19) salgının seyrine ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede, aylar sonra 'evde kalın' çağrısı yaparken, Türkiye genelinde riskli bir yükseliş olduğunu ifade etti. Bakan Koca, "Anadolu'da ilk zirve eylülde görülmüştü, ikinci zirveyi şimdi yaşıyoruz. Daha büyük bir sınavdayız. Son birkaç günde riskin boyutu artmıştır. Durum bölgesel bir yayılımdan daha ciddi, yeni bir değerlendirme yapmak gerekir. Artış, başta İstanbul olmak üzere Batı illerinde daha belirgin" ifadesini kullandı. Sokağa çıkma yasağının gündemde olmadığını kaydeden Koca, "Hareketliliğin artmasıyla birlikte salgının da arttığını biliyoruz. O nedenle tedbirlere uymanın önemli olduğunu, kalabalık ortamlara girmekten kaçınılması gerektiğini önemsiyoruz" dedi.
Bursa'da incelemerde bulunduktan sonra açıklama yapan Sağlık Bakan Koca, "Salgın Anadolu'da ikinci zirve dönemindeyken İstanbul'da mücadelenin önemi artarken günlük hayatımızı nasıl sürdürmeliyiz? Bunun tarifini kontrollü sosyal hayat olarak yapmıştık. Mecburiyetler dışında evde kalalım, hayat eve sığar cümlesini yeniden hatırlayalım. Dışarıda geçirdiğimiz zamanı asgari düzeye indirmeliyiz" diye konuştu.
Kademeli mesainin önemini bir kez daha vurgulayan Bakan Koca, "Ulaşımın önemli bir kaynak olduğunu söyleyebiliriz. Bu çerçevede esnek mesai, konusunda hem kamu hem özel sektörde devreye giriyor olmalı. Günün pik yapan 2 saati var, bu zaman dilimlerini azaltmak gerekiyor, bunun yolu da esnek mesaiden geçer" dedi.
Yüz yüze eğitimde salgında ciddi bir artışa sebep olacak durum yaşanmadığını kaydeden Bakan Koca, "Okula gitmeyen çocukların yaş grubuyla, devam edenlerin yaş grubunu kıyasladığımızda, okula gidenlerin, gitmeyenlere göre yüzde 3-4 oranında düşük olduğunu görüyoruz. Okula devam eden çocuklar tedbirler için daha fazla hassasiyet gösteriyor olabilir" yorumunu yaptı.
Bakan Koca'nın açıklamasından satır başları şöyle:
"Durum bölgesel bir yayılımdan daha ciddi, yeni bir değerlendirme yapmak gerekir. Riskli bir yükselişle karşıyayız.
"Anadolu'da ilk zirve eylülde görülmüştü, ikinci zirveyi şimdi yaşıyoruz. Büyük illerimizde tedbirlere hızlı sarılmış ve sonuç almıştık. Daha büyük bir sınavdayız. Son birkaç günde riskin boyutu artmıştır.
"Virüsün bulaştığı büyük kişide belirti olmaması sevindirici ama ciddiyetini azaltmıyor. Salgın virüsün yayılmasının daha fazla hasta olması ve hayatını kaybetmesi değildir, hayatı sekteye uğratmasıdır da.
"Bugün Bursa Bilecik, Yalova ve Çanakkale illerinde Covid-19'la ilgili seyiri paylaşmalıyız. Bursa'da günlük vaka sayısı geçen aya göre 3 kat arttı, Bilecik'te iki kat, diğer 3 ülde bir ay öncesine göre yüzde 50 vaka artışı görüyoruz.
Önemli bir silahımız filyasyon ekiplerimizin yaptığı çalışmalardır. Hastaların takiplerini yapıyor ve ilaçlarını evlere kadar teslim ediyoruz. Bursa'daki ekip sayımızı 700'e çıkarıyoruz. Balıkesir'de 203 ekip sahada, Yalova'da 60, Bilecik'te 66 ekip sahada.
Şehir hastanelerimizin yaşadığı salgından önce bulunduğu bölgelerde yaptıkları katkı takdire mahzar olmuştur. Cumhurbaşkanımızın hayalim dediği tesislerin çok isabetli olduğu Elazığ'daki deprem vesilesiyle ve Covid vesilesiyle görmüş olduk.
Geçen yıl hizmete aldığımız Bursa Şehir Hastanemizde salgın döneminde çok önemli bir yatırım olduğu görüldü.
Bursa Devlet Hastanesi'nin pandemi sonrası renovasyonunu yapacağız. Önceki tesislerimize sahip çıkarak hizmet vereceğiz. Bursalı hemşehrilerimizin şehir hastanesine ulaşımını sağlamak için 27 Ekim'de metro ihalesi yapılacak.
Bilecik'te Bozüyük Devlet Hastanesi'nin inşaatı devam ediyor, önümüzdeki yıl hizmete girecek.
Bugün değerlendirdiğimiz illerde birçok aile sağlığı merkezi, sağlıklı hayat merkezi yatırımları da devam ediyor.
Salgın Anadolu'da ikinci zirve dönemindeyken İstanbul'da mücadelenin önemi artarken günlük hayatımızı nasıl sürdürmeliyiz? Bunun tarifini kontrollü sosyal hayat olarak yapmıştık. Mecburiyetler dışında evde kalalım, hayat eve sığar cümlesini yeniden hatırlayalım. Dışarıda geçirdiğimiz zamanı asgari düzeye indirmeliyiz.
Bursa salgın boyunca gördüğü en riskli dönemi yaşıyor. Son bir haftadaki günlük vaka sayıları eylüle kıyasla 3 kat fazla.
Bilecik ilk salgında zirveyi 10 Eylül'de yaşadı, şimdi iki kat arttı. Balıkesir ilk zirveyi Eylül başlarında yaşadı, son iki haftada yüzde elli vaka artışı görüyoruz.
Sağlık sistemimiz hastamızı en iyi şekilde tedavi edecek güçtedir. Sahadeki ekiplerimiz büyük başarı gösteriyor. Önemli olan hastalıktan uzak durarak salgına set çekmektir.
Sizlere açık ve ısrarlı mesajım şudur: Salgınla mücadelede halen tedbirlerden daha güçlü silahımız yok. Sadece hasta tedavi ederek kazanılamaz, yayılmayı önleyerek kazanılır, bu da tedbirlere uyarak mümkündür.
2021'in grip aşısını şimdiden sipariş etmeye çalışıyoruz. Bu yılki siparişi de geçen yıl etmiştik. Pandemiyle grip aşısının önemi daha da arttı. Bu dönemde herkese yapılması gerektiği kanaati yayılıyor, böyle bir durum söz konusu değil. 1 milyon 350 bin grip aşısını tedarik ettik, 400 binin eczanelerimize verdik. Önümüzdeki iki üç hafta içinde devamını göndereceğiz. Bunun dışında biz grip aşılarını daha da artırmak için yoğun gayret içindeyiz, 2,4 milyona çıktığını söyleyebilirim geçen yıla göre. Bunu3 milyonun üzerine çıkarma noktasında gayret içnideyiz. Bu durumda arzının çok olmadığı ama talebin fazla olduğu bu dönemde grip aşısını riskli olan kişilere yapmak gerekiyor. Bununla ilgili Bilim Kurulumuz çalışma yaptı ve kimlere öncelikli yapılması gerektiğini belirledi. Özellikle riskli gebelere, doğumdan sonraki 2 hafta içinde olanlara, 65 yaş üzerindeki bir kronik hastalığı olanlara... 5 yaş altı kronik hastalığı olan çocuklara, 5-65 yaş arası 2 kronik hastalığı olan kişilere ve özellikle riskli olan sağlık çalışanlarımıza ve organ nakli olan kişiler olmak üzere... İlk planda bunun dağıtımını hedefleyerek planladık. Peyderpey gelen aşıyı bu çerçevede dağıtmış olacağız. Vatandaşımız riskli olmadığını görüp yaptırmayacak mıyım diye düşünmemeli. Bu çerçevede dağıtıyoruz. Sağlık çalışanlarına halk sağlığı üzerinden yapılacak. Devamında bizim özellikle artışını hedeflediğimiz daha fazla tedarik için yoğun gayret gösterdiğimiz aşıyı genişletmeyi düşünüyoruz. Telaşlanmayalım, aşının gelişiyle birlikte dediğim çerçevede yaygın şekilde yapılacak. Bugün riskli görünmeye kişiler kademelendirmeyle riskli grupta girebilir. Bir sorun yok ve geçen yıla göre 2 kat fazla aşı tedarik ediliyor.
Kasım ayı sonunda ülkemizde de Faz3 çalışmaları yapılan aşı çalışmalarıyla ilgili bilgi sahibi olacağız. Vatandaşımızda etkisini görerek erken dönemde aksiyon alma hedefiyle izin verdik çalışmalara. Kasım sonrası belli olmuş olur. Beklentimiz doğrultusunda bu bağışık düzeyinin geliştiğine kanaat getirirsek aralık ayında inaktif olan aşıyı Türkiye'de uygulamayı düşünüyoruz ve bağlantılarımızı böyle yapacağız. Aralıkta muhtemelen 5 milyon aşılama yapabiliriz eğer kasım sonunda beklediğimiz gibi sonuç alınırsa.
Yerli aşıyla ilgili, 16 çalışma mevcut. Hepsi aynı tip değil. Mart ya da Nisan ayı gibi FAZ3 çalışması bir noktaya gelmiş olur, aralık ocak şubat gibi yurt dışından gelen aşıları vatandaşımız için uygun bulursak uygularız. Birden fazla aşı devreye girecektir.
Yüz yüze eğitimde şu ana kadar ciddi bir salgına sebep olacak bir durum olmadığını söyleyebilirim. Okula gitmeyen çocukların yaş grubuyla, devam edenlerin yaş grubunu kıyasladığımızda, okula gidenlerin, gitmeyenlere göre yüzde 3-4 oranında düşük olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki haftalarda benzer şekilde devam eder mi bilmiyoruz. Kademeli geçiş planladık biliyorsunuz... 2'sinden itibaren 5 ve 9. sınıflar da başlayacak. Belirgin bir artış olmazsa bu durumda diğer sınıflar da açılabilir. Son 2 hafta olan artışı görüyoruz. Batı illerinde başta İstanbul'da daha belirgin. 2-3 haftaki seyre göre bir değerlendirme yapacağız. Okula devam eden çocuklar tedbirler için daha fazla hassasiyet gösteriyor olabilir.
Özellikle sokağa çıkma yasağı gibi bir yasağı düşünmüyoruz. Hareketliliğin artmasıyla birlikte salgının da arttığını biliyoruz. O nedenle tedbirlere uymanın önemli olduğunu, kalabalık ortamlara girmekten kaçınılması gerektiğini, ev içi bulaşın da arttığını görüyoruz, misafir alınmamasını önemsiyoruz. Ulaşımın önemli bir kaynak olduğunu bu çerçevede esnek mesai konusunda hem kamu hem özel sektörde devreye giriyor olmalı. Günün pik yapan 2 saati var, bu zaman dilimlerini azaltmak gerekiyor, bunun yolu da esnek mesaiden geçer. Bu dönemde maskenin daha çok sadece koronaya karşı değil, viral enfeksiyonların, damlacık enfeksiyonların yoğun olacağı bir döneme giriyoruz. Maske, bu enfeksiyonların hepsi için yüzde doksana kadar önleyici. Aşının koruyuculuğu yüzde 60'a kadar. Aşı bütün dünyada 50-60 oranında yapılmadıkça bu salgını kontrol etmek mümkün olmaz. Önümüzdeki 4 5 ay çok önemli. Özellikle bu dönemde influenzayı çok yorgun görürdük çocuklarda. Şu an sayı artmadı.
Önümüzdeki dönem Avrupa'da salgın daha da artacak. Dünyada görülen Covid-19 vakasının yüzde ellisi Avrupa'da. Avrupa şu an pandeminin merkezi. Biz de bundan etkileneceğiz. Tedbirlere uymaktan geçer bundan etkilenmemenin yolu.