PKK lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridi eleştirdiği video üzerinden İYİ Partililer ve iktidar kanadınca hedef haline getirilen ve 'terör örgütü propagandası, suçu ve suçluyu övmek' iddiasıyla suçlanarak tutuklanan Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, cezaevinden yazdığı yazıda hakkında hazırlanan iddianameyi değerlendirdi.
Yanardağ'ın Silivri Cezaevi'nden BirGün'e yazdığı yazıda, "Savcılık benimle ilgili iddianameyi beklenmedik bir hızla hazırlamış. İki ayrı suçlama yönelterek 1 yıl 6 aydan 10,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Suçlama ise “terör örgütü propagandası” ve “suç ile suçluyu övmek”, iyi mi! Kanıt olarak da PKK yöneticisi Duran Kalkan’ın yaklaşık bir yıl önceki bir konuşmasını koyup benim sözlerim ile paralellik kurmuşlar. Şaka gibi ama gerçek. Tam bir Nazi hukuku oluşturma denemesi. Bu yöntemle toplumun yarısı yargılanabilir. Kanıta bakar mısınız?" ifadelerini kullandı.
RELATED VİDEO
Play Video
'BAĞLAMINDAN KOPARILAN MONTAJ VİDEO ESAS ALINMIŞ'
Hazırlanan iddianamede, kendisinin AKP'nin Kürt politikasına eleştirilerinin ve AKP Diyarbakır Milletvekilinin sözlerinin yer almadığını söyleyen Yanardağ, şu ifadeleri kullandı:
"Bağlamından koparılan 62 saniyelik montaj video esas alınmış. Üstelik bu montaj videoda da “suç” yok; ama ortaya şöyle bir tablo çıkmış: Bayram öncesinde ben durduk yere “Gündem boş, şöyle Öcalan’ı öven bir program yapayım” demişim! Durduk yere. Gündem de değil, bağlamı yok, öylesine… Tam bir deli saçması!
'İDDİANAMEDE PROGRAMIN ESASINI OLUŞTURAN BÖLÜM ADETA GİZLENMİŞ'
Oysa gündeme de gelmiş, bağlamı da var. AKP Diyarbakır Milletvekili, 19 Haziran’da yeni bir “çözüm sürecini” ima eden ve Selahattin Demirtaş’ı suçlayan, Öcalan’ı ise öven bir röportaj verince biz de konuyu 20 Haziran’da yani bir gün sonra ele aldık. Ancak iddianamede programın esasını oluşturan bölüm adeta gizlenmiş. O bölüm benim, devletin infaz yasasının herkese adil ve eşit şekilde uygulanmasını istediğim sözlerimden oluşuyor; çünkü Ensarioğlu, Öcalan’ın “anlayışlı” olduğunu da söylediği röportajında, “tecrit” uygulamasının da Kandil ve Demirtaş yüzünden olduğunu öne sürüyordu."
'İKTİDARIYLA MUHALEFETİYLE KURULAN BİR MUTABAKATI BOZDUM'
"Bunun üzerine ben de “O halde tecriti kaldırın, ailesi ve avukatlarıyla görüşün, kamuoyunda ne söylediğini öğrensin. İmralı’yı siyasal bir araç olarak kullanmaktan vazgeçin” dedim. Belliki iktidarın elinden bir oyuncağı almış oldum. Bu tartışmayı da ilk kez geniş bir kesime yaydım. İktidarıyla muhalefetiyle kurulan bir mutabakatı bozdum. Kıyamet buradan koptu. Ancak savcılık, asıl konuyu bir yana bırakarak biraz da ironiyle söylediğim ve deyim uygunsa işin magazini olan tarafını önere çıkararak “suç” üretmeye çalışmış; çünkü bir iktidara “devletin infaz yasasını herkese adil şekilde uygula” demek suç değil ama gürültünün asıl nedeni bu!
Bu kumpası da bozacağız. Hukuksuzluk ve zorbalık karşısında boyun eğmeyeceğiz."