Kayıp yakınları ve Cumartesi Anneleri, Yüksekova’da 113’uncu haftada Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. İnsan Hakları Derneği (İHD) öncülüğünde  ‘Kayıplar Bulunsun, failler yargılansın’ şiarıyla adalet arayışında olan kayıp yakınları, Nurettin YILDIZ’ın faillerini sordu, adalet talebinde bulundu. 

Eylemde ilk konuşmayı yapan Yüksekova İHD Başkanı Sibel Çapraz: 

"Geçtiğimiz hafta, Ankara 1. ağır ceza mahkemesinde görülen ve tüm sanıklar hakkında verilen beraat kararının İstinaf mahkemesi tarafından onanması ve dosyanın üyelerimizden Eren Baskın’ın babası Abdulmecit Baskın için zaman aşımı sebebi ile düşürülmesi kararı verildi.

Bu gün buradan tüm ilgililere bir daha sesleniyoruz. Gözaltında insan kaybetme suçunda zaman aşımı yoktur.

Bu suçlar insanlığa karşı işlenmiş suçlardır ve zaman aşımı söz konusu olamaz.

Mehmet Ağar Hakkında verilen beraat kararından 1 gün sonra cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı karşılamak için Elazığ’a gitmiş ve burada kendisi ile samimi pozları Türkiyenin 4 bir yanına servis edilmiştir. Böylelikle Mehmet Ağar’ın 19 kişiyi öldürülme emrini verdiği bahisle hakkında açılan dava henüz bitmeden bu karelerin basına yansıması toplumun vicdanında ağır yaralar açmaktadır.

Toplum nezdinde bu fotoğraf karesi Mehmet Ağar’ın hukuk normlarına göre yargılanacağı gerçeğine gölge düşürmektedir" şeklinde konuştu

Basın metnini , yönetim kurulu üyesi ise Ozan Akbaş okudu 

“8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kaybedilen kadınları anıyoruz. Kayıpları için mücadele eden tüm kadınları selamlıyoruz” Kadınların 8 Mart’ta baskıya karşı seslerini yükselttiklerini, erkek egemen sistemin beslediği cinsiyet imtiyazlarına, ayrımcılığa ve adaletsizliğe karşı yüksek sesle itiraz ediyoruz.

"Bu şiarla İnsan Hakları Derneğinin kayıtlarına göre gözaltında katledilen, Makbule Ökdem, Ayten Öztürk, Rıdda Yavuz, Sedika Dal, Hamide Şarlı, Hatun Işık, Yeter Işık, Elif Işık, Gülizar Serin, Lütfiye Kaçar, Gülnaz Tatu, Kariye Tatu, Ayşenur Şimşek, Hatice Şimşek, Şükran Daş, Fahriye Mordeniz, Zozan Eren, Neslihan Uslu, ve Konca Kuriş için adalet talep etmeye devam edeceğiz.

Kadınlarımızı katleden karanlık zihniyet ile mücadelemiz her zaman ‘’unutmadık-unutmayacağız’ şiarı ile sürecek.

113. haftamızda gözaltına alındıktan sonra katledilen Nurettin Turgut için bir araya geldik.

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde ikamet eden ve taksicilik yaparak hayatını idame ettiren e Nurettin Turgut 1993 şubat ayında evinden çıktı ve bir daha geri dönmedi. Aile ilk başlarda işi dolayısı ile şehir dışına çıktığını düşündüğü Nurettin Turgut dan 2 hafta haber alamayınca ilgili tüm mercilere başvuru yaptı. Hemen akabinde aileyi Bitlis’in Tatvan ilçesinden arayan güvenlik güçleri Nurettin Turgut’un yanındaki bir şahıs ile araçta silah bulundurmaktan gözaltına alındığını söyledi. Amcası Cemil Turgut Tatvan’a giderek savcı ile görüştü. Savcılık ise herhangi bir gözaltı işleminin olmadığını söyledi. Amcası Cemli Turgut’un kendi imkanları ile yaptığı araştırma da Tatvan yolunca işence edilmiş bir cesedin bulunduğu ve belediye ekiplerince kimsesizler mezarlığına gömüldüğünü öğrendi.  Hemen ardından bu bilgi ile Tatvan cumhuriyet başsavcılığına başvuru yapan amcası Cemil’e bulunan cenazenin otopsi sırasında çekilmiş fotoğrafları gösterildi. Hemen hemen tanınmayacak halde olan Nurettin Turgut’un cansız bedeninde çok sayıda kurşun izi ve ağır işkence emareleri vardı.  Bir muhtar tarafından bulunduğu söylenen cansız bedeni aileye gösterilerek teşhis edildi.

Nurettin Turgut’un arabasının ise Malatya da bulunduğu haberi aileye iletildi. Cenazesi teşhis edilen Nurettin Turgut için Tatvan’da soruşturma başlatıldı. Yüksekova dan Malatya’ya kadar tam 9 yerde kimlik kontrolü ve kayıt işlemleri olmasına rağmen soruşturmayı yürüten savcılık ailenin avukatları ile beraber yaptığı ısrarlı başvurulara aracın kayıtlarının istenmesinde yarar yoktur denilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.

Dosya kayıtlara faili meçhul cinayet olarak geçti.

İlgili başvurular sürdüğü sırada cenaze Van’da bulunan kimsesizler mezarına gömüldü. Her ne kadar otopsi yapılması istense de bu talepler red edildi. Aile Nurettin Turgut’un defnedilmiş bedenini alarak Yüksekova ya getirdi.

Nurettin Turgut’un failsiz bırakılması 90 lı yıllarda bir devlet politikasıydı. Bu politikaya karşı annelerimiz ve destekçilerimiz 30 yıldır failsiz bırakılmak istenenlere karşı güçlü bir şekilde sesini yükseltiyor.

Buradan yetkililere bir daha seslenmek istiyoruz; Gözaltında insan kaybetmek insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Faillerin yargılanması ve kaybedilenlerin akıbetinin ortaya çıkarılması bu hükümetin sorumluluğundadır.

Nurettin Turgut’un failleri yargılansın akıbeti açığa çıkarılsın"

Geçtiğimiz hafta, Ankara 1. ağır ceza mahkemesinde görülen ve tüm sanıklar hakkında verilen beraat kararının İstinaf mahkemesi tarafından onanması ve dosyanın üyelerimizden Eren Baskın’ın babası Abdulmecit Baskın için zaman aşımı sebebi ile düşürülmesi kararı verildi.

Bu gün buradan tüm ilgililere bir daha sesleniyoruz. Gözaltında insan kaybetme suçunda zaman aşımı yoktur.

Bu suçlar insanlığa karşı işlenmiş suçlardır ve zaman aşımı söz konusu olamaz.

Mehmet Ağar Hakkında verilen beraat kararından 1 gün sonra cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı karşılamak için Elazığ’a gitmiş ve burada kendisi ile samimi pozları Türkiyenin 4 bir yanına servis edilmiştir. Böylelikle Mehmet Ağar’ın 19 kişiyi öldürülme emrini verdiği bahisle hakkında açılan dava henüz bitmeden bu karelerin basına yansıması toplumun vicdanında ağır yaralar açmaktadır.

Toplum nezdinde bu fotoğraf karesi Mehmet Ağar’ın hukuk normlarına göre yargılanacağı gerçeğine gölge düşürmektedir" ifadelerine yer verdi. Yuksekovahalkinsesi