SİYASET

Kılıçdaroğlu: Ne oldu da at izi it izine karıştı?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Berat Albayrak'ın bakanlık görevinden istifa etmesiyle ilgili olarak, "Görünen tablo açık ve net. Berat Bey'in istifası sonunda kabul edildi. Hayırlı bir iş. Damat-kayınpeder olayından kurtuldu Türkiye. Hangi gerekçeler, hangi gerçeklerle istifa edildi bilmiyoruz. Bu işin sorumlusu bir kişi Erdoğan" dedi.

Abone Ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın istifasını, "hayırlı bir iş" olarak değerlendirdi. "Asıl sorumlu bu işin tepesinde olan insandır. Damadı feda ederek buradan kaçınamazsınız" diyen ana muhalefet partisi lideri Kılıçdaroğlu, "Veziri verip şahı kurtaramazsınız" dedi.

İstifa eden Albayrak'a, "Ne oldu da at iti it izine karıştı?" diye soran CHP lideri Kılıçdaroğlu, hükûmete yakınlığıyla bilinen medyaya da sert bir dille tepki gösterdi. "Medyaya bakıyorsunuz. Sosyal medyada yaptığı istifa açıklamasının üzerinden 17 saat geçmesine rağmen 1780'inden sadece 5'i veriyor. Şu medyanın geldiği hale bakar mısınız!" diyen Kılıçdaroğlu, "Kalemini satan insandan gazeteci olur mu! Bunlardan gazeteci olmaz!" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Albayrak'ın istifasına ilişkin resmî açıklamanın 27 saat sonra gelmesini de eleştirdi, "Ülke böyle yönetilmez" dedi.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

HALKINI BU KADAR YÜCELTEN ENDER KİŞİLERDENDİ: Bugün 10 Kasım büyük bir lideri bir devlet adamını bir eski komutanı, düşmanının bile saygı duyduğu değerli bir insanı sonsuzluğa uğurlayışımızın 82. yılı. Gerçekten de düşmanının bile saygı duyduğu bir insan. Feleğin çemberinden geçmek deyimi vardır. Hayatın bütün acılarını yaşayan bir kişi. Biz 82 yıldır onu unutmadık, bundan sonra da unutmayacağız. Halâ dünyanın mazlum ülkelerine örnek olmaya devam ediyor. O milli mücadeleyi sadece kendisi için değil bir anlamda bütün mazlum ülkeler için yaptı. Halkını bu kadar yücelten dünyadaki ender kişilerden biridir. TBMM'nin açılışında 1 Kasım 1930'da 'Ülkenin kaderinden tek yetki ve güç sahibi olan TBMM'nin bu ülkenin iç ve dış güvencesini sağlamak için en büyük güvencesidir' diyor. TBMM'nin açılışı halka duyduğu güven tarihin altın sayfalarında yer alan eylemledir. O cumhuriyeti kurarken cumhuriyet bilhassa kimsesizlerim kimsesidir dedi. Hiç kimse kendisini ötekileştirilmiş hissetmesin dedi. Sıradan bir cümle değil bu.

AZERBAYCAN İÇİN TEK YOL VARDI: Yine güzel bir haber Azerbaycan'la ilgili. İşgal altında toprakları vardı. Uzun yıllardır Azerbaycan işgalin bitmesini istiyordu. Ama olmadı tek yol vardı savaşmak. Savaştılar ve başardılar. Aliyev bu savaşta çok sıcak bir mesaj verdi. Biz Ermenistan halkına karşı değiliz. Biz Ermenistan'ı yönetenlere karşıyız dedi. İşgalin sona ermesiyle birlikte bir dostluğun başlayacağını düşünüyorum. Umarım iki komşu daha tutarlı bir diyalog sürecine başlamış olurlar. Ermenistan tarafından kamuoyuna açıklanan bildiri bölgedeki ateşin düşmesine katkı verecektir.

RÜŞVET ALDIN DİYORUM DAVA BİLE AÇAMIYOR: Devleti arpalığa dönüştüren Erdoğan'dır. Rüşvet alanları büyükelçi atayan yine Erdoğan'dır. Hakaret, neresi hakaret. Rüşvet aldın diyorum korkudan dava bile açamıyor. Ama mahkeme kararıyla bunları yayınlamak yasak. Diyarbakır il başkanımız aradı Silvan'da dedi 16-28 yaşında çok sayıda intihar var. Bu konunun araştırılması lazım. İntiharın nedenleri nedir bir araştıralım dedi. İnsan haklarından sorumlu arkadaşımızı gönderdik. İntihar edenlerin tamamının ekonomik sorunları var. Düğünde takılan altını satarak evimize ekmek götürüyoruz diyor bu aileler. Ben AK Parti'ye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim. Sizin vicdanınız böyle bir şeye el veriyor mu? 16-28 yaş arası gençlerin umutları tükenmiş. Ülkenin şu geldiği hale bak. Erdoğan bunun farkında mı? Haberi bile yok. Sarayda böyle bir olay yok ki. Bu tablo hepimizin önünde olması gereken bir tablo.

İZMİR'DE KİMSE AÇIKTA KALMAYACAK: Yaralar hızla sarılıyor. Yıkılan hane sayısı 143. Acil yıkılması gereken hane sayısı 831. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait 224 konut eşyalarıyla birlikte tamamlandı ve beyaz eşyalar da dahil olmak üzere depremzedelere verilecek. Hilton Oteli'nin odaları depremzedelere açıldı. Belediye ile otel arasında yapılmış güzel bir sözleşme var. Hiç kimse aç ve açıkta kalmayacak. Orta hasarlı hanelere de 5'er bin liralık ödeme yapılacak.

Berat Albayrak'ı en çok eleştirenlerden biri de benim. Gerçekleri milletin bilmesi gerekiyordu.

TEK ADAM REJİMİNİN FELAKETLER ÜRETECEĞİNİ SÖYLEDİK: Biz özellikle son yıllarda bir sorunu ortaya koyuyorsak arkasından mutlaka çözümü de ortaya koyuyoruz. Önemli bir süreci başlattı. Muhalefet çözüm üretmek zorunda değil ama Türkiye'de yaşanan sorunları görünce onlara yol da gösterdik. Olabilir bizim önerilerimiz eksik de yanlış da olabilir. Çıkar dersiniz biz de bakarız. Bugüne kadar yaptığımız eleştirilerden hiçbiri hakkında bu eksiktir, yanlıştır eleştirisi gelmedi. Çünkü biz her sorunu uzmanına danıştık. 13 madde saydık. Bu 13 maddenin çözümüyle ilgili bizim üstümüze düşen bir şey varsa her türlü desteği vermeye hazırız dedik. Siyaset kurumunun bu sorunu çözmesi lazım dedik. Sorumlu bir muhalefet anlayışıyla bunu yaptık. Biz bildiğimizi okuruz dediler. Sonra ekonomik buhranın içinde bulduk kendimizi. Milyonların işsiz kaldığı bir süreç. Yüz binler çöp konteynerlerinden beslenmeye başladılar. Şimdi eleştiriyi yaparken devletin ne olduğunu da bilmek gerekiyor. Tek adam rejimi benim dışında kimse bir şey söyleyemez demektir. O nedenle biz tek adam rejiminin ülke için felaketler üreteceğini hep söyledik. Bugün geldiğimiz nokta da budur.

MEDYANIN GELDİĞİ HALE BAKAR MISINIZ? Damat istifa etti. Gerçekten istifa etti mi etmedi mi? Uzun bir sessizlik. AK Parti grubuna bakıyorsunuz orası da sessiz. Ona koşulsuz destek veren MHP'nin genel başkanında da büyük bir sessizlik. Ne oluyor? Hazine'den sorumlu bir kişi 'ben istifa ettim' diyor. Medyaya bakıyorsunuz. Sosyal medyada yaptığı istifa açıklamasının üzerinden 17 saat geçmesine rağmen 1780'inden sadece 5'i veriyor. Şu medyanın geldiği hale bakar mısınız! Gerçek anlamda havuz medyası olduğunu kanıtladı. 27 saat sonra istifa dolayısıyla bir açıklama yapıldı. Ülke böyle yönetilmez.

ASIL SORUMLU TEPEDE OTURANDIR: Bir ülkeyi anonim şirket gibi yönetmeye kalkarsanız sonuç budur. Erdoğan 'benim derdim anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmelidir' diyor. Anonim şirketin ordusu mu var? Her anonim şirketin Türkiye genelinde özel politikaları mı var? Kayınpeder-damat ülkeyi yönetiyorlar. Aralarında bir kavga çıkmış herkes diken üstünde. Havuz medyası tek kelime edemiyor. Kalemini satan insandan gazeteci olur mu! Bunlardan gazeteci olmaz! Asıl sorumlu bu işin tepesinde olan insandır. Damadı feda ederek buradan kaçınamazsınız. Onu geçen gün ifade ettim. Veziri verip şahı kurtaramazsınız. Ne oldu da at iti it izine karıştı? Belki Berat Bey önümüzdeki günlerde çıkıp daha detaylı bir açıklama yapar.

KOBİLER İÇİN 13 MADDELİK ÖNERİ
Kılıçdaroğlu, ekonomik kriz ve KOBİ'lerin sorunlarının çözümü için 13 maddelik şu öneride bulundu:

A. Kısa Vadede Yapılması gerekenler

1- Nisan’da ertelenen vergiler ve banka kredileri için, vadelendirme imkânı getirilmelidir. KDV sistemi baştan revize edilerek girdi-çıktı farkları ortadan kaldırılmalı, şirketlerin devletten tahsil edilemeyen KDV alacakları süratle ödenmelidir.

2- KOBİ'lerin kredi piyasalarında değişen koşullara karşı direncini artırmak ve ekonomik büyümeye katkılarını güçlendirmek için, yararlanabilecekleri finansman seçenekleri genişletilmelidir. KOBİ’ler için banka ve sigorta muameleleri vergisi sıfırlanmalıdır.

3- Katma değeri yüksek ürün üretecek firmalar için özel kredi ve vergi desteği sağlanmalıdır. Teşvikli kredilerin yerinde kullanıldığını ölçmek amacıyla teşvik kredisi denetim mekanizması oluşturulmalıdır.

4- Asgari ücrette vergi kaldırılmalıdır.

5- Kamu İhale Sistemi KOBİ’lerden alımları teşvik edecek şekilde değiştirilmelidir. (AB ülkelerinde kamu alımlarının KOBİ’lerden yapılması AB direktifleri doğrultusunda teşvik edilmektedir. AB genelinde alımların ortalama %56’sı KOBİ’lerden yapılmaktadır. Yunanistan’da bu oran %84’tür. Türkiye’de bu konuda bir rakam yoktur.)

6- Devlet kurumlarına satılan mallar dolayısıyla üreticinin kamuda bekleyen alacakları süratle ödenmelidir.

7- Bütün Organize Sanayi Bölgelerinde “Teknoloji Liseleri” kurulmalıdır. İnovasyon ve dijitalleşme desteklenmelidir. Dijitalleşme için gerekli beceriye sahip işgücü yetiştirilmelidir.

8- KOBİ’lerin uluslararası pazarlara erişimi desteklenmelidir.

9- Teşvik sistemi bölgesel ve sektörel faktörler göz önünde bulundurularak dizayn edilmeli, işsizlik üreten Doğu – Güneydoğu’da yeni cazibe merkezleri yaratılarak yatırım ve istihdam teşvik edilmelidir.

10- Organize sanayi bölgelerindeki KOBİ’ler için enerji özel olarak fiyatlandırılmalı, üretimde verim ve rekabet gücü artırılmalıdır.

11- Bilişim altyapısında bölgesel farklar giderilmelidir.

12- Ekonomik kriz öncesi vergi ve sigorta borcunu düzenli ödemiş olan KOBİ’lere, belirlenecek koşulları taşımaları kaydıyla, vergi indirimi teşviki verilmeli, vergi sorumluluğunu yerine getirmiş KOBİ’ler zor zamanda ödüllendirilmelidir.

13- Ödenmeyen banka borçları, çekler ve protesto edilmiş senetler nedeniyle “kara listede” yer alan KOBİ’ler bir defaya mahsus kara listeden çıkartılarak finansmana erişimleri kolaylaştırılmalıdır.

B. GÜVEN VE İSTİKRAR İÇİN YAPILMASI GEREKENLER…

1- Öngörülebilirlik ve güven sağlamak için önce devletin vatandaşa hizmet eder hale getirilmesi gerekir. Yani Türkiye’de yaşayan herkes, rahatlıkla “Bu ülkede benim can ve mal güvenliğim hukukun teminatı altındadır” diyebilmelidir. Dolayısıyla Türkiye’yi açmaza sokan mevcut yapı değişmeli, devlet sıcak siyasetin, yani bir partinin organı olmaktan çıkarılmalıdır.

2- Devleti yönetenler, devletin kurumlarına ve işleyişlerine saygı göstermeli, bağımsız kurullar (SPK, BDDK, Kamu İhale Kurumu, Merkez Bankası gibi) liyakatli atamalarla güçlendirilmelidir. Bu kurumlar, bir kişinin iradesine – vesayetine terk edilmemelidir.

3- Bir anayasal kurum olan “Ekonomik ve Sosyal Konsey”e işlev kazandırılmalı ve belli aralıklarla Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanmalıdır.

4- Devlet yönetiminde liyakat sistemi süratle tesis edilmelidir.

5- Devlet yönetiminde savurganlık ve israf önlenmelidir.

6- Devlet yönetiminde şeffaflık sağlanmalıdır. Özellikle mali yönetimde şeffaflık vergi mükelleflerine karşı devletin temel sorumluluğudur. Bu bağlamda “Ulusal Vergi Konseyi” kurulmalı ve Konseyin raporları her yıl Resmi Gazete’de yayınlanmalıdır.

7- Siyaset kirlilikten arınmalı, “Siyasi Ahlak Yasası” çıkarılmalıdır.

8- Devlet yol gösterici olmalı, güçlü bir “Stratejik Planlama Teşkilatı” kurulmalıdır.

9- Türkiye süratle “ihvancı” dış politikadan vazgeçmeli, dış politika; bir kişinin, bir ailenin ya da bir partinin çıkarları ya da beklentileri üzerine değil, Türkiye’nin çıkarları üzerine inşa edilmelidir.