İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Kayıp yakınları Yüksekova’da 112’inci haftada Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. İHD öncülüğünde ‘Kayıplar Bulunsun, failler yargılansın’ şiarıyla adalet arayışında olan kayıp yakınları, Hamza Tutan faillerini sorup, adalet talebinde bulundu.
Kayıp yakınlarının eylemine DEM Parti Yüksekova Belediye Eş Başkan adayları Şadiye Kırmızıgül ve Şoreş Diri, DEM Parti İlçe Eş Başkanı Ercan Sevmez, ve Hakkâri Barosunda avukatlar katıldı.
“GÖZALTINDA İNSAN KAYBETME SUÇU ASLINDA İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇTUR”
Basın açıklamasında ilk olarak söz alan İHD Hakkari Şube üyesi Avukat Eren Baskın, dün mecliste yeni yargı paketinin onaylandığını hatırlatarak, “Gözaltında insan kaybetme suçu aslında insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bu suç kapsamında maalesef meclis nezihinde 30 yıllık zaman aşımı süresinin kaldırılması ve bu cinayetlerin tamamen yargı eli ile aklanmasının kaldırılması için yaptığımızı tüm başvurular göz ardı edilmiştir” dedi.
“TÜRKİYE’NİN EN UZUN SOLUKLU VE BARIŞÇIL EYLEMSELLİĞİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ”
Basın açıklamasını okuyan İHD Hakkâri Şube Başkanı Sibel Çapraz şu ifadelere yer verdi:
Çapraz,” Kayıplar bulunsun failler yargılansın diye yürüttüğümüz eylemselliğimiz bu gün 112. haftasına girdi. Terör kisvesi altında insan hakları kavramının rafa kaldırıldığı bir kaos döneminde insanlarımızın gözaltına alınarak katledilmesi ve bu bağlamda yürütülmeye çalışılan soruşturmaların tümüne yargı erkinin müdahalesi ile kapatılmasına karşı meydanlarda sesimizi yükseltiyoruz.
Bizler hak savunucuları olarak haksız ve hukuksuz bir biçimde katledilen sevdiklerimiz için Türkiye’nin en uzun soluklu ve barışçıl eylemselliğini gerçekleştiriyoruz.
Gerçekleştirdiğimiz eylemseliğimiz 2024 yılının Türkiye’sinde annelerimize açılan davalarla sekteye uğratılmaya çalışılıyor.
Cumartesi annelerinin kendilerine yasaklanan Galatasaray meydanına çıkmak istemelerine karşı yargının temel taşı olan Anayasa mahkemesi tarafından verilen hak ihlali kararına rağmen annelerimize gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet etme suçunun oluştuğu gerekçesi ile davalar açılıyor.
Bilmenizi isteriz ki yürüttüğümüz mücadele de korkulması gereken sizler değil annelerimizin öfkesidir” şeklinde konuştu.
“İŞKENCE İLE KATLEDİLEN HAMZA TUTAN’IN AKIBETİ AÇIKLANSIN”
Çapraz daha sonra Hamza Tutan’ın hikâyesini okudu.
Çapraz, “Bu gün 8 kasım 1985 yılında gözaltına alınarak katledilen Hamza Tutan’ın akıbetinin ortaya çıkarılması için bir araya geldik.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi öğrencisi 22 yaşında ki Hamza Tutan babasına ait Doğu Palas Otelini işletiyordu. Yüksekova Emniyet Amirliğince yapılan bir operasyon kapsamında otelinde insanların gözleri önünde gözaltına alındı.
Hemen akabinde Hamza Tutan’ın annesini evinden alan polis ekipleri anneyi emniyete götürdü. Burada bir odaya götürülen annesine bir cesedi teşhis etmesi istendi. Oğlunu katledilmiş olarak gören annesi baygınlık geçirdi.
Hamza Tutan’ın cenazesi 3 saat sonra evinin önüne bırakıldı ve kalp krizi geçirdiği söylendi.
Hamza Tutan’ın Vücudunda ağır darp izleri olduğunu tespit eden Tutan ailesi Yüksekova Cumhuriyet başsavcılığına başvurdu. Yapılan başvuru sonrasında cenaze İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderildi.
Adli tıp kurumu kollarda ve bacaklarda yüksek voltajlı elektrik akımına bağlı yanıkların olduğu tespitinde bulunmasına rağmen ölüm sebebinin verilen elektrik akımı olup olmadığının tespitinin yapılamadığına ilişkin bir rapor yayınladı. Bu bağlamda 6 polis memuru görevinden uzaklaştırıldı.
Dönemin Hakkari sıkı yönetim komutanlığı ise ilgili mercilerle iletişime geçerek açığa alınan polis memurları için ‘kolaylık gösterilmesi’ ricasında bulundu.
Böylelikle tüm polis memurları başka şehirlerde görevlerine iade edildi. Hamza Tutan davası ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ dair karar ile kapatıldı. Tutan ailesinin ısrarlı başvurularına rağmen herhangi bir soruşturma açılmadı. Buradan yakınlarını kaybedenler ve insan hakları savunucuları olarak bir daha haykırıyoruz; Hukuksuz bir biçimde işkence ile katledilen Hamza Tutan’ın akıbeti açıklansın. Sorumlular yargılansın. Türkiye’de yargı erkinin gözaltında katledilenler için bir aklama unsuru olarak ‘zaman aşımı’ defini ileri sürmesi bir hukuk garabetidir. Arjantin de, Kolombiya da, Fransa da Gözaltında insan kaybetme suçuna ortak olanlar ‘insanlığa karşı suç’ kapsamında tam 40 yıl sonra yargılanıp ağır cezalar aldılar.
Bizlerde sevdiklerimizin katledilmesine sebep olanların bir an önce insanlığa karşı suç işledikleri gerekçesi ile yargılanıp hak ettikleri cezaları almalarını talep ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
Basın açıklamasının ardından kitle 1 dakikalık oturma eylemi düzenledi. Yuksekovahalkınsesi