Şahsi malzeme veya işlerimizde pür dikkat eder, hor görmeyiz. Bozulduğunda maddi manevi zarara gireceğimizi biliriz. Lakin umumi yani toplumun ortak değerlerini pek fazla önemsemeyiz hatta zarar vermek için kinle, öfkeyle hareket edenlerimiz de vardır. Ama bilmiyoruz ki vebali çetindir. Çünkü, her biri farklı farklı birer kul hakkıdır.
Park sitemlerimiz
Epcim döneminde neredeyse her noktada çoğalan, güzelleşen; daha sonra ki dönemlerde bakımsızlığa çürümeye terk edilen tek dinlenme alanlarımız olan parklarımızı çocuklarımıza çok görüp biz büyüklerin tekme, bükme, kırma, parçalama gibi sudan sebeplerle zarar vererek evlatlarımızın eğlenmesini çok gördük...
Asansör bozma tuşu
Gerek kurum gerek özel binaların asansörlerini kullanma konusunda çoğumuz çok bilinçsiziz. Bulunduğumuz katta asansör çağırma butonuna basmamız ve ışığın ok yönleriyle asansörün hangi katta ve hangi yöne hareket ettiğini bize görsel olarak göstermesine rağmen elimizi tuştan kaldırmıyor yâda seri bir şekilde ard arda basmamız...
İzmarit atma yarışı
Alanların, caddelerin, sokakların hepimizin ortak nefes ve dinlenme yeri olduğunu biliyoruz. Lakin izmaritimizi, çekirdeğimizi, tükettiğimiz gıdanın, içeceğin kılıflarını gelişi güzel tekme veya parmak arası hareketle havalı bir şekilde alana fırlatmamız, her noktayı çöpe çevirmemiz...
Çöpte sorumsuzluk
Çöp noktasına sekiz, on metre kala basketbol maçındaymışız gibi bir öz güvenle konteyneri tutturma yâda içi yerine kenarına bırakma hevesimiz... Çöp poşetlerimizi evde süzmeden yarıya kadar sulu bırakıp temizlik personellerin üzerlerine dökülmesine, yırtılıp dökülen suyun çevreye pis koku yayılmasına, belediyenin belirlediği saatler arasında değil de gündüzün herhangi bir vaktinde dışarıya çıkartma duyarsızlığımız...
İhalelerde hile
Kurumlarda kar içinde karla aldığımız ihalelerin malzemesinden de kısma gibi vicdani olmayan davranışlarımız, halkına kalitesiz ve gereksiz ihaleler üreterek halkına, vatanına, toprağına düşmanlık edip, kısa yoldan köşeyi dönme hayaliyle kısa bir ömür için edebi hayatımızı riske atma düşüncelerimiz, fikirlerimiz...
Ulaşım servislerini hor görme
Hepimizin emeği, alın teri olan, zengininden fakirine, yetiminden öksüzüne kadar herkesin vergileriyle alınan şehir içi servislerini ilk gün serüveninde bırakmayıp; hastane, durak dinlenme, piknik alanları gibi oturaklarını, koltuklarını yırtmamız, çizmemiz, şekilden şekle sokmamız, ne derece doğru, ne derece insani olduğu hepimizin malumudur...
Şahsiyeti ilgilendiren konulara karşı olmasa da toplumun ortak değerleri, paydaşlık hakları bulunan konularda daha duyarlı, sorumlu ve vebalde olduğumuzun bilinç ve şuurunda olmamız temennisiyle...
Selam ve dua ile...