Hakkarili yazar ve tarihçi İhsan Colemêrgî, uzun yıllardır Van’da yaşıyor. Sekiz yıl yaptığı öğretmenlik yaptıktan sonra sürgün edilince istifa eden Colemêrgî, 12 Eylül 1980 askeri darbesi dönemindeki tutukluluğunun ardından yaşamını Kürtçe ve Kürt tarihine adadı.

Colemêrgî’nin ikisi Türkçe, 10'u Kürtçe olmak üzere yayınlanmış 12 kitabı bulunuyor. "Cembeliyê Kurê Mîrê Hekaryan" (Hakkari Beyi'nin oğlu Cembeli) , "Mezopotamya Uygarlığında Hakkari” , "Sümbül Dağı'ndan Ayın Doğuşunu İzlerken; Hakkari Suretleri" ve "Zeynel Beg" (Zeynel Bey) kitaplarında, Hakkari ve Van yöresinin tarihine odaklanan Colemêrgî, Sümerler, Asurlar, Urartular ve Med uygarlığı üzerine çalışmalar yapması nedeniyle 'Kürtlerin Heredotu' olarak nitelendiriliyor.

'GURURLU VE MUTLUYUM'

Şiir ve romanları bulunan Colemêrgî, uzun yıllar farklı dergi veinternet sitelerinde Kürt tarihi ve mitolojisi üzerine makaleler yayınladı. Kürt tarihiyle ilgili sempozyum ve panellere katılan 80 yaşındaki Colemêrgî, "Bu kadar çalışmayı yapmaktan asla pişman değilim. Gururlu ve mutluyum. Keşke imkânım olsaydı ve çok öncesinden bu çalışmalara başlayabilseydim. İmkânlarım bu kadarına el verdi" dedi.

10 KİTABI YAYINA HAZIR

Ömrünün hiçbir döneminde araştırmaktan ve yazmaktan geri durmayan Colemêrgî, külliyatına on yeni kitabı daha katmaya hazırlanıyor. Colemergi, "Ebu Müslüm Xorasani’nin ölümü ve Hakkari’de yaşamış Narê adında bir kadının aşkını anlatan iki kitap çalışmam var. 'Xemrevîn' (Dert kaçıran) ve 'Xewrevîn' (Uyku kaçıran) isimlerinde iki de şiir çalışmam tamamlandı. Yine çoğunluğu Kürtçe olan makalelerimi derlediğim iki kitabım hazır. Urartu kralı II. Rusa’nın hayatını da romanlaştırdım. Buna benzer 10 kitabım kısa sürede yayınlanacak" diye konuştu.

'EZİLMİŞ BU HALKIN TARİHİ, DİLİ, HAKLARI KUTSALDIR'

Son yüzyılda Kürtlerin ulusal değerlerinin yasaklanıp baskı altına alındığını dile getiren Colemêrgî, “Hakkâri yöresinin bir özelliği var; Hakkâri Mirliği Osmanlı yönetimi tarafından üst düzeyde tanınıyordu. Hutbe okutuyor ve kendi adlarına para basıyorlardı. Yönetim böyle özgür olduğunda medreseler de özgür olur. Medreseler özgürleştiğinde Ehmedê Xanê, Feqîyê Teyran, Melayê Bateyî, Melayê Cizirî, Şerefxanê Colemêrgî ve Pertev Begê Hekarî gibi yazarlar da yetişir. Bunlar bizim için birer bilgi kaynağı ancak eksikler. Çünkü bu isimler de baskılanmış ve yok sayılmış. Yine de ezilmiş bu halkın tarihinin, dilinin ve haklarının kutsal değerler olduğuna inanıyorum. Bu kutsallığı bilip sahip çıkmamız lazım" dedi.

'KÜRTLER SİYASİ STATÜYE SAHİP OLMALI'

Kürt halkına ve aydınlarına ulusal değerlere sahip çıkmaları çağrısında bulunan Colemêrgî, şöyle konuştu:

"Bütün Kürtlere, Kürt yurtseverlere sesleniyorum; ulusal değerlerinize sahip çıkın. Çünkü bu doğuştan gelen haklardan. Doğuştan geldiği için de kutsaldır. Kürtler öncelikle kurumlara sahip olmalı. Siyasi statüye sahip olmalı. Daha önce Hakkâri Mirliğinin özerk yönetiminden söz ettim. Özerk olmazsan ulusal değerlerini de yaşatamazsın. Kürt coğrafyasında bir emek sömürüsü var. Bu, dünyadaki diğer sömürülerden farklı. Temelinde inkâr ve imha var. Bundan dolayı tüm Kürt aydınlarının çaba göstermesi ve sorumluluğunu bilmesi lazım. Ezilmiş bir ulusun evlatları olduklarını bilmeleri lazım. Tarih ve kültürlerinin saklı olduğu yerin derinliklerindeki hazinenin kapısını açmaları lazım. Kendilerini, dillerini ve kültürlerini ilerletmeleri lazım."

'BİRÇOK KÜRT SİYASETÇİ ULUSAL DEĞERLERE SAHİP ÇIKMIYOR'

Hakkari Üniversitesi'nden Kültürel Mirası Yaşatma Çalıştayı Hakkari Üniversitesi'nden Kültürel Mirası Yaşatma Çalıştayı

Colemêrgî, Kürt siyasetçilerin de ulusal değerlere yeterince sahip çıkmadığını söyledi ve şöyle devam etti:

"Kürt aydınları, kendilerini zorlamıyor. Ağır yükün altına girmek istemiyor. Kürt siyasetçilerini de böyle görüyorum. Bana göre onlar da birçok ulusal değere sahip çıkmıyorlar. Belediyeler bu kadar yıl Kürt siyasetçilerin ve aydınların elindeydi ancak bu ağır yükü omuzlamak istemediler. Bu isteğin gönülden gelmesi lazım ki bu yükün altına girebilsinler. Yoksa bu ulusal değerler kaybolacak."

'KÜRTÇE EĞİTİM DİLİ OLMALI'

Kürtçenin eğitim dili olması gerektiğini vurgulayan Colemêrgî, şu benzetmeyi yaptı: "Ulusal değerler saksılarda hayat bulmaz. Yaptığımız bu çalışma bir gülü saksıda yetiştirmek gibi bir şey. Ancak kadim ve ezilmiş halkın dili ve kültürü doğal bir coğrafyada, tarlada veya vadilerde hayat bulur. Bu da eğitim veya okul hakkıyla mümkün olur. Dilin okuma ve yazma dili olması için çalışmamız lazım. Okuma ve yazma olmazsa veya derinlikli bir eğitim olmazsa dil ilerlemez. Herkesin bunun için çalışması gerekiyor."