Türkiye’de 2013 yılında “Seçmeli Yaşayan Diller ve Lehçeler” başlığı altında Kürtçenin Kurmanci ve Zazaki lehçelerinde seçmeli ders verilmişti.
Aynı yıl 5’inci sınıfta okutulan “Seçmeli Yaşayan Diller ve Lehçeler” dersini toplam 28 bin 587 öğrenci seçmişti.
Diyarbakır’da 2013’te 5’inci sınıfta okuyan 35 bin 855 öğrenciden 4 bin 469’u Kürtçeyi seçmeli ders olarak seçmişti. Bu öğrencilerin 4 bin 298’i Kurmanci, 171’i de Zazaki lehçelerini tercih etmişti. Diyarbakır’ı Mardin, Batman, Şırnak, Hakkari, Van, Ağrı, Urfa, Iğdır ve Antep takip etmişti.
Türkiye’nin batısında ise İstanbul’da 272, İzmir’de 6 öğrenci Kürtçeyi seçmeli ders olarak tercih etmişti.
Şu anda onlarca mezun öğrenci atama bekliyor.
KÜRT DİL PLATFORMU: YAPILAN ZULÜMDÜR
Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefhan Ciziri, Türkiye’de devlet sisteminin birbiriyle bağlantılı olduğunu belirterek, “Devlet Kürt dili üzerinde zorluk çıkarmak istediğinde başta öğretmenler üzerinden bunu yapar” dedi.
Atanamayan Kürtçe öğretmenlerin sorunları hakkında K24’e konuşan Şerefhan Ciziri, şunları dile getirdi:
“Öğretmen, öğrenci ve okul birbiriyle bağlantılıdır. Bunlar içerisinde zayıf bir nokta çıktığında devlet bu konuda bir bahane üretmektedir. Ya öğretmen olmadığını ya öğrencilerin dersleri tercih etmek istemediğini söylüyor ya da devlet bürokratik yollarla bu işin çözülmesini engelliyor. Bu yüzden kullandıkları yöntem, bürokratik bir yöntemdir. Örneğin okullardaki bürokratların çoğu bu meselenin karşısında durmaktadır.”
“Kürtçe eğitim almak isteyenlerin sayısı ne kadar azalırsa devletin eli o kadar güçlenir” diyen Ciziri, “Mezun öğretmenleri atamamak büyük bir zulümdür. Devlet üniversitesinde okuyorsun, diplomanı alıyorsun ama kendi alanında çalışacağın imkan sana verilmiyor. Bu zulmün çözüme kavuşması gerekmektedir. Tüm Kürt akademisyenler, dil bilimciler ile platformumuz devletin bu çabasından vazgeçmesi gerektiğini söylüyor” ifadelerini kullandı.
Ciziri, “Madem bir hak var, o zaman öğretmenler atanmalıdır. Biz her zaman atanamayan öğretmenlerimizin yanındayız ve onlarla birlikte olduğumuzun vurgulamak istiyorum” diye konuştu.
KÜRTÇE ÖĞRETMENLERİ İNİSİYATİFİ: MESLEĞİMİZİ YAPMAK İSTİYORUZ
Kürtçe Öğretmenler İnisiyatifi’nden İklim Oral, “Bizimki, diğer branşlar gibi salt atanamama meselesi değil, bizimki yok edilmeye çalışılan bir dilin legal zeminde yaşatılmaya çalışılması meselesidir” diyerek, “Bu nedenle atanamayan diğer öğretmen arkadaşlardan en büyük farkımız budur. Birçoğumuz farklı alanlara yönelemiyoruz. Angarya işlerde çalışan ve atanmaktan umudunu kesmiş birçok arkadaşımız var. Siyasi iklimin değişmesini umut ediyoruz ama ne yazık ki görünürde bir emare yok” ifadelerini kullandı.
İklim Oral, “Gelecek kaygılarımız çok” dedi ve şunları ekledi:
“Sadece ekonomik kaygılar da değil. Kürtçe öğretmeni olduğumuz için dilden dolayı kaygılıyız. Ayrıca ekonomik olarak kaygılıyız. İnsanız ve yaşadığımız müddetçe ihtiyaçlarımızı karşılamak zorundayız. Bunun için de ekonomik dayanak olmalı. Mesleğimizi yapmak istiyoruz, bu da gayet doğal bir istektir. Atama sayımız yok, yani 1 - 2 gibi rakamlar sembolik değil komiktir.”
Oral, “59 arkadaşımız şu anda görevde, maalesef onlar da ders saatlerini doldurmak için başka derslere giriyor diye biliyoruz. Genel itibariyle tablo çok acı verici” dedi.
HEZKURD: DERNEK KURMAK İSTİYORUZ
Konuyla ilgili K24’e konuşan Kürtçe Dil Hareketi (HEZKURD) Genel Koordinatörü Fevzi Bulgan, Kürtçe Öğretmenlerinin her yıl 1-2 civarı atanıyor olması kesinlikle kabul edilebilir değildir” diyerek, şunları dile getirdi:
“Bu atamalar tabiri caizse ‘Kürtçe öğretiyoruz işte’ diyebilmek içindir. Bu tavrı kabul etmemek gerekir. Kürtçe dersleri bir haktır ve bunu talep etmek de meşrudur. Devletin ilgili kurumları tüm engelleri kaldırarak Kürtçe eğitiminin devamlılığını sağlamalıdır. Bir imkan yaratıldı; Kürtçe derslerinin seçmeli ders olması önemli bir gelişmeydi. Zorunlu ders olmadıkları için her seçmeli ders o dersi seçecek olanlara bir sorumluluk yükler: O dersi almak için başvurmak.”
Başvurularla ilgili değerlendirmelerde bulunan Fevzi Bulgan, “Bu başvurular son derece basittir ancak öğrenciler Kürtçe öğretmenlerin atanmaması dolayısıyla seçmeli Kürtçe dersi alamamaktadır. Bazı okul idareleri öğrenci yetersizliği gerekçesiyle bu dersi veremediklerini söylüyorlar. Bazı idareler de öğretmen olmadığını ileri sürerek Kürtçe seçmeli dersleri veremediklerini bildiriyorlar” şeklinde konuştu.
Bulgan, “Bize göre Kürtçe öğretmenlerin atanmaması en büyük sorundur ve bu atamalar yapılırsa Kürtçe dersleri için yeni bir başlangıç olacak, yukarıda saydığımız engel ve zorluklar da kolaylıkla aşılacaktır” dedi.
“MANİPÜLE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
İktidarın politikalarını eleştiren Fevzi Bulgan, “Görüyoruz ki devletin anayasa ve ilgili kanunlarına göre hareket eden hükümet ve ortakları Kürtçeye karşı negatif bir tutuma sahip, Kürtçe konusunda olumlu adım atmak yerine erteleme, öteleme veya durumu manipüle etmeye çalışıyorlar. Son dönemlerde Kürtçeye karşı müsamahası olmayan kesimlerin iktidara ortak olması da Kürtçeye yönelik hizmetleri pasifize etmede önemli bir rol oynamıştır” dedi.
Kürdoloji bölümü hakkında da konuşan Bulgan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kürtçe öğretmenlerinin kurumsal bir yapıya sahip olmamaları, taleplerinin karşılık bulmamasında etkili oluyor. Hezkurd olarak mamosteler için bir dernek kurmak istiyoruz. Kurulacak bu dernek ile mamostelerin bu derneğe üye olarak daha koordineli hareket edebilmeleri sağlanacak ve bu onlara seslerini daha çok duyurabilme imkanı oluşturacaktır. Aynı şekilde Kürtçe seçmeli dersler özelinde, Kürt siyasi yapı ve diğer kurumlarının halk üzerinde bilgilendirme, bilinçlendirme, teşvik vs. çalışmalarının olmaması veya yetersiz olması devletin Kürtçe hizmetleri ağırdan almasına sebep olmaktadır. Konunun önemine binaen Hezkurd olarak Kürt siyasi ve sivil toplum kuruluşlarını Kürtçe için daha fazla inisiyatif almaya davet ediyoruz ve edeceğiz.”
4 YILDA KAÇ ATAMA OLDU?
2012-2013 yılında Mardin Artuklu Üniversitesi’nde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılmıştı. Ardından da Muş Alparslan ve Bingöl üniversitelerinde bu bölüm açıldı. Son verilere göre, bölüm ilk açıldığından bugüne kadar mezun olan bin 500 kişiden 112’si atandı.
Ayrıca 2016 - 2020 yılları arasındaki atama verilerine göre Şubat 2016’da 15, Aralık ve Temmuz 2017’de 2, Temmuz 2018’de 2, Şubat 2019’da 2, Ocak 2020’de ise 1 kişi atanmış oldu.
Diğer yandan Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) rakamlarına göre; 2015-2016 eğitim ve öğretim döneminde Kurmanci 71 bin 616, Zazaki 6 bin 315 olmak üzere toplamda 77 bin 931 öğrenci bu dersi seçti.
EN AZ 10 ÖĞRENCİ KURALI
MEB’in yayımladığı ders genelgesine göre, seçmeli bir dersin okullarda okutulabilmesi ve seçilen ders için sınıf açılabilmesi için en az 10 öğrencinin aynı dersi seçmesi gerekiyor. 10 öğrenci rakamına ulaşılmazsa seçilen ders verilemiyor.
Öte yandan MEB’in sitesinde yayımlanan “2021-2022 Eğitim Öğretim Yılında Okutulacak Seçmeli Dersler Formu”na göre, Kurmanci ve Zazaki lehçelerinde ders süreleri İmam Hatipler ve normal okullar arasında değişiyor.
Kürtçeyi seçmeleri halinde İmam Hatip okullarında haftada 1 ders iken normal okullarda haftada 2 ders işleyebilecek.
MEB’in sitesinde yer alan açıklamada, “Okullarda ilgili alanda yeterli sayıda öğretmenin bulunmadığı derslerin seçilmesi hâlinde öncelikle diğer okullardan maaş/ek ders karşılığı görevlendirmeler yoluyla öğretmen temin edilecek, bunun da mümkün olmadığı hâllerde ücretli öğretmen görevlendirilmek suretiyle bu dersler açılıp okutulabilecektir” denildi.
KONUNUN HUKUKİ BOYUTU
Kürtçe eğitim ve öğretim yapılacak özel okullar açılmasına olanak sağlayan “Demokratikleşme Paketi” 2 Mart 2014’te Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda kabul edilmişti.
Kanun değişikliğinde, Türkiye’de farklı dil ve lehçelerdeki eğitimle ilgili şu ifadeler yer alıyordu:
“Demokratikleşme Paketi’ne göre, Özel Öğretim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, Türkiye vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerle eğitim ve öğretim yapmak amacıyla özel okullar açılabilecek. Bu kurumlarda eğitim ve öğretimin yapılacağı dil ve lehçeler, Bakanlar Kurulu kararıyla tespit edilecek.
Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla; devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine, kişinin eğitim ve öğretim hakkının kullanılmasına, öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına engel olanlara, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Kamu kurumlarında veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında verilen ya da kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak sunulan hizmetlerden yararlanılması hakkının engellenmesinde de 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası uygulanacak.”K24