Ceylan Önkol, henüz 12 yaşındayken 28 Eylül 2009 tarihinde Amed'in Licê ilçesinin Kanîsipî (Şenlik) kırsal mahallesine bağlı Xanbaz mezrasında hayvanları otlatırken karakoldan atılan havan mermisiyle katledildi. Ceylan’ın ölümü üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen tek bir kişi bile yargılanmadı. Ceylan’ın katledildiği bölgede yaşayanlar uzun bir süre ne kendileri ne de çocukları arazide gezemedi.
Cansız bedeni 6 saat olay yerinde bekletilen Ceylan'ın ölümüne dair soruşturmayı yürüten savcılık “can güvenliği yok” gerekçesiyle 3 gün sonra olay yerine gidebildi. Önkol'un annesi Saliha Önkol, kızının parçalanan bedenini eteğinde topladı ve olay yerindeki bütün delilleri, Lice Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim etti. Fakat Ceylan’ın ölümüyle ilgili raporlar jandarma komutanlığı ve emniyet tarafından hazırlandı, patlayıcıya tahra (eğri budama bıçağı) ile vurulduğu iddia edildi. Jandarma yetkilisi Yüksel Şanlıtürk'ün hazırladığı raporda ise Önkol ailesinin "Devletten tazminat alabilmek için kendini mağdur gibi gösterdiği" iddiaları yer aldı.
AİHM İHLAL OLMADIĞINA KARAR VERDİ
Önkol ailesinin avukatları, 2010 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Avukatlar, Mayıs 2012'de de soruşturmanın etkin ve tarafsız yürütülmemesi, soruşturmanın derinleştirilmesine yönelik taleplerin reddedilmesi, aradan geçen süreye rağmen dava açılmaması ve şüphelilerin bulunmaması nedeniyle tekrar AİHM'e başvuru yaptı. AİHM, 17 Ocak 2017’de Önkol ailesinin başvurusunu sonuçlandırdı ve “etkin soruşturma ve yaşam hakkı açısından ihlal olmadığına” karar verdi.
Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 Nisan 2014’te Önkol'un ölümüyle ilgili başlattığı soruşturma dosyasında "daimi arama kararı" verdi. Söz konusu karara, "dosyadaki kanıt ve raporların faillerin tespiti için yetersiz olduğu" gerekçe gösterildi. Önkol ailesi avukatları, ayrıca İçişleri Bakanlığı aleyhine maddi ve manevi tazminat talebiyle Diyarbakır 2'nci İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Mahkeme, aileye 28 bin 208 TL tazminat ödenmesine karar verdi.
İDARE KUSURLU BULUNDU
Karar Danıştay'a taşındı. Danıştay, 16 Mayıs 2019'da Önkol'un ailesine tazminat ödenmesi kararını bozdu ve tazminat davasının “kusursuz sorumluluk” ilkesi veya “hizmet kusuru” ilkesi kapsamında görülmesi gerektiğine hükmetti. Bunun üzerine İdare Mahkemesi, 8 Mart 2021’de aileye toplamda 283 bin lira maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Olayda, Önkol’un yüzde 10, idarenin ise yüzde 90 kusurlu olduğu kararlaştırıldı. Hem Önkol ailesi avukatları hem de bakanlık avukatları bir kez daha Danıştay'a temyiz başvurusunda bulundu. Aradan geçen 3 yılda Danıştay hala bir karar vermedi.
Ceylan’ın annesi Saliha Önkol ile kuzeni ve çocukluk arkadaşı Seniha Önkol, aradan geçen 15 yılda yaşananları anlattı.
‘NEŞEMİZDİ’
Ceylan’a dair her konuştuğunda olayın yaşandığı ana giden anne Saliha Önkol, aradan geçen 15 yıla rağmen yaşadıklarını dün gibi hatırlıyor. O güne dair tanıklıklarını anlatan anne Önkol, sokakta gördüğü her çocuk sonrasında Ceylan’ı hatırladığını ve çocuklar arasında gözünün onu aradığını söyledi. Ceylan’ın zeki ve çalışkan bir çocuk olduğunu dile getiren anne Önkol, “Ceylan’ı okulda arkadaşları ve hocaları çok severdi, evde de bizim neşemizdi” dedi.
Ceylan’ın katledildiği günün okulun ilk günü olduğunu söyleyen anne Önkol, “Okula gitmesini söyledim. Ama Ceylan, ‘Anne ben bugün seninle kalacağım ve sana yardım edeceğim’ dedi. Ne kadar okula git dediysem de gitmedi. Sonradan bana keçilerin yanına gitmek istediğini söyledi. Yine yok desem de o gitmekte karalıydı ve keçilerin yanına gitmek üzere hazırlanmaya başladı. Şapkasını taktı, eldivenlerini ve çorabını giydi. Elimi öptü. ‘Sen bana makarna yap ben geleceğim’ dedi. Ceylan gitti, işlerimi hallettim ve onun için makarna pişirmeye koyuldum” diye belirtti.
‘PARÇALARINI ETEĞİME TOPLADIM’
Ceylan’ın parçalarını eteğinde topladığını anımsatan anne Önkol, olay günü yaşananları şu şekilde anlattı: “Saat 11.30 civarıydı. Evin üstünden uğultuyla bir şey geçti ve yakınlarda düşerek patladı. Sesi duyunca hemen dışarı çıktım. Makarnayı tam ateşin üstünden indireceğim sırada komşular seslendi; ‘Saliha abla keçilerin yanında kim var? Oraya havan topu atıldı’ dedi. Bunu duyduğum gibi feryat yakmaya başladım; ‘Ceylanıma bir şey oldu ve ‘Ceylan, Ceylan!’ diye bağırdım. Ceylan’ın ağabeyi benden önce keçilerin olduğu yere gitti. Oğlum, ‘Anne bir keçinin üzerinden kan geliyor, ama Ceylan görünmüyor’ dedi. ‘Seslen belki yaralıdır dediğim anda oğlum çığlık atarak; ‘Ceylan’ı paramparça etmişler…’ diye haykırdı. Oğlum kıyafetlerini çıkararak Ceylan’ın parçalanmış bedenin toplayıp saklamaya çalıştı. Benim parçaları görmeme engel olmaya çalıştı. Ne kadar, ‘Anne kurban olayım gelme Ceylan’ı o halde görme’ dediyse de engel olamadı. Ceylan’a koştum ve kızımın parçalanmış bedenini gördüm… Tüm iç organları dışarı çıkmıştı. Ceylan’ın yerde parçalanmış ciğerinin bir parçasını gördüm. Ciğerini önce ağzıma koydum ardından çıkarıp, eteğime koydum. Diğer parçalarını da toplamaya devam ettim. Ceylan’ın başını ise dizimin üstüne koydum ve öylece bekledim. Ondan sonra komşularım geldi ve Ceylan’ın parçalarını benden aldılar.”
OTOPSİ İŞLEMELERİ KARAKOLDA YAPILDI!
Kızının parçalanan bedeninin 6 saat yerde kaldığını hatırlatan anne Önkol, “Ne savcı ne hakim ne asker kimse gelmedi. Savcı ‘can güvenliğim yok’ gerekçesiyle olay yerine gelmedi. Karakol ise köyün imamına bir kamera vererek, olay yerine gönderdi. 6 saat sonra kendi imkânlarımızla Ceylan’ın cansız bedenini Abalı Karakolu’na götürdük. Ceylan’ın otopsi işlemi dahi karakolda jandarma eliyle yapıldı. Otopsi işlemleri bitene kadar akşam oldu. Cenazeye köye getirdik defin ettik” diye kaydetti.
Ceylan’dan sonra da çocukların katledilmeye devam ettiğine dikkat çeken anne Önkol, “Her çocuk katliamında Ceylan gözlerimde canlanıyor. Sanki Ceylan tekrardan katledilmiş gibi hissediyorum. Bir anne olarak artık çocukların katledilmesini istemiyorum. Katliamların son bulmasını ve barışın sağlanmasını istiyorum. Ceylan’ın katledilişinin üzerinden 15 yıl geçti ama hala bir faili dahi ortaya çıkmadı. Adaletin sağlanmasını ve kızımın katillerinin yakalanıp cezalandırılmasını istiyorum. Ancak bu şekilde katliamların önüne geçilebilir” dedi.
KUZEN ÖNKOL: HAFIZALARA KAZILDI
Ceylan’ın çocukluk arkadaşı ve aynı zamanda kuzeni olan Seniha Önkol “Okul mahallemize 4 kilometre uzaklıktaydı. Kış şartları bizi çok zorluyordu ve soğuktan üşüyorduk, yolların kapandığı zamanlar oluyordu. Ama Ceylan yol boyu hepimize moral olurdu. Ortamı hep ısıtırdı. Tüm bu zorlu şartlara rağmen Ceylan’ın okuma hevesi çok fazlaydı. Çünkü onun hayalleri vardı. Ceylan yaşamını yitirdiğinde biz okuldaydık. Ceylan’ın ölüm haberini alınca hocalardan öğrencilere kadar herkes etkisinde kalmış ve çok üzülmüştü. Bizi en çok üzen ise katlediliş şekliydi. Yıllarca Ceylan’ın travmasını atlatamadık. Ceylan’ın parçalanan bedenini köylüler ve ailesi ağaçlardan ve etraftan topladı. Kolay ve kaldırılabilir bir şey değil. Ceylan’ın katlediliş şekli hafızalara kazıldı” dedi.
‘FAİL CEZALANDIRILMALI’
Önkol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu aslında ülkenin bir kez daha ne kadar hukuksuz ve adaletsiz olduğunu gösteriyor. Ceylan’ın katledilmesi üzerinden 15 yıl geçti ama Ceylan'ın dosyasında hiçbir ilerleme yok. Failler hala dışarıda ve belki de başka çocukları da katlediyorlar. Herkes çok iyi biliyor; Ceylan’ın dosyasında bir ihmal var. Katil devlet olduğu için üstü örtüldü. Hala da bulanamadı. Fail devlet dahi olsa cezalandırılmalı ve ülkede olmayan adalet artık sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
MA / H Önkol