Türkiye’de Haziran 2023’te gerçekleşecek seçimlerle ilgili tartışmalar ve araştırma şirketlerinin anket çalışmaları devam ediyor.

Erdoğan’ın 'Kefenli Askerleriyiz' Dediği Osmanlı Ocakları Başkanı, Dolandırıcılıkla Tutuklandı! Erdoğan’ın 'Kefenli Askerleriyiz' Dediği Osmanlı Ocakları Başkanı, Dolandırıcılıkla Tutuklandı!

Konuyla ilgili K24’e konuşan akademisyen Dr. Cuma Çiçek, TBMM’nin pozisyonunun cumhurbaşkanlığı seçiminden daha önemli olduğunu belirterek, “Bana göre Kürtler büyük bir sayıyla mecliste yer almalıdır. Seçimlerden sonra bir sistem değişikliği olabilir ve bu noktada Kürtlerin sayısı belirleyicidir” dedi.

Kürtlerin tutumlarında farklılıklar olduğunu ve AK Parti, CHP ya da diğer merkez partileri içerisinde yer almak isteyen Kürt seçmenlerin olduğunu dile getiren Çiçek, “Doğrusu, bu partiler için Kürt sorunu öncelikli bir mesele değil. Ankara’nın kapısı yüzde 80 oranında Kürtlere kapatılmış durumda, İki esas muhalefet var ve ikisi de Kürtlerle oturmak istemiyor. Dolayısıyla Kürtler yönünü ulusal meselelere çevirmeli. Bu konuda pragmatist bir pozisyon almalıdır” şeklinde konuştu.

2023 seçimlerinin referandum niteliği de taşıyabileceğini vurgulayan Dr. Cuma Çiçek, “Bundan dolayı Kürtler cumhurbaşkanlığından çok milletvekilliği seçimine önem vermelidir. Kürtler böylece yasaların değişmesi hususunda da güçlü bir ses olabilir. Kürtlerin bu seçimdeki kabiliyeti bazı fırsatların ortaya çıkmasını ve bunların kullanımını belirleyecektir. Kürtler reform yapacak partileri zorlamalıdır” ifadelerini kullandı.

Dr. Çiçek, Kürt sorununun çözümü konusundaki bazı reform adımlarının ise barış süreci dönemlerinde atıldığını anımsattı.

ÖNCÜ: KÜRTLERİN TALEPLERİNİ ÖNE ÇIKARAN BİR PLATFORM OLMALIYDI

K24’e konuşan siyasi analist Ali Öncü, Türkiye’deki seçimlerin Kürtleri de ilgilendirdiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Kürtlerin tavrı, ulusal bir tavır olmalı ve bu duruşla seçimlere katılmalıdır. Türkiye muhalefeti kendi arasında nasıl ayrışmışsa, kendisine ‘Kürdistani’ diyen Kürt partileri de ayrışmış durumda. Oysa ‘Kürdistani platform’ diye bir muhalefet söz konusu olsaydı, Kürtlerin taleplerini ön plana çıkarabilirlerdi. Anadilde eğitim yasal olarak tanınması konusunda bir tavır alıp, bu istekler doğrultusunda müzakereye de oturabilirlerdi” dedi.

Hem 6’lı masada hem de Cumhur İttifakı’nda Kürtlerin taleplerinin öncelik olarak kabul görmediğini dile getiren Öncü, “Kürt seçmen, kendilerini ve haklarını inkar eden partilere oy vermemelidir” şeklinde konuştu.