Tanrıkulu, Bakan Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz istifa etsin Tanrıkulu, Bakan Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz istifa etsin

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’a yapılan saldırıya ilişkin, “Şu anda karşı karşıya olduğumuz, siyasi söylemlerin ürettiği bir çete olayıdır. Ama bunun zemini siyasilerin ötekileştirici söylemlerinden, gerginleştirici söylemlerinden cesaret alıyor” dedi.

Üstün, saldırı sonrası hastanede tedavi altına alınan Özdağ'ı ziyaret ederek çıkışta basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Üstün "Bu elbette siyasi gerginliğin getirdiği, Türkiye demokrasisine yapılmış bir saldırıdır. Hükümetin, hükümet yetkililerinin, iktidarın artık bu gerginleştirici ayrıştırıcı dili terk etmesini arzu ediyoruz. Çünkü yukarıda meltem eserse, aşağıda fırtınalar esiyor. Bunu görmeli hükümet yetkilileri ve hele hele küçük ortakları, daha küçük ortakları kendilerini devlet yerine koymaktan da artık vazgeçmeliler. Şimdi kimse kendisini devlet yerine koymasın" diye konuştu.

Sakarya’daki evi bir ay önce kurşunlanan, kendisi de saldırıyla uğramış bir isim olan Üstün, şunları söyledi:

'TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?'

Aslında hepimiz şu soruyu sormamız lazım, Türkiye nereye gidiyor? Biz bu gerginlikleri 90’lı yıllardan önce gördük. Tam toplumumuz bunları atlatmış derken, şimdi benzer siyasi çatışmalara ve ötekileştirmelere toplumu bölecek davranışlara yol açan söylemler içerisinde olduğunu görüyoruz. Bu gidişin kimseye faydası yok. Öncelikle elbette ki hükümete faydası olmaması lazım.

HER TÜRLÜ SALDIRIYI YAPABİLİRLER: Bir de af olayı gündeme geldi artık sokaklarda caddelerde şehirde neredeyse pimi çekilmiş, patlamaya hazır el bombaları dolaşıyor. Bunlar her türlü saldırıyı yapabilirler. Nam olsun diye yapabilirler. Ama siyasiler basın mensupları öncelikli hedefte. Ama öncelikle yetkililer şu soruyu sormalı: ‘Nereye gidiyoruz?’ Etkin tedbirler alınmalı diyorum. Şayet bu insanların sırtları sıvazlanıyorsa, gerekli cezalara çarptırılmıyorlarsa, bunlar kendilerinin kollandığı hissine kapılırlar ve kendilerini devletin sahibi görmeye başlarlar. Racon keserler, işte bu tür olaylara sebebiyet verirler.

SİYASİLERİN ÖTEKİLEŞTİRİCİ SÖYLEMLERİ

Bu şu anda karşı karşıya olduğumuz, siyasi söylemlerin ürettiği bir çete olayıdır. Ama bunun zemini siyasilerin ötekileştirici söylemlerinden, gerginleştirici söylemlerinden cesaret alıyor.

'KILIÇDAROĞLU SALDIRGANI OMUZLARA ALINDI'

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıdan sonra saldırgan adeta omuzlara alındı. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırı yapıldı, tehdit edildi açıkça neredeyse tehdit eden kişinin 1 ay sonra ifadesi zor alındı. 1 ay önce benim evime Sakarya’da silahlı saldırıda bulunuldu. Fail, şu anda tutuklu içeride. Aynı ciddiyetin burada gösterilmesini ve faillerin yakalanmasını arz ediyoruz.

'KİMSE KENDİSİNİ DEVLETİN YERİNE KOYMASIN'

Bu elbette siyasi gerginliğin getirdiği, Türkiye demokrasisine yapılmış bir saldırıdır. Hükümetin, Hükümet yetkililerinin, iktidarın artık bu gerginleştirici ayrıştırıcı dili terk etmesini arzu ediyoruz. Çünkü yukarıda meltem eserse, aşağıda fırtınalar esiyor. Bunu görmeli hükümet yetkilileri ve hele hele küçük ortakları, daha küçük ortakları kendilerini devlet yerine koymaktan da artık vazgeçmeliler. Şimdi kimse kendisini devlet yerine koymasın. Toplumu bölmeyelim. Toplumu böldüğünüzde ülke bölünür. Ülkeyi bölmek istemiyorsanız, toplumu birleştirici tavırları, cümleleri sizlerden duymak istiyoruz. Öncelikle bu sorumluluğu üstlenecek olan İktidardır, iktidarın ortağı olduğunu iddia eden partilerdir."