Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin kopmasına hazır olduklarını söylediğini doğrulayarak, “Çünkü ilişki diye bir şey kalmadı” dedi.
Lavrov, Rus medyasına açıklamasında, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borell’in, 2019’da, İspanya Dışişleri Bakanlığı görevindeyken, AB’nin eski düşmanı olan Rusya’nın “yine adını duyurduğunu ve yine tehdit oluşturduğunu” söylediğini anımsatarak, “Bunun üzerine protokol servisi üzerinden İspanya yetkilisinin sözlerine açıklık getirilmesini talep ettik. Borell’in yanlış anlaşıldığı yanıtını aldık” dedi.
Normal ilişkilerin gelişimine büyük ölçüde önyargının engel olduğunu söyleyen Rus bakan, “Böylece zihniyetleri ortaya çıkmış oldu. Bize, yabancı gözüyle bakıyorlar. Rus gazetecilerin, AB ile ilişkilerin kopmasına hazır olup olmadığımız sorusuna, olumlu yanıt verdim, çünkü ilişki diye bir şey kalmadı. Eski ABD Başkanı Obama’nın söylediği gibi, ilişkiler param parça oldu. Gerçi bunu Rus ekonomisi için söylemişti” ifadesini kullandı.
Lavrov, Moskova ve Brüksel arasındaki birçok işbirliği mekanizmasının bozulduğunu kaydetti.
LAVROV, AB İLE TİCARETTEKİ DÜŞÜŞÜN NEDENİNİ AÇIKLADI
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle ticaretin, Ukrayna’daki olayların ardından gerilemesinin sebebinin Brüksel’in asılsız yaptırımları olduğunu belirtti.
Lavrov, Rus medyasına açıklamasında, 2013’te AB’nin ticaretteki 1 numaralı ortağın, 480 milyar dolarla ABD olduğunu, ardından 428 milyarla Çin ve 417 milyarla Rusya’nın geldiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2019’da, AB’nin ABD ile ticareti 750 milyar, Çin ile 650 milyar, Rusya ile yaklaşık 280 milyar dolar. 2020’de ise AB-Rusya ticareti, eğer İngiltere’yi katarsak 218 milyar, İngiltere olmadan 191 milyar dolar. Sebep? En büyük ve ‘kıymetli’ ekonomik ortağımızın, hiçbir zaman gerçek sebepler olmadan uyguladığı yaptırımlar. En azından bize hiçbir delil sunulmadı. Kırım’ı anlıyoruz, Donbas’ı anlıyoruz. AB, bariz bir şekilde Rusofobik nitelik taşıyan gayri anayasal darbeyi önlemedeki acizliğinin, belki de isteksizliğinin altına imza atarak her şeyi alt üst etmeye karar verdi."
Brüksel’in, sorumluluğu suçlunun omuzlarından suçsuzun omuzlarına yıkarak “AB’nin garantilerini hiçe sayan” darbecilere karşı değil, Rusya’ya karşı uyguladığını belirten Dışişleri Bakanı, AB’nin, destek verdiği Ukrayna yönetiminin “bariz ve şiddetli biçimde Rus karşıtı” olduğunu görmezden geldiğini söyledi.