CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin Londra ziyareti ile ilgili, “Niye Londra’ya gitti? Para dilenmeye değil mi. Türkiye böyle bir yönetimi hak ediyor mu?” dedi.
Kılıçdaroğlu, altı siyasi parti lideri olarak 12 Şubat’ta yapacakları toplantı için de “Altı lideri buluşturan da demokrasi talebidir. Daha iyi yönetilen Türkiye talebidir.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, TV 5’te Kulis Ankara programında, gazeteciler Mustafa Yılmaz ve Sedat Bozkurt’un sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu’nun Bakan Nebati'nin Londra ziyaretiyle ilgili değerlendirmeleri şöyle:
"Londra’daki tefecilere gitti. Niye Londra’ya gitti? Para dilenmeye. Parayı nereden bulacağız diye. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir itibarı vardı. Şehit kanı var her karış toprağında. Biz milli mücadelemizi beraber verdik. Uşak Şeker Fabrikası yumurta satılarak kuruldu. Kayseri’de uçak fabrikasının temeli atıldı, 1920’lerde… Kendi tarihimizi evlatlarımıza doğru dürüst öğretmiyoruz. Kaçırılan sanayi devrimini genç cumhuriyet evlatları öğretmeye çalıştı. Kırıkkale’de entegre silah sanayini kurdular. Bütün bunlar ortadayken kimseye gidip ele avuç açmadık.
Şimdi biz, Yenişafak’ın manşetiydi Birleşik Arap Emirlikleri için, ‘Şerefsizler’ ifadesini kullanmıştı. Ne oldu? Oraya gittiler, ne için, para için. Türkiye böyle bir yönetimi hak ediyor mu? Neden bu hale Türkiye’yi düşürdüler. Her saniye, her dakika, her saat, her gün, her ay ödedikleri faizi açıkladım. Milyon dolarla faiz ödedik biz. 198 milyar dolar faiz ödedik biz Londra’daki bir avuç tefeciye. Kim ödedi? Bu milletin fakir, fukarası ödedi.
Faize karşıyım diyor. Temel Bey, ben, Meral Hanım mı ödedi bu faizi? Neden bu borç paraları aldınız, hadi ülkeyi kalkındırmak için aldınız. Hangi kalkınma, Keban, Atatürk Barajı mı yaptınız? Türk Telekom gibi şirket mi kurdunuz? Getirisi ne oldu? ‘Politika faizini indiriyoruz’ dediler. Kredi kartı faizi indi mi? Tam tersine arttı. Ticari kredi alın, eskiye göre arttı mı? Arttı. Bütün faizler yükseldi. Bütün faizler yükseldiyse erdem sahibi kişi görevini bırakır. Merkez Bankası’nın politika faizini indirdin, hiçbir banka indirmedi artırdı, vatandaş daha yüksek faize muhatap oldu. Ben görevimi bırakıyorum’ der. İzzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten demesi lazım. Orada duruyorlar. Şikayet ediyorlardı, şimdi oraya gittiler, el avuç açmaya. Dayattılar yabancılar. Merkez Bankası’ndaki bizim verdiğimiz paraları haczetmeyeceğinize dair kanunu değiştirin, ondan sonra size swap açacağız’ dediler. Kanun değişti mi, değişti. Ne için yapıyorsunuz dedik, ses çıkarmadılar. 600 kişilik parlamento bir yabancı ülkenin talebinin yerine getirilmesi için el kardırdı, indirdi. Bu mudur Türkiye’nin itibarı. Bakın bankalara kar rekoru kırdı.
Düşük faizle Merkez Bankası’ndan alıyorsun, yüksek faiz ile Hazine’ye satıyorsun, oradan kar ediyorsun. Parayı veren kim, Merkez Bankası, parayı kime veriyorsun, Hazine’ye. Oradan da faiz alıyorsun. Buradan alıyorsun 100 lira, 50 lirayı oraya veriyorsun. 50 lira kazanıyorsun. Hiçbir üretim yapmadılar. Böyle ekonomi yönetilir mi? Yönetilmez. Pahalılık var. Zam üstüne zam geliyor. Dünyada enflasyon çok yüksek. Venezuela’dan sonra en yüksek enflasyon bizde. Enflasyon en haksız vergi demektir. Bir ekmeği alan ile 100 ekmeği alan, varlıklı olan bir kişi ile hiç geliri olmayan bir ekmeğe aynı vergi ödüyor."