Federe Kurdistan Bölgesi'nde yapılacak parlamento seçimlerine dair tartışmalar sürüyor. Daha önce ertelenen parlamento seçimlerin 10 Haziran’da yapılacağı açıklandı. Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK), seçim sisteminin tamamen değiştirilmesi ve adil olması yönünde başvuru yaptı. Irak Federal Mahkeme, 22 Şubat 2024'te parlamentodaki bileşenlerin kota sandalyelerini iptal ederek, 111 olan sandalye sayısını 100'e düşürdü. Mahkemenin kararıyla, Kürdistan Bölgesi Parlamentosu'nda "bileşenlere" tahsis edilen kota sandalyeleri kaldırılmış oldu. KDP de "bileşen" kotasının kaldırılması kararı üzerine seçimlere katılmama kararı aldı. Irak Yüksek Yargı Konseyi'ne bağlı Seçim Yargı Kurulu, 21 Mayıs'ta yeni bir karar aldı. 100 sandalyeli Kürdistan Parlamentosunda 5 sandalyenin Türkmen, Hristiyan ve Ermenilere ayrılmasına karar verdi.
Seçim Kurulu kararı sonrası gözler bir kez daha seçimlerin yapılıp yapılmayacağınan çevrildi. Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu Sözcüsü Cumane Gelayi, geçtiğimiz günlerde verdiği bir demecinde, seçimlerin 10 Haziran’a yetişmesinin olanaksız olduğunu ifade etti. Gelayi, bu nedenle yeni bir tarih belirlenmesi için Kürdistan Bölgesi Başkanlığı’na resmi yazı göndereceklerini söyledi.
Gazeteci Amed Dicle, yakından takip ettiği seçim sürecine dair değerlendirmelerde bulundu.
KDP'NİN İTİRAZ NEDENLERİ
KDP ve YNK ilişkilerinde bozulmalar olduğuna dikkati çeken Dicle, "KDP, kendi bölgesinde peşmerge ve memur maaşlarını verirken, YNK bölgesine para gitmesini engelliyor. KDP, maaşların ödenebilmesi için 300-400 bin hayali memura para verilmiş gibi gösterdi. Bağdat bunu fark edince maaşları doğrudan ödeyeceklerini söyledi. Bunlar teknik sorunlar gibi gözükse de yaşananları gösteriyor. KDP’nin 2017 referandum sürecinden sonra bakıldığında tarihinin en tehlikeli döneminde diyebiliriz” dedi.
Parlamento seçimlerinin tarihinin KDP'nin itirazı nedeniyle tartışıldığını aktaran Dicle, KDP’nin itirazlarının ise Türkiye ile girdiği ilişkilerden kaynaklandığı ifade etti. KDP'nin Türkiye ile askeri, istihbarat ve ekonomik anlamda ilişkiler geliştirdiğini ve bu durumun geri dönülemez bir noktaya ulaştığını söyleyen Dicle, "Bunun yanında Pençe-Kilit operasyonlarında KDP kilit rol oynadı. Bu durum Kürtler arasında büyük bir tepkiye neden oldu. KDP’nin seçimlerin yapılmasını istememesinin bir nedeni de budur. KDP, Türkiye ile 50 yıllık petrol gaz anlaşması yaptı. Ancak bu da krize neden oldu” diye konuştu.
KDP’nin seçimler yapılmadan "aile hanedanlığını kurmak" istediğini kaydeden Dicle, "KDP’nin seçimlerin ertelenmesi için iki itiraz noktası var. Birincisi daha önce verilen 11 kişilik azınlık kotasıydı. Irak bunu kaldırdı. Diğer yandan 400 bin mükerrer oyun kullandığına dair iddia vardı. Irak Yüksek Seçim Kurulu, Kürdistan Bölgesi'ndeki seçim kurulunu iptal etti. Bağdat seçimleri gerçekleştirme kararı aldı. Burada mükerrer oy araştırması yapıldı. En son 61 bin kişinin KDP'ye oy veren kişiler olduğu ve bu 400 bin kişi içinde olduğu tespit edildi" ifadelerini kullandı.
'KURDİSTAN KAZANIMLARI BERTARAF EDİLİYOR'
Dicle, KDP’nin seçimlerde yenilgi alabileceği ve bu durumda yönetimi YNK’ye bırakmak istemeyeceğini dile getirdi. Dicle, KDP’nin son yıllarda yürütmüş olduğu politikalarla "siyasi parti olma misyonunu kaybettiğini" ifade ederek, "Son yıllarda KDP yönetimi bir kartel gibi iş yürütüyor. Kendi bekası için Türkiye ile işbirliği yaparak, Kürdistan'daki bütün kazanımları bertaraf ediyor. KDP bu politikalarında ısrar ederse Federe Kurdistan Bölgesi yönetimi bölünmeye gidebilir. KDP, 10 Haziran’da yapılması planlanan seçimlere katılmak için başvurmadı. Eğer ileriki bir tarihte seçim yapılması durumunda yine katılmazsa Irak Federal Mahkemesi nezdinde illegal bir pozisyona düşmüş olur. Diğer yandan Türkiye de Kürtlerin statüsüz kalmasını istiyor. Türkiye bunun zemini oluşturmak için bir yandan bazı bölgeleri işgal ederken, diğer yandan kalan bölgeleri de Bağdat’la sorunlu hale getirmek istiyor. Bugün birçok yetki Bağdat tarafından ele geçirilmiş. Kalan yetkilerin de alınması durumunda Federal Kürdistan Bölgesi yetkisiz bölge haline gelir. Bu durum çok tehlikelidir. Bölgenin bölünmesine kadar gidebilir” değerlendirmesi yaptı.
‘HALK BEZMİŞ DURUMDA’
KDP’nin bu tutumunun halkın tepkisiyle karşılaştığını ifade eden Dicle, "Dijital medya hesaplarından bunu görebiliyoruz. Diğer yandan Kürtler Avrupa'ya geliyor. Birçoğu yolda giderken yaşamını yitiriyor. 2018 parlamento seçimlerine katılım yüzde 30 bile değildi. Halkın bu durumdan memnun olmadığını söyleyebiliriz. Ancak bir alternatif de bulamıyor. Ortaya çıkan alternatifler de mevcut partiler içerisinden çıkıyor. Bu da halkın beklentilerine cevap olamıyor. En son yapılan Kerkük-Musul vilayet seçimleri ve YNK’nin ulusal birlikten yana tavırları bu durumu biraz değiştirdi. Ancak diğer yandan Federal Bölge, Türkiye şirketlerine peşkeş çekildiği için kültürel bir asimilasyon da söz konusu. Yeni bir siyaset gerekiyor yoksa Güney Kürdistan’daki kazanımlar gittikçe eriyecektir. Şu an Kürtlüğün en çok tehlike altında olduğu yer yine Güney Kürdistan’dır” ifadelerini kullandı.
MA / Delal Akyüz