değil… Bir arada olmamız gerekiyor. Son dönem yaşadığımız şeyler de çok net şekilde bunu bir ödev olarak karşımıza koyuyor. Biz geçmişte birbirimize karşı olan eleştiriler üzerinden birbirimize mesafe koyma, araya duvarlar örme şansına sahip değiliz.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde, masada görünmek gibi bir derde düşmedik. Bizim için bu sistemi değiştirebilir miyiz, daha demokratik bir zemine kavuşabilir miyiz, mevcut iktidardan kurtulabilir miyiz, Erdoğan gönderilebilir mi, savaş politikaları biter mi, insanların yaşamına, düşüncesine, giyim kuşamına karışmayan, görece daha ılımlı bir politika ortaya çıkar mı, önemliydi. Ne kadar katkı verdik, katkımız ne kadar görüldü o ayrı bir mesele. Yaptığımız şeyin karşılığının verilmesi onlarla ilgili bir durumdur.

‘KÜRT OYU BASİT BİR OY DEĞİLDİR’

Ama şu bilinmeli ki yanlış anlaşılmasını istemiyorum Kürt oyu basit bir oy değildir. Gözaltı, cezaevi, köyü yakılan insanlar… Ağır bedeli olan bir kâğıt parçasıdır. Büyük bedeller ile oluşmuş oyun gittiği yerin kıymetli olması gerekiyor. Denedik bir sonuç ortaya çıkmadı ama büyük dersler ortaya çıktı. Önümüzdeki dönemde ne yapacaksak açık ve şeffaf olmalı. Bizim desteğimize ihtiyaç duyanlar açısından da böyle olmalı. Artık arka kapı diplomasisinin yürüdüğü, Türkiye toplumunun kabul etmediği, topluma kapalı ittifaklar olmamalıdır. Olacaksa açık olmalıdır, ilkeleri belli olmalıdır.

Yapacağımız çalışmalar seçim ittifakı olarak algılanabilir. Ama bununla sınırlı tutmayacağız. Savaş tezkeresi, İsrail – Filistin savaşı, eğitim sistemi ya da benzeri konularda da ittifak yapmalıyız.

‘HER KESİMLE YERİ GELİNCE GÖRÜŞEBİLİRİZ’

Yerel seçimler için bir çalışmamız var. Yapacağımız her işte kesinlikle demokratik değerleri, halklarımızı esas alacağız. Yapacağımız iş ne ise açık ve şeffaf olacak. Tanımlanmış olacak.

7 Haziran 2015’ten beri hükümete kaybettirme, muhalefete kazandırma stratejisini izliyoruz. Tamam, iktidar kaybetsin ama kazanacak muhalefet de daha anti demokratik olmasın. Evet, ihtiyaç varsa değişim olsun ama bir öncekinden daha demokrat, daha kapsayıcı, daha şeffaf, daha halkçı olması lazım desteklenecek adayın.

Hükümetle şu an bu konuda bir görüşme söz konusu değildir. Seçim dâhil olmak üzere iktidarla hiçbir konuda bir görüşme durumumuz olmamıştır. Ancak kim olursa olsun ne istediğini ve beklediğini kamuoyu ile net bir şekilde paylaşmak kaydıyla ve çözümü mümkün kılacaksa her kesimle yeri gelince görüşebiliriz.(Kaynak)