Hakkari Haber

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Üyeleri Hakkari’de basın açıklaması yaptı

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun Hakkari Kadın Meclisi üyeleri tarafından “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” programı kapsamında kadın şiddeti, cezasızlığı, şüpheli ölümler ve cinayetlere tepki amaçlı 81 ilde eş zamanlı olarak basın açıklaması düzenledi.

Abone Ol

Merkezi İstanbul’da bulunan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun, kadınlara yönelik şiddet, cezasızlık, şüpheli ölümleri ve cinayetleri durdurmak amacıyla eş zamanlı olarak 81 ilde basın açıklaması düzenledi.

Platformun Hakkari Kadın Meclisi üyeleri de Bulvar Caddesi üzerinde bulunan Özdemirler Sokağında bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi.

Ellerinde değişik pankartlarla kadına yönelik şiddeti kınayan kadınlar, İstanbul sözleşmesinin uygulanması çağrısında bulundu.

Kadın Meclisi adına basın açıklamasını okuyan Ayşenur Tayak ve Kübra Sönmez,” Kadın cinayetlerini şüpheli bırakmayacaklarını anımsatarak İstanbul Sözleşmesi’ni uygulanması için sonuna kadar mücadele edeceklerini söylediler.

Bugün sadece burada değil, Türkiye’nin dört bir yanında kadınlarla buluştuklarını ifade eden Tayak ve Sönmez.” İstanbul’dan, Bitlis’e Antalya’dan, Balıkesir’e Tokat’a Aydın’a onlarca ilde eylemdeyiz. Bizler yıllardır sadece 8 Mart’ta değil her gün meydanlarda, adliyelerde, üniversitelerde, iş yerlerinde mücadele ediyoruz. Ama 8 Mart Dünya Kadınlar günü hepimiz için tarihsel bir öneme sahip. Şimdi de asla yalnız yürümeyeceksin diyen tüm kadınlarla birlikte Dünya Kadınlar Günü için bir aradayız”

"Bir Yılda 303 Kadın Öldürüldü"

Kadın cinayetlerini durdurmak, kadın cinayetleri şüpheli kalmasın diye meydanlardayız diyen Tayak ve Sönmez,” İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatmak için buradayız. Kadın cinayetlerini mücadelemizle durduracağız, şüpheli bırakmayacağız Biz Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak, 2010 yılından itibaren her ay kadın cinayeti verilerini açıklıyoruz. Son yıllarda şüpheli kadın ölümlerini de verilerimize ekledik. Ancak ilk defa bu ay kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümü verilerini açıklamadık, bu sefer verileri meydanlardan açıklayacağız dedik. Şubat ayında, 28 günde 27 kadın öldürüldü. 12 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Geçtiğimiz 5 Mart'tan bu 5 Mart'a kadar, 303 kadın öldürüldü; 181 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Bu rakamlara kimse alışmasın. Bu rakamları kimse normalleştirmesin. Her ay açıkladığımız bu veriler birer sayı değil, kadınların mücadele dolu yaşamı. Bizler artık kadın cinayeti verilerini açıklamak zorunda kalmak istemiyoruz. Bizler hiçbir kadının öldürülmediği günlerde buluşmak istiyoruz.

"Mücadelemiz Bakanlıklara Geri Adım Attırdı"

Kadın cinayetlerini durdurmak için yıllardır verdiğimiz mücadele sonucunda Cumhurbaşkanı kadına yönelik şiddet ile ilgili açıklamalar yaparak, adımları açıkladı. Devletin kadına karşı şiddetle mücadeledeki irade beyanı önemli bir taahhüttür ve biz de bunun takipçisi olacağız. Mücadelemiz sayesinde İçişleri Bakanlığı kadın cinayeti verilerini açıklıyor. Bakanlıklar kadın cinayetlerini gündeme getirmek, eylem planı açıklamak zorunda kalıyor. Kadın cinayetlerini durdurmak için yıllardır verdiğimiz mücadeleyle artık mahkemeler şiddeti meşrulaştıran indirimleri kolay kolay uygulayamıyor.

"Somut Adımlarla Kadınlar Yaşatılır"

Sadece açıklamalarla değil; atılacak adımlarla, izlenecek somut politikalarla kadınları yaşatmak mümkün. Ancak İstanbul Sözleşmesi uygulanmadığı için, etkin soruşturma ve kovuşturma yapılmadığı için, katiller kadın cinayetlerinin üstünü kapatabileceğini düşünüyor. Şüpheli kadın ölümlerinde gerçek açığa çıkarılmıyor. Ancak aylar sonra 11 yıl süren davada Aslı Baş’ın ölüm sebebi açıklanmadan sanıklara delil yetersizliğinden beraat kararı verildi. Sadece biz mücadele ettiğimizde soruşturma ve kovuşturma süreçleri ilerliyor. Pınar Gültekin’in katili yakalanacağını düşünmediğini, Aylin Sözer’in katili delilleri karartmak için yaktığını söyledi. Katil itiraf etmeden Arzu Aygün’ün cansız bedeni 42 gün boyunca bulunamadı. Fail ancak suçunu itiraf ettiğinde gerçek açığa çıktı.

"Rabia Naz'a Ne Oldu"

Geçtiğimiz Eylül ayında Sevginur Aktaş, başından silahla vurularak yaralanmıştı ve evli olduğu erkek intihar ettiğini iddia etmişti. Sevginur, yoğun bakımdan çıktı ve ifadesinde “Eşim bizde boşanma yoktur deyip beni vurdu.” dedi. Sevginur Aktaş yoğun bakımdan çıkamasaydı fail intihar diyerek cinayetin üstünü kapatmaya çalışacaktı. Aleyna Çakır’ın soruşturmasında Ümitcan Uygun hakkında şüpheli sıfatıyla aylarca işlem yapılmadı. Ancak başka bir suçla ilgili olarak tutuklandıktan sonra Ümitcan Uygun’dan alınan DNA örneği Aleyna’nın vücudundaki DNA ile eşleştirildi. Süreç daha fazla uzatılmadan, Aleyna’nın ölümündeki tüm şüpheler bir an önce açığa çıkarılmalıdır. Bizler hala Gülistan Doku nerede diye, Rabia Naz’a ne oldu diye sormaya devam ediyoruz. Rabia Naz’ın davasında takipsizlik kararı verildi. Ama biz her yer sormaya devam edeceğiz; Rabia Naz’a ne oldu? Tam 426 gün oldu, 426 gün.

"İstanbul Sözleşmesini Uygulatacağız"

Gülistan Doku nerede? Şule Çet cinayetini ortaya çıkardığımız gibi, Aysun Yıldırım’ın kapanan dosyasını tekrar açtırdığımız gibi; Aleyna Çakır, Nadira Kadirova, Duygu Delen için yılmadan mücadele ettiğimiz gibi üstü kapatılmaya çalışılan hiçbir kadın cinayetini şüpheli bırakmayacağız, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız. İstanbul Sözleşmesi uygulanırsa, soruşturma süreçleri etkin işletilirse, katiller cinayeti saklayabileceklerini akıllarından dahi geçiremezler. Eşitliği ve özgürlüğü kazanacağız Nasıl ki kadınlar kendi hayatında seçim yapmak için mücadele ediyorsa; gençler de üniversitelerde pes etmeden kayyım değil seçim mücadelesi veriyor. Kamu gücünü elinde bulunduranlar kadınları korumak, şüpheli kadın ölümlerini açığa çıkartmak için hiçbir irade göstermediler. Ancak kayyım rektör istemedikleri için mücadele eden gençlerin karşısında polisiyle, mahkemesiyle, bakanlarıyla seferber oldular.

"LGBTİQ'lar İçin Mücadelemizi Büyüteceğiz"

Yetkililerin gözünde hakkı olanı almak isteyen öğrenciler, faillerden daha fazla tehlike mi teşkil ediyor? Devlet gücünü hakkını arayan öğrenciler için değil failler için kullansın. Kendi hayatını seçmek isteyen kadınlar, Şiddetin yaşı yoksa mücadelenin de yaşı yok diyen liseli kadınlar, Rektörü de geleceğimizi de biz seçeceğiz diyen üniversiteli kadınlar, Eşit yaşayacağız haklarımızı alacağız diyen işçi kadınla, Ayrımcılığa karşı mücadele veren LGBTİQ+’lar için mücadelemizi büyütüyoruz. Kadın cinayetlerini şüpheli bırakmayacağız, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayacağız. Topyekün mücadele edecek, eşitliği ve özgürlüğü kazanacağız” ifadelerini kullandılar.