Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sefaköy Kültür Merkezi'nde, Apartman Görevlileri Buluşması'nın açılışında konuştu. 'Yeni siyaset anlayışı' vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, "Yeni bir siyaset anlayışını bu ülkeye getirmemiz lazım. Adaletli olacak, ahlaklı olacak. Devlet liyaketle yönetilecek. Bunları yaptığımız zaman Türkiye'nin önünde hiçbir güç durmaz" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şunlar:

'KİMSENİN GELECEK ENDİŞESİ OLMAMALI'

Birlikte yaşıyorsak herkesin evi aşı olmalı. Hiç kimsenin gelecek endişesi olmamalı. Hem kendisi için hem de ailesi için. Bunu sağlayacak kurumun adı ne sosyal devlet. 5 ayrı yerden maaş alırlar onların sorunlarını bilirler sizin sorunlarınızı bilmezler. Ben sizden oy istemiyorum. Oy sizin tercihiniz. Ben sizin sorununuzu çözmek istiyorum. Yeni bir siyaset anlayışı bu. Siyaset kurumu apartman görevlilerini görmek istemedi. Londra'daki tefecilerini, beylerin paşanın sorununu bilirler sizin sorununuzu bilmezler.

Sorunu yaşayan sizlersiniz, sorunu çözecek olan biziz. Yani siyasiler. Ben bu ülkede hiçbir çocuğun yatağa aç girmesini istemem, ben bu ülkede hiçbir vatandaşın çöpten bir şeyler toplayıp beslenmesi istemem, ben bu ülkede hangi görüşten olursa olsun, hangi kimlikten olursa olsun ortak paydamız olan bayrak ve vatan konusunda herhngi bir problem yoksa ben herkesin sorununu çözmeye hazırım.

Hiç kimsenin gelecek endişesi olmamalı, kendisi için değil ailesi ve çocukları için de olmamalı. Bunu sağlayacak kurumun adı sosyal devlettir. Sosyal devlet rantçının tefecinin yanında duran değildir.

Çandar: Dış politika, Ortadoğu gerçeğine uygun yeniden düzenlenmeli Çandar: Dış politika, Ortadoğu gerçeğine uygun yeniden düzenlenmeli

'KİMSE GELDİ Mİ, ARADI MI?'

Apartman görevlileri; devleti yönetenler acaba bir apartman görevlisinin evine gidip bir çay kahve içti mi? Bir ziyaret etti mi? Nasıl yaşıyor bu insanlar. Bu insanların güneş görmeye hakkı yok mu, bu insanların ağaç görmeye hakkı yok mu, bu insanların şehirde yaşayan kuş görmeye hakkı yok mu? Hakları var. O zaman neden bu hakları vermiyoruz?

Kim, adaletten ve hukuktan yana bir eşitsizlikle karşılaşıyorsa bana haber versin yeter. Bunun mücadelesini vereceğiz. Londra'daki tefecinin sorununu bilirler, sizin sorununuzu bilmezler. Dört yetmez beş ayrı yerden maaş alırlar, onların sorunlarını bilirler, sizin sorunlarınızı bilmezler.

Oy istemeye gelince varlar, sorun dinlemeye gelince yoklar. Ben size, sorunlarınızı çözmek için hizmet etmek istiyorum. Bu kadar açık, bu kadar net. Ben sizden oy istemiyorum, ama ben politikacı olarak oy veren vermeyen herkesin sorununu çözmeye talip olmak zorundayım.

'BİR ARAYA GELİN, ÖRGÜTLENİN'

Apartman görevlileri, örgütlenin. Sorun sizden mi kaynaklanıyor, siyasetten mi... İkisinden de kaynaklanıyor. Siz örgütlendiğiniz zaman güçlü olursunuz, bakın sayınıza en az 1 milyon kişisiniz. Bir araya geldiğiniz zaman Türkiye'yi sallarsınız. Dernek kurun, bir araya gelin, örgütlenin. Her yerde sözcünüz olacak, gerekirse sizin sözcünüzü TBMM'de kürsüye çıkaracağım. Sorunu yaşayan sizsiniz değerli kardeşlerim. Sizin çocuklarınız da iyi belensin isterim. Yarın büyüyecekler bizlere hizmet edecekler. Ortak hareket etmek zorundayız. Ayrım yapmamalıyız.

'BERABER ÇÖZECEĞİZ'

Sizi siyaset kurumu görüyor mu? Asıl soru bu. Hepimiz her gün görüyoruz ama siyaset kurumu sizi görmüyor. Unutulan insanların, hepimizin her gün gördüğü ama görmezden geldiği insanların sözcüsü olmak zorundayız. Bunların sayısı milyonlar. Güç vereceksiniz, cesaret vereceksiniz ve sorunları çözeceksiniz. Önce Allah'a güveneceksiniz, sonra kendinize güveneceksiniz, sonra sizin sözcünüz olan bize güveneceksiniz. Beraber çözeceğiz bunları.

YENİ SİYASET VURGUSU

Yeni bir siyaset anlayışını bu ülkeye getirmemiz lazım. Adaletli olacak, ahlaklı olacak. Devlet liyaketle yönetilecek. Bunları yaptığımız zaman Türkiye'nin önünde hiçbir güç durmaz. Yeterki ahlaklı, halkını milletini düşünen bir siyaset anlayışı olsun. Yeterki kibirden uzak sade bir vatandaşla oturup konuşabilecek siyaset anlayışı olsun. Bunu yaptığımız zaman Türkiye'yi büyütür ve bütün sorunlarımızı çözeriz. Siyasetçi köşeyi dönmek, vurgun yapmak için siyasete atılmaz sorunları çözmek için siyasete atılır.

İzmir'de görevli olduğu apartman yıkılıp işsiz kalan bütün apartman görevlilerine iş bulduk.

Apartman görevlisinin yasaya göre çalışma süresi belli ama siz de ben de biliyoruz ki apartman görevlileri 24 saat çalışıyor.

Görüştüğüm apartman görevlileri sigorta primlerinin yatırılmadığını söyledi. "İşinden olurum" diye korkudan apartman yöneticisine neden yatırılmadığını soramıyor. Bir araya gelip örgütlenmeniz lazım. Size her türlü desteği veririz hiç endişeniz olmasın.

'BİR TELEFON KADAR YAKINIM SİZE'

Yasalar bu hakları vermiş size ama bu hakların tanınması konusunda sorun var. Bu hakları alma veya apartman yöneticisi tarafından tanınması konusunda sorun var. Bu sorunları aşmanın yolu birlik olmaktır. Apartman yöneticisi ile sizin değil, sizi temsil eden sendika veya dernek başkanının görüşmesi lazım. Önemli olan kavga yaratmak değil sorunun çözülmesidir. Biz her zaman yanınızdayız. Bir telefon kadar yakınız size.

Siyasi partilerin dünyaya ve insana bakış açısını göz ardı etmeyin. Memlekette huzur ama komşularımıza da huzur istiyoruz. İnsan kanının döküldüğü bir rejim rejim değildir. İnsan Allah'ın yarattığı en değerli varlıksa o varlığa hepimizin saygı göstermesi lazım. İslam çoğrafyasını görüyorsunuz kan var mı var. Gözyaşı var mı var. Acı var mı var. Peki İslam coğrafyasında bu kan, bu acı ve bu gözyaşı ile kan ağlarken, silahları kim veriyor bunların eline. Egemen güçler veriyor. Çünkü bana siz değil petrol lazım diyor.

Bir apartmanda bir tane huzursuz insan varsa o apartmanda herkes huzursuzdur. Bunu en iyi siz bilirsiniz. Huzuru kendi ülkemizde apartmanımızda, komşuda, kendi mahallemizde ve Türkiye coğrafyasının bütün komşularında sağmak zorundayız.

Siyaset kurumu sizi niye görmüyor. Kişi başına gelir sizlerde 50-60 bin dolar onun için mi görmüyor?

Türkiye'deki işsiz sayısı 10 milyonu aştı. Bana söyler misiniz işsizliği önlemek için hangi tedbirler alındı. Bir siyasi iktidarın başarısı yarattığı istihdama bağlıdır.

Niye bizde iş yok. Neden istihdam yaratılmıyor. Neden bizim bütün vergilerimiz Londra'daki bir avuç tefeciye gidiyor. Neden milyarlarca doları odaya ödüyoruz? Bu parayı kim ödüyor, hep beraber ödüyoruz. En ağır yükü bu ülkenin vatandaşı ödüyor.

Dolar sabit kalsın düşmesin diye Merkez Bankası'nın kasasından 128 milyar dolar sattılar. Kime sattılar, kime gitti bu para? Cevabını kimse bilmiyor. Ben de bilmiyorum, Meclis'tekiler de bilmiyor.