İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Bu ülkede asla olmaz, bu kadar da yapamazlar denilen her şeyi ne yazık ki bu iktidar teker teker yaptı. Toplumumuz siyaset hatta medya zamanla bir şeye şaşırmamaya alışır oldu. Artık bizi ne şaşırtır diye konuşuyoruz.
Son 10 yıl boyunca suyu yavaş yavaş kaynatıyorlar ve kaynatmamaya devam edecekler. Suyun kaynama noktasına ulaştığı bu dönemde milletimizin tekrar huzurundayım.
Biz asla ılık su demokratı olmadık olmayacağız. Gerekenleri yapmazsam milletim yüzüme bakmasın.
İstanbul’un iradesinin aksine gayri meşru gayri ahlaki ve anti demokratik müdahaleler bir takvim ve disiplin içerisinde üzerimize uygulanıyor. Kendileri de hukuksuzluktan mağdur edilmiş olmalarına rağmen, hukuku, adaleti, vicdanı, demokrasiyi ve millet iradesini ayaklar altına alan kaba bir zihniyet var karşımızda.
Yargılandığım davanın hakiminin sürülmesi ve bana ceza vermesi için tehdit edildiği iddiasına HSK’nın hala sessiz kalışı, siyasi yasak ve hapis cezası aldığım dava öncesi ceza alacığımı bilerek yapılan skandal siyasi buluşmalar ve konuşmalar, biri cumhurbaşkanı da olan iki siyasi liderin pasta yerken 16 milyon İstanbullunun iradesi ile ilgili tasarruf planları yapılması, devletin iki çok önemli bakanlığı olan adalet ve içişleri bakanlığı koltuğunda oturanların skandal icraatları… Bunlar öyle sıradan, azımsanacak, küçümsenecek olaylar değil.
“BU TOPLANTIYI İÇİŞLERİ BAKANI’NI UTANDIRMAK İÇİN DÜZENLEMEDİM”
Ortaya koyacağımız gerçekler kolay lokma olmayacağımızın kanıtıdır. İnanın bu toplantıyı İçişleri Bakanı’nı utandırmak için düzenlemedim. Çünkü bakan beyi ciddiye almanın zamanı çoktan geçmiştir. O kendini tüketmiş ve son kullanma tarihini geçirmiştir.
“BAKANIN YARATTIĞI KİRLİLİKTE GİZLENEN BİR BAKAN DAHA VAR”
Bir de sayın bakanının yarattığı kirlilikte gizlenen bir bakan daha var. Adalet Bakanı sayın Bekir Bozdağ. Sözlerimizin adresi, millete işaret edeceğimiz kişi ne İçişleri Bakanı ne de Adalet Bakanı’dır. Onlar sadece buz dağının görünen yüzüdür. Asıl kötülük bu buz dağının altında saklandığını hepimiz bilelim. Bir merkez vardır ve orası da bellidir. Orası ruhsatsızdır, kaçak bir merkezdir. Orası merdivenaltı soruşturma üretim merkezidir