Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kürt sorunu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz" açıklamasına, partinin Van Milletvekili Sezai Temelli’den gelen "Çözümün adresi İmralı'dır” yanıtı üzerine başlayan tartışmalara dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Kürt sorununa dair açıklamalarının HDP ile ilgili kısmını olumlu bulduklarını söyleyen Sancar, “Kalıcı bir barış istiyorsak, çok geniş toplumsal mutabakat ve meşruiyete ihtiyaç var. Çözümün adresi Meclis’tir, hiçbir aktör gözardı edilemez” dedi.

İMRALI'NIN ROLÜ

Fakat Kürt sorununda başka aktörlerin de olduğunu vurgulayan Sancar, “Bu aktörleri göz ardı ederek bütünlüklü yöntem oluşturmak gerçekçi yaklaşım değildir. Esasen Türkiye bu durumu geçmişte deneyimledi 2009’da, 2013-15 arasında. Bana sorarsanız İmralı’nın rolü tartışması çoktan aşılmış olması gereken bir meseledir. İmralı’nın da bu konuda bir rolü olacaktır. Bu rolde geçmişte zaten ayrıca hayata geçirilmiştir” ifadelerini kullandı.

“Şimdi İmralı ile HDP’nin rolünü karşı karşıya getirmek, Kürt sorununa bütünlüklü yaklaşımı zorlaştırıyor” diyen Sancar, şunları ekledi: “Hatta Kürt sorununa bütünlüklü yaklaşım geliştirme imkanlarını büyük ölçüde ortadan kaldırıyor. HDP kendi siyasi aktör rolünü ve toplumsal gücünü elbette hem muhataplık hem de çözüm için sonuna kadar kullanmaya hazırdır.

ÇÖZÜM İÇİN DAHA FAZLA ÇALIŞMA YAPILMALI

CHP'nin bu yaklaşımı yeni değil. Daha önce de zaten benzer yaklaşımlar dile getirilmişti. Ama bütün taraflara bizim önerimiz şudur: Kürt sorununu gerçekten çözmek istiyorsak, yöntemi bütünlüklü ele almak gerekir. Sorunun çok boyutlu ve çok aktörlü olma durumunu ve gerçekliğini hesaba katmamız gerekiyor. İyi oturmuş bir siyasal mekanizma, şeffaf bir yönetim ve ilgili tüm aktörlerle diyalog ve müzakere, bu yöntemin parçaları, temel unsurları olmalıdır. HDP bu konuda zaten sürekli vurguladığım gibi çözüm için bir siyasi aktör, bir toplumsal güçtür. Burada bize düşecek her türlü sorumluluk ve görevi yerine getirmeye hazırız. Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklaması, geride kalmış olması gereken ama bir süredir bastırılan bir tartışmayı yeniden canlandırdığı için belki de bu açıdan olumlu bir etki yaratabilir. En azından Kürt sorununun çok boyutlu, çok aktörlü niteliğini ve bu niteliğe uygun yöntemlerin nasıl geliştirileceğini yeniden tartışmak gibi bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Şimdi herkesin gerçekçi bir çözüme giden sağlam yollar konusunda daha fazla çalışma yapması ve daha titiz davranması gerekiyor.”

Tanrıkulu, Bakan Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz istifa etsin Tanrıkulu, Bakan Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz istifa etsin

TEMELLİ’NİN AÇIKLAMALARI

HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin, sanal medya hesabından Kürt sorunun çözümüne yönelik İmralı’yı işaret etmesi ardından başlayan tartışmalara da değinen Sancar, şunları söyledi:

“Sezai arkadaşımızın açıklamaları kişisel görüşüdür. Sosyal medyada bu tür açıklamalar kısa bir şekilde yer alıyor ve tartışmalara, farklı yorumlara uygun bir ortam yaratıyor. HDP’nin yaklaşımını merkezi organları açıklar. En üst düzeyde de eş başkanların sözleri HDP’nin politikasını temsil eder. HDP’nin politikalarını asıl yansıtan, eş başkanlar ve yetkili kurulların açıklamalarıdır. Sezai arkadaşımız kendi görüşünü açıklamıştır. Sadece HDP’de değil, diğer partilerde de bu durumlar olabiliyor. HDP’yi, HDP’nin kendi kurumsal açıklamaları açısından tartışmak ve HDP’nin yetkili organlarını muhatap alarak müzakere etmek en doğrusudur.

HDP, çoğulcu bir partidir. Birçok konuda farklı düşünen arkadaşlarımız olabilir. Ama aynı zamanda HDP, temel ilkeleri etrafında çok sağlam kenetlenen bir yapıya ve tecrübeye sahiptir. Farklı görüşler kendi kurullarımızda tartışılır, ele alınır ama politika mutabakatla belirlenir. Belirlenen politikayı da partinin bütün çalışanları ve mensupları, hayata geçirmek için çalışırlar.”

‘27 EYLÜL’DE AÇIKÇA ORTAYA KOYACAĞIZ’

Sancar, 27 Eylül’de açıklayacakları deklarasyona da işaret etti. Sancar, bu deklarasyona dair “Esasen 27 Eylül’de açıklayacağımız deklarasyonda yaklaşımlarımızı açıklıkla ortaya koyacağız. Bu deklarasyonun tabandan merkezi kurullara kadar her kademede yapılmış tartışmaların bir ürünü olduğunu da bir kez daha hatırlatayım” dedi.