Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan 14 siyasi tutukluya Kürtçe şarkı eşliğinde halay çektikleri gerekçesiyle disiplin cezası verildi. 15 Ağustos günü ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde üç yeğeninin düğün haberini alan Kinyas Ataman, odasına dönünce arkadaşlarıyla Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çeker. Yaklaşık 15 dakika süren halaya dair hiçbir uyarı almayan tutuklular hakkında daha sonra tutanak tutuldu.
‘LÊ AMEDÊ’ ŞARKISI SUÇ UNSURU
Mezopotamya Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, Cezaevi Disiplin Kurulu tarafından açılan soruşturma kapsamında tutukluların halay esnasında söylediği Kürt sanatçı Raperîn’e ait “Lê Amedê” sloganları suçlama konusu yapıldı.
Disiplin Kurulu, “Lê Amedê” şarkısını Google’de taradı ve Kürtçe-Türkçe sözlerini soruşturma tutanağına koydu. Disiplin Kurulu, daha sonra Hâkim Sungur, Orhan Yakışır, Hasan Aşkın, Hasan Umut Özer, Mehmet Halis Vural, Kinyas Ataman, Aziz Aktaş, Harun Ataman, Mehmet Akyüz, Nuri Vural, Hüseyin Yıldız, Osman Yalavuz, Şadi Muhammed ve Murat Kaçar’ın ifadelerini aldı.
KÜRTÇE TERCÜMAN YOK
Suçlamalara karşı Kürtçe beyanda bulunmak isteyen tutukluların talebi, “Kürtçe tercüman yok” gerekçesiyle reddedildi. Kinyas Ataman ifadesinde, telefon görüşmesinde yeğenlerinin düğünlerinden söz ettiğini ve odasına döndüğünde bu nedenle halay çektiklerini anlattı. Ataman, telefon görüşmelerinin soruşturmaya konulmasını istedi. İfadesi alınan diğer tutuklular da aynı beyanda bulundu. Tutuklular, soruşturmaya konu olan sloganları ise atmadıklarını söyledi. Soruşturma kapsamında dört gardiyanın da beyanlarına başvuruldu. Gardiyanlar, tutukluların slogan attıklarını iddia etti.
Disiplin Kurulu, soruşturma nedeniyle söz konusu havalandırmanın kameralarını izledi. Kamera kayıtlarında tutukluların halay çektiği ancak suçlama konusu yapılan sloganlara dair bir olgunun olup olmadığına dair bir veriye yer verilmedi. Buna rağmen Disiplin Kurulu, söz konusu şarkının “örgütsel mesaj” içerdiğini ileri sürdü. Kurul, şarkıyı, “Örgütsel dayanışmayı artırıcı kelimeler ile suç oluşturan unsurları öven ve olumlu hareket olarak algılanmasını sağlayan, örgütün amacı doğrultusunda gerçekleştirilen eylemleri övdüğü” şeklinde değerlendirdi. Söz konusu şarkıda ise suçlama konusu yapılan “Bijî Serok Apo” ve “Bijî Gerilla” sözleri yer almıyor. Kurul, ayrıca Ataman’ın telefon görüşmesinin içeriğini de soruşturma evrakına eklemedi.
BİR AYLIK CEZA
Disiplin Kurulu, hakkında soruşturma açılan tutukluların tutuklama gerekçelerine de yer verdi ve 15 Ağustos’un PKK’nin yaptığı ilk büyük eyleminin yıldönümü olduğu, tutukluların bu nedenle halay çektiklerini ileri sürdü. Kurul, tutukluların şarkı söylemesi ve halay çekmeleri nedeniyle devletin kurumunun düzenini bozduğunu da savunarak, tutukluların şarkı ve halaylarıyla “kötü örnek” olduklarını ileri sürdü.
Kurul, soruşturma sonucunda 31 Ağustos’ta tutukluların haberleşme ve iletişim hakları kapsamında yer alan mektuplarına ve aileleriyle yaptıkları görüşmelere bir ay boyunca yasaklama kararı verdi.
CEZAYA İTİRAZ
Tutukluların, Disiplin Kurulu’nun aldığı karara itiraz etti. Ankara Batı 1’inci İnfaz Hakimliği’ne 4 Eylül’de başvuruda bulunan tutuklular, hakimliğe verdiği beyanda PKK’li tutuklular olduklarını ve 15 Ağustos’u ya da herhangi bir günle ilgili bir kutlama yaptıkları zaman bunu savunacaklarını ve sahiplenebileceklerini, ancak suçlamaya dayanak gösterilen halayı, düğün nedeniyle çektiklerini ifade etti. Tutuklular, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkarılmasına ve daha sonra 15 Şubat 1999’da İmralı Adası’na getirilişi sürecini uluslararası komplo olarak değerlendirerek, tepki gösterdi.
Hakimlik, 24 Ekim’de kurulun verdiği disiplin cezasını yerinde bularak tutukluların talebini reddetti. Tutukluların konuyu Ankara Batı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşıdı. Mahkeme, 10 Kasım’da tutukluların talebini reddetti ve kararı onayladı.