Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Mirî Şiblî, MİT Başkanı Hakan Fidan’ın beraberindeki heyetle birlikte yakın zaman önce Suriye'nin başkenti Şam'a gittiğini öne sürdü. Şiblî, yapılan görüşmede Suriye yönetimi ile kimi anlaşmalara varıldığını söyledi.

Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Mirî Şiblî, bölgede yaşanan son gelişmeleri Mezopotamya Ajansı'ndan (MA) Nazım Daştan'a değerlendirdi.

‘SURİYE’DE BÜYÜK DEĞİŞİKLİKLER OLACAK’

2021 Suriye’sinin 2020'ye benzemeyeceğini belirten Şiblî, yeni yönetimin göreve gelmesiyle birlikte ABD politikalarının değişeceği temel sahalardan birinin Suriye olacağını söyledi. Suriye sahasında büyük değişikliklerin olacağı düşüncesindeki Şiblî, Rusya, İran ve Türkiye gibi aktörlerin gözlerinin de yeni ABD yönetiminde olduğunu kaydetti.

Joe Biden yönetimi ile birlikte Suriye sahasındaki kazanımlarını korumaya çalışacaklarını ifade eden Şiblî, "maruz kaldıkları saldırılar konusunda sıcak örnek olarak Ayn El İsa'ya" işaret etti.

2019 yılında İsrail'in başketi Tel Aviv'de ABD ve Rusya arasında yapılan görüşmeyi hatırlatan Şiblî, akabinde varılan anlaşmada İran'ın Suriye'deki sorunların kaynağı olarak kabul edildiğini belirtti.

‘ABD, İRAN'A ASKERİ MÜDAHALEYİ DÜŞÜNÜYOR’

İran'ın da bunu hissettiğini ve buna göre hareket ettiğini dile getiren Şiblî, "Son dönemlerde şunu da görüyoruz ki İsrail'in İran'a yönelik hava saldırıları ve konumlandıkları alanlar üzerinde rahat gezmeleri Rusya'nın onayı ile oluyor. İran da eskisi gibi İsrail'in uçaklarına cevap vermiyor. İsrail uçakları rahatlıkla geziyor. Bu da yapılan anlaşmanın sahaya yansımaları olarak görülüyor. İran'ın Suriye'den çıkarılması zor olacak. ABD ve Koalisyon güçlerinin onları tamamen çıkarması siyasi ve askeri planlar gerektiriyor. Çünkü İran'ın Suriye'de çok güçlü damarları var. Bu ABD'ye pahalıya mal olacak. Hatta ABD bu konuda askeri müdahaleyi bile düşünüyor" dedi.

'RUSYA'NIN ONAYI İLE TÜRKİYE DE SINIRLANDIRILABİLİR'

Türkiye'nin yeni ABD yönetimi ile ilişkilerinin seyri üzerinde de duran Şiblî, Rusya'dan alınan S-400'lerin ili ülke arasındaki ilişkilerde temel bir sorun olmaya devam edeceğini iddia etti. Türkiye'nin Libya, Akdeniz ve Karabağ'a kadar el uzatmasının ise sorunları daha da derinleştirdiğini kaydeden Şiblî, şunları söyledi:

"ABD, Türkiye'yi sınırlandırmak istiyor. ABD'nin bu sınırlandırması tabii Rusya'nın onayı ile gerçekleşiyor. İşin sonunda İran ve Türkiye'nin Suriye'den çıkarılması planlanıyor. Bu şekilde ABD ve Rusya, Suriye sahasında tek başlarına kalmak istiyor. Türkiye ise, Müslüman Kardeşler projesini hayata geçirmek istiyor. Onların çıkarılması da kolay olmayacak."

HAKAN FİDAN ŞAM’A MI GİTTİ?

Şam-Ankara ilişkilerine de değinen Şiblî, yakın zamanda Milli İstihbarat Dairesi (MİT) Başkanı Hakan Fidan ve beraberindeki heyetin gizlice Şam'a gittiğini öne sürdü.

Şam yönetimi ile yapılan görüşmede kimi anlaşmalara varıldığını iddia eden Şiblî, şunları söyledi: "Aralarında gizli bir görüşme gerçekleşti. Görüşmeden sonra Suriye rejimi Demokratik Suriye Güçleri'ne (QSD) güçlerine 'terörist' demeye başladı. Ondan önce QSD'ye bağlı güçlere ‘milis’ diyorlardı. Görülüyor ki Suriye rejimi ve Türkiye arasında yeni anlaşmalar var, yeni bir sürece giriliyor. Bu durum yeni şehirleri işgal edebilmesi için Türkiye'nin önünü açmayı hedefliyor."

‘ŞAM, KÜRTLERİ ZOR DURUMDA BIRAKMAK İSTİYOR’

Ayn El İsa'ya yönelik saldırıların bunun en somut örneği olduğunu öne süren Şiblî, sözlerini şöyle sürdürdü:

Mazlum Abdi'den 'Minbic'de ateşkes' açıklaması Mazlum Abdi'den 'Minbic'de ateşkes' açıklaması

"Defalarca burayı almayı denediler ve bununla birlikte Suriye'de yeni bir savaşın kapısını açmak istediler. Ancak uluslararası düzeyde bazı değişiklikler yaşanıyor. Her şey Afrîn döneminde olduğu gibi gitmiyor. Afrîn döneminde bazı anlaşmalar vardı. Şam'da Guta başta olmak üzere diğer yerler Afrîn karşılığında verildi. Çünkü Guta, Suriye Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na yakın bir yer. Yani Suriye rejimi için Guta, Afrîn'den daha önemlidir. O dönem Suriye rejiminden Afrîn'in savunulması talep edilmişti, fakat rejim buna sırtını döndü. Onun için Ayn El İsa'yı da Türkiye'ye vererek, Kürtleri zor durumda bırakmak istiyor. Çünkü rejimin artık bir meşruluğu kalmadı. Kürtleri herkesten daha tehlikeli görüyorlar. Demokratik Suriye projesi, rejim tarafından tehlike ve yok oluş olarak görülüyor. Her ne kadar böyle bakılıyorsa da Suriye demokratikleşecek."