GÜNDEM

Soylu’dan İmamoğlu’na: Türkiye Cumhuriyeti çadır devleti değildir

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, belediyelerin Türkiye’deki büyükelçilerle yapacağı görüşmelerin Dışişleri Bakanlığı’nın iznine bağlanmasıyla ilgili "Merkezi idarenin çürümüşlüğünü gösteriyor" ifadelerini kullanmıştı. İçişleri Bakan Süleyman Soylu, İmamoğlu'nun sözlerine sert tepki gösterdi. Soylu, "Biz çadır devleti değiliz de, bulunduğu yeri çadır devleti olarak değerlendirenler var. Bu bir şımarıklıktır. Devletin bu bütüncüllüğünü, ‘çürümüş’ olarak değerlendirmek de cehalettir" dedi.

Abone Ol

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Anadolu Toplantı Salonu’nda video konferans yöntemiyle 81 ilin Trafik birim amirine Kurban Bayramı dolayısıyla trafik tedbirlerine ilişkin bilgilendirme yaptı.

Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı ve İller İdaresi Genel Müdürü Selçuk Aslan’ın da yer aldığı Kurban Bayramı Trafik Tedbirleri Toplantısı’nda, bin 333 trafik birim amiri trafikte dikkat edilmesi gereken noktaları değerlendirerek, detaylı bilgi paylaşımında bulundu.

Soylu, toplantının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Soylu, İstanbul Valiliği'nin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, kamu kurum ve kuruluşlarına gönderdiği yazıda belediye başkanlarının dahil üst düzey devlet zevatının yurt dışı temsilcilerle görüşme yapmak için Dışişleri'nden izin alınacağı kararına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, "Bu hamlelerin sadece merkezi idarenin toplum nezdindeki çürümüşlüğünü göstermek dışında anlamı yoktur" sözlerine tepki gösterdi:

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir çadır devleti değildir. 2200 yıllık bir devlet geleneğimiz var. Ve biz 2200 yıllık devlet geleneğini devam ettiriyoruz.

Elbette ki dış temaslarımızın çoğunda bizler kamu görevlileri olarak Dışişleri Bakanlığımıza, dış temaslarımız konusunda hem bilgi vermek, hem onların bir takım görüşlerini de almak devlet müktesebatı açısından, süreklilik açısından ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dış politikasının bir bütüncüllük içeren anlayışı açısından doğru olan bir yöntemdir.

Bu ne ilktir ne de sondur. Cumhurbaşkanlığımız tüm kamu, kurum ve kuruluşlarına yönelik bu konudaki hassasiyeti bir kez daha ortaya koymuştur.”