SİYASET

HEP'ten HDP'ye 30 yılda yaşananlar

Türkiye kamuoyu, HEP'ten HDP'ye 28 yıl boyunca Kürt siyasi hareketine yakın çeşitli partilerle tanıştı.

Abone Ol

Halkların Demokratik Partisi (HDP), aldığı 2 yıl 6 aylık hapis cezasının kesinleşmesinin ardından geçen hafta içerisinde milletvekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun dün sabah saatlerinde gözaltına alınmasını 1994'te yaşananlara benzetti.

Gergerlioğlu, milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni (TBMM) terk etmeme eylemi başlattı. Gergerlioğlu, dün sabah saatlerinde yaklaşık 100 kadar polis tarafından TBMM'de gözaltına alındı.

Gergerlioğlu, ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılırken, HDP de yaşananlara sert tepki gösterdi.

HDP yaptığı açıklamada, "AKP-MHP iktidarı demokrasi düşmanı, darbeci bir iktidardır. Karşımızda devletin tüm imkanlarını halka zulmetmek, baskı uygulamak için kullanan bir iktidar vardır. Meclis koridorları 94 darbesine benzer bir darbe sürecine tanıklık etmiş, aynı utanç Tüm Türkiye'ye 27 yıl sonra AKP-MHP tarafından yeniden yaşatılmıştır" denildi.

BBC Türkçe'den Hatice Kemer, 1990'da HEP ile başlayan bir sürecin bir nevi devamı niteliğinde olan HDP'nin açıklamasında gönderme yaptığı 1994'te neler yaşandı, 30 yıl içerisinde nelerin yaşandığını derledi.

HDP'NİN KÖKLERİ HEP'TE

1990'da Halkın Emek Partisi (HEP) ile başlayan siyasi yolculuk, Demokrasi Partisi (DEP), ÖZDEP, Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), Demokratik Halk Partisi (DEHAP), Demokratik Toplum Partisi (DTP), Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve son olarak Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile yoluna devam etti.

HEP'ten, HDP'ye partinin ismi birçok kere değişti, ancak benzer gerekçelerle tıpkı HEP gibi HDP'nin de milletvekilleri tutuklandı, birçok vekilin milletvekilliği düşürüldü.

Kürt siyasi hareketinin meclisteki ilk temsili 7 Haziran 1990'da kurulan HEP ile başladı. HEP'in Genel Başkanı Fehmi Işıklar oldu.

20 Ekim 1991 Genel Seçimlerinde SHP ile ittifak yapan Halkın Emek Partisi'nden (HEP) Fehmi Işıklar, Salih Sümer, Mahmut Uyanık, Sedat Yurttaş, Hatip Dicle ve Leyla Zana Diyarbakır'dan; Ahmet Türk ve Mehmet Sincar, Ali Yiğit Mardin'den; Mahmut Alınak, Orhan Doğan ve Selim Sadak Şırnak'tan; Zübeyir Aydar, Naif Güneş, Siirt'ten; Nizamettin Toğuç, Batman'dan; Remzi Kartal Van'dan; Sırrı Sakık Muş'tan; Mahmut Kılıç Adıyaman'dan, Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) listesinden 19'UNCU dönem milletvekilleri olarak TBMM'ye girdiler.

1993'de Yaşar Kaya'nın Genel Başkanı olduğu Demokrasi Partisi (DEP) kuruldu.

DOKUNULMAZLIK KRİZİ VE TUTUKLAMALAR

SHP ittifakı ile milletvekili olan HEP'li vekiller, partilerine açılan davalar yüzünden mecliste DEP grubunu kurarak SHP'den ayrıldılar.

4 Eylül 1993 tarihinde DEP'in Mardin milletvekili Mehmet Sincar Batman'da öldürüldü.

Leyla Zana'nın Kürtçe yemin etmesiyle ile başlayan kriz 1994'te dokunulmazlıkların kaldırılmasına kadar devam etti.

2 Mart 1994'te Hatip Dicle, Leyla Zana, Orhan Doğan, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, ve Şırnak bağımsız milletvekili Mahmut Alınak'ın dokunulmazlığı kaldırıldı.

Aynı gün Orhan Doğan ve Hatip Dicle meclisten çıkarken gözaltına alındı.

Bunu protesto eden arkadaşları mecliste iki gün sabahladı ama karar değişmedi.

Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Sedat Yurttaş, Selim Sadak, Mahmut Alınak, Hatip Dicle, Orhan Doğan "Vatana ihanet ve devletin hakimiyeti altındaki topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya ve bu topraklar üzerinde müstakil bir devlet kurmaya yönelik eylem" suçlamalarıyla aynı yıl 16 Mart'ta DGM tarafından tutuklanarak Ankara Merkez Cezaevi'ne gönderildi.

Remzi Kartal, Zübeyir Aydar, Naif Güneş, Nizamettin Toğuç, Mahmut Kılınç ve Ali Yiğit ise yurt dışına kaçmak zorunda kaldılar.

Anayasa Mahkemesi DEP'i 16 Haziran 1994'te kapattı.

EN BÜYÜK SORUN: YÜZDE 10 BARAJ

11 Mayıs 1994'de Murat Bozlak başkanlığında kurulan Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) 1995 milletvekilliği seçimlerinde 1,5 milyona yakın oy aldı ama yüzde 10'luk seçim barajını aşıp parlamentoya girmeyi başaramadı.

Aynı parti 1999 yerel seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere Ağrı, Batman, Bingöl, Hakkari, Siirt, Van ile birlikte toplam 37 belediye kazandı.

HADEP Kongresi'nde açılan Abdullah Öcalan posteri ve PKK bayrakları, Murat Bozlak ve bazı parti yöneticilerinin tutuklanmasına neden oldu.

Anayasa Mahkemesi, "PKK'ya yardım ve yataklık ettiği, yasadışı eylemlerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle 13 Mart 2003'de HADEP'i kapattı, parti yöneticilerine de beş yıl siyaset yasağı verildi.

Bundan sonra farklı tarihlerde tutuklanacak olan Murat Bozlak da 2011 yılında BDP Adana milletvekili olarak parlamentoya girdi, 4 Ocak 2015 tarihinde milletvekiliyken kanserden hayatını kaybetti.

24 Ekim 1997'de kurulmuş olan Demokratik Halk Partisi (DEHAP) ise "örgütlenmesini tamamlamadan seçime girdiği" iddiası üzerine 2002'de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatma davası açıldı. DEHAP, 19 Kasım 2005'de kendini feshetti.

DEP milletvekilleri Hatip Dicle, Orhan Doğan, Selim Sadak ve Leyla Zana 10 hapis yattıktan sonra 9 Haziran 2004'te hapisten çıktılar ve 2005'de Demokratik Toplum Hareketi (DTH) adıyla yeni bir siyasi hareketin öncüleri oldular.

DTH, Demokratik Parti (DTP) adıyla 9 Kasım 2005'de Türkiye'de "Eş Başkanlık" sistemini uygulamaya başlayan ilk parti oldu.

DTP'nin ilk eş başkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk oldu. Ancak YSK Eş Başkanlık sistemini kabul etmediği için genel başkanlığına Ahmet Türk seçildi.

DTP, hem DEP milletvekillerinin yeniden siyaset sahnesine döndüğü hem de yeni siyasetçilerin öne çıktığı bir platform oldu.

2007: BİN UMUT ADAYLARI

2007 yılında "Bin Umut Adayları" adıyla seçime bağımsız giren DTP, aralarında Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Leyla Zana gibi isimlerin olduğu siyasetçileri meclise gönderdi.

Anayasa Mahkemesi, 16 Kasım 2007 yılında "devletin bölünmez bütünlüğü" eylemlerin odağı haline geldiği, terör örgütü tarafından kurulduğu, Abdullah Öcalan'dan talimat aldığı" gibi çeşitli suçlamalarla DTP hakkında kapatma davası açtı.

Bir de Genel Başkanları Ahmet Türk'ün aralarında olduğu 221 parti üyesi için beş yıl siyaset yasağı istendi.

11 Aralık 2009'da Anaya Mahkemesi oybirliği ile DTP'nin kapatılmasına ve 37 kişiye beş yıl siyaset yasağı uygulamasına, Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un milletvekilliklerinin düşürülmesine karar verdi.

Anayasa Başkanı Haşim Kılıç açıklamasında "Bir siyasi parti; terör ve şiddet içeren eylem ve söylemleri kullanma hakkına sahip değildir., hukukun yükünü mahkemeler, siyasetin yükünü de siyasetçiler çeker" demişti.

Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un milletvekilliğinin düşmesiyle, DTP'nin meclisteki grubu da düşmüş oldu. İstanbul bağımsız milletvekili Ufuk Uras'ın katılımıyla grup kurmak için yeterli sayı olan 20 milletvekiline ulaşınca, 2 Mayıs 2008'de mecliste Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) adıyla yeni bir grup kuruldu.

BDP'nin genel başkanlığına Muş milletvekili Nuri Yaman getirildi.

BDP Kürt sorununun çözümünde PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yol haritasının önemli olduğunu ve bu yolda adımlar atılması gerektiği mesajını verdi.

1 Şubat 2010 tarihinde gerçekleşen olağanüstü kongrede Selahattin Demirtaş, Genel Başkanlığı kazandı.

BDP 2011'DE 36 MİLLETVEKİLİ ÇIKARDI

2011 Genel seçimlerinde 61 bağımsız aday ile seçime girdiler. 6,58 oy oranıyla 36 milletvekili çıkardılar. YSK, o tarihte 2011 yılında KCK davasından beş yıl tutuklu kalan, Hatip Dicle'nin kesinleşmiş yaklaşık iki yıllık hapis cezası olduğu gerekçesiyle milletvekilliğini düşürünce sayı 35'e düştü.

Dicle'nin yerine Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili adayı Oya Eronat meclise girdi.

Ancak siyasi yasağı olan vekiller bağımsız kalınca, BDP 29 milletvekiliyle mecliste grup kurdu.

ÇÖZÜM SÜRECİNDE AKTİF ROL

2013'de başlayan çözüm sürecinde BDP aktif bir rol aldı. 2015 Temmuz'unda son bulan çözüm süreci için İmralı ve Kandil ile görüşmek üzere heyetler oluşturuldu.

Bu arada 27 Ekim 2013 tarihinde Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel Eş Başkanlığında mecliste Halkların Demokratik Partisi (HDP)a dıyla yeni bir parti kuruldu.

Barış ve Demokrasi Partisi, Devrimci Sosyalist Parti, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Yeşiller ve Sol Gelecek gibi partiler Halkların Demokratik Partisi çatısı altında birleşti.

Böylece Kürt siyasi hareketi ile Türkiye solunun bazı parti ve örgütleri, HDP çatısı altında bir araya geldi.

28 Nisan 2014'de BDP milletvekilleri HDP'ye geçti ama BDP'li belediye başkanları ve yerel yöneticiler partilerinde kaldılar.

Kürt siyasi hareketi HDP adıyla milletvekilliği seçimlerine, BDP adıyla yerel seçimlere girmeye karar verdi. Her iki parti de "eş başkanlık sistemini" tüzüklerine yazdı.

HDP, 7 Haziran 2015 seçimlerinde yaklaşık 6 milyon kişinin desteğiyle oyların yüzde 13,12'sini alarak 80 milletvekili çıkarttı. 1 Kasım 2015'de yenilenen seçimde ise 10,76 alarak 59 milletvekili çıkartabildi.

BDP 30 Mart 2014 Yerel seçimlerinde de "eş başkanlık" sistemiyle seçime girdi, 102 belediye kazandı.

DBP, FİİLİ ÖZ YÖNETİM İLANLARI VE ÇATIŞMA SÜRECİ

11 Temmuz 2014'te "Demokratik Özerklik ile özgür yaşamı inşa ediyoruz" sloganıyla 3. Olağan Kongresi'ni gerçekleştirdi ve isim değiştirerek Demokratik Bölgeler Partisi adını aldı. Kamuran Yüksek ve Emine Ayna DBP'nin ilk eş genel başkanları oldular.

Fiili öz yönetim ilanları ile başlayan yeni süreçte birçok ilçe merkezinde hendekler kazıldı, barikatlar örüldü.

Hendek ve barikatların kaldırılması için sokağa çıkma yasakları ilan edildi, güvenlik operasyonları başladı. Yoğun bir çatışma süreci yaşandı.

DBP'nin 10 il, 72 ilçe, 12 belde olmak üzere 94'üne kayyum atandı. 95 belediye eş başkanı tutuklandı. 22'si kadın, 58 belediye eş başkanı halen tutuklu.

11 belediye eş başkan hüküm giydi, toplam 78 yıl ceza aldı. Ceza alan 11 belediye başkanından üçü ise yurt dışına çıkmak zorunda kaldı.

Türkiye kamuoyu, HEP'ten HDP'ye 28 yıl boyunca Kürt siyasi hareketine yakın çeşitli partilerle tanıştı.

Bu partilerde farklı olan, basitçe isimleri ya da lider kadroları değildi.

Söz konusu partiler, siyaset sahnesinde, yeni politikalar ve yeni stratejilerle yer almaya çalıştı.

HDP de bir yanıyla HEP çizgisinin devamcısı olmakla birlikte bir yanıyla da yeni bir partiydi.

HDP'nin özellikle 'Türkiyelileşme' açılımı onu öncüllerinden farklı bir yere koydu.