Sedat Peker'in gündeme getirdiği SPK üzerinden dönen rüşvet çarkında adı geçince istifa eden Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi Korkmaz Karaca, Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan ile konuştu. Pehlivan bugünkü köşesinde Korkmaz Karaca ile yaptığı görüşmenin detaylarına yer verdi.
Sermaye Piyasası Kurulu’ndaki (SPK) rüşvet skandalında ismi geçen ve Erdoğan tarafından görevden alındığı ileri sürülen Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu için Karaca, "Ben de diyorum ki savcılık çağırsın Serkan Taranoğlu’nu... Ve bununla ilgili Serkan Taranoğlu ne biliyorsa savcılığa söylesin. Öyle değil mi?" ifadelerini kullandı.
Pehlivan, Karaca ile yaptığı görüşmeyi aktardı. Karaca, "Siz savcılığa gider bildiklerinizi anlatır mısınız?" sorusuna şu yanıtı verdi:
“Benim bu konularla ilgili bildiğim bir şey yok ki. Bakın, bunlar boş laflar... Serkan Taranoğlu’na soracaksınız. Adam benimle ilgili bunu dediyse ben ona ne diyeyim...
İkincisi, ben SPK’de üye miyim? İmza yetkim var mı? Karar merciinde var mıyım? SPK’de bütün kararlar kurul kararıyla alınır. Yani SPK’deki başkan, başkan yardımcısı, kurul üyelerinin kararı olmadan hiçbir karar geçmez. Demek ki benim bu kadar gücüm var ve benim söylememle mi SPK’nin kararları çıkıyor!”
- Serkan Taranoğlu’nun böyle bir gücü mü var sizce?
“Bence yok öyle bir gücü. Kimsenin öyle bir gücü olamaz yahu. Serkan Taranoğlu’nun bu işten bir para aldığına da inanmıyorum. Zaten kadın “Vermedim” diyor.
Mine Hanım gitmeli savcılığa ve demeli ki “Kardeşim şu kişi Korkmaz Karaca’ya bunu vermiş, bu kişi filancaya bunu vermiş”.
O kadar üzülüyorum ki... Çıkıyor yayına saatlerce konuşuyor, Korkmaz Karaca’ya konu geldiğinde ağzını doldura doldura “Hayır, Korkmaz Karaca benden bir şey istemedi” diyemiyor.
Biri çıksın desin ki “Korkmaz Karaca benim işimi SPK’de takip etti, şu kişiyi aradı, bu kişiye telefon etti”. Var mı öyle biri? Mine Hanım desin ki “Ben duydum, A firması için Korkmaz Karaca SPK’den şu kişiyle görüştü”. Var mı? Yok.
Bakın, çok ağır bedel ödedik; hanımım da ben de... Biz daha fazla bu işlerde bedel ödemek istemiyoruz. Hukuk önünde bir hatamız varsa devlet gelir, bugün sormaz ama yarın hesabını sorar...”