Diyarbakır Adliyesi önünde Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Dayanışma Derneği (TUHAYDER), Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Diyarbakır Tabip Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi, hasta tutukluların durumuna dikkati çekmek amacıyla bir basın açıklaması düzenledi.
Açıklamaya HDP Diyarbakır İl Eş Başkanları Gülistan Atasoy ve Zeyyat Ceylan, HDP Sözcüsü Ebru Günay da katıldı.
Açıklamayı, Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Yaşa okudu.
Hapishanelerde koruyucu sağlık hizmetlerinin aktif olarak yürütülmemesinin hastalıkların önlenmesi ve erken tanısında yetersizliklere neden olduğunu belirten Yaşa, "Mahpusların yakalandıkları hastalıklar ile ilgili hapishanelerden sağlık tesislerine sevk edilmeleri 2-6 ay sürebilmektedir. Birçok mahpusun sağlık hizmetlerine erişemediği için zaman içerisinde ağır hasta aşamasına geldiği bir gerçektir. Kapasitenin üstünde mahpusun kaldığı Türkiye hapishanelerinde, üç öğün için yetersiz iaşe, sağlıklı gıdaya ulaşamama, birkaç saat ile sınırlandırılmış havalandırma imkânları ve sağlıklı yaşama uygun olmayan hapishane mimarisi çeşitli hastalıkların oluşmasına zemin hazırlamaktadır" dedi.
Yaşa, kelepçeli muayene dayatmalarının ise bir işkence yöntemi olarak mahpusların sağlık hizmetine erişimini kısıtladığını söyledi.
Yaşa, "Türkiye gündemini uzun zamandır meşgul eden ve bir türlü çözülemeyen hasta mahpusların sağlık hakkına erişim hakkının kullandırılmaması ile tahliye edilmemesi sorunu, hapishanelerde son dönemlerde yaşanan can kayıpları ile kendini daha görünür kılmıştır. 2022 yılı içerisinde, aralarında hasta mahpusların bulunduğu 42 kişi hapishanelerde yaşamını yitirmiş, bir hasta mahpus tahliye edilmesinden kısa bir süre sonra hayatını kaybetmiştir" ifadelerini kullandı.
Yaşa açıklamasının devamında "İnsanın en temel hakkı ‘yaşam hakkı’dır. Bu hak hiçbir koşul ve durumda engellenemez ve askıya alınamaz" dedi.
“İnsanların bulundukları her ortamda insan onuruna yakışır bir yaşam sürmeleri bütün insan hakları metinlerinin temelini oluşturur” diyen Yaşa, yaşam hakkının korunmasının temel kriterlerinden birinin de kişinin sağlık hizmetlerine ayrımsız ulaşabilmesi, yani sağlık hakkı olduğuna dikkat çekti.
Açıklamada İnsan Hakları Derneğinin verilerine de yer verildi. Buna göre; Türkiye hapishanelerinde halen 651’i ağır olmak üzere toplam 1517 hasta mahpus bulunduğu belirtildi.
Yaşa “Hapishanelerde, yaşlı mahpuslar, ağır kalp ve kanser hastaları, çoklu kronik rahatsızlıkları bulunanlar, ağır psikolojik rahatsızlıkları olanlar ve yaşamını tek başına devam ettiremeyen yüzlerce ağır hasta mahpusun sağlığa erişim hakları ihlal edilmekte, tedavileri engellenmekte ve infaz erteleme talepleri reddedilmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Yaşa, yaşamını tek başına idame edemeyecek durumda ağır hasta olan mahpusların infazlarının geri bırakılarak tahliye edilmelerini istedi.
Yaşa, hasta mahpusların yaşamış oldukları temel insan hakkı ihlallerinin hangi boyutta olduğunun en çarpıcı örneklerinden birinin Mehmet Emin Özkan olduğunu belirterek, "25 yılı aşkın bir süredir hapishanede tutulan Özkan, kalp, böbrek, bağırsak hastalıkları, hipertansiyon, toksik guatr, kemik erimesi, aşırı kilo kaybı, işitme kaybı, görme bozukluğu, hafıza kaybı gibi birçok kronik rahatsızlıkları olan, hapishanede tutulduğu süre zarfında birçok defa kalp krizi geçiren ağır hasta bir mahpustur. Kendisinin hapishanede yaşamını tek başına idame edemeyeceği yönünde birden fazla sağlık kurulu raporu bulunmasına rağmen Adli Tıp Kurumu tarafından dosya üzerinden yapılan incelemelerle hakkında tanzim edilen olumsuz raporlar nedeniyle hapishanede tutulmaya devam edilmektedir. Basına ve sosyal medyaya yansıyan görüntülerden de anlaşıldığı üzere bir başkasının desteği olmadan yürüyemeyecek bir durumda bulunan Mehmet Emin Özkan’nın acil bir şekilde tahliye edilmesini talep etmekteyiz" dedi.
Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Yaşa açıklamada hapishanelerde yaşanan ölüme varan hak ihlallerin giderilmesi için yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
1. Mahpusların sağlık hakkına erişim hakkının tam ve eksiksiz uygulanabilmesi için hapishanelerdeki kronik hale gelen sorunlar giderilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.
2. Halen hapishanelerde tutulan “ölümcül risk altında” veya “sürekli rahatsızlığı ve hastalığı” bulunan ağır hasta mahpuslar, tam teşekkülü herhangi bir hastane raporuna istinaden derhâl salıverilmelidir.
3. Adli Tıp Kurumu sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi raporlarında son ve tek merci olmaktan çıkarılmalıdır.
4. Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında Cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmelidir.
5. Hasta mahpusların infazlarının ertelenmesi önündeki “toplum güvenliği bakımından tehlike” kriteri kanundan çıkarılmalıdır.
6. Cumhurbaşkanının sağlık sebebi ile mahpusları af yetkisini düzenleyen genelgesi değiştirilmeli, Adli Tıp Kurumu tek belirleyici olmaktan çıkarılmalı, Cumhurbaşkanı ağır hasta mahpuslar ile ilgili yetkisini ayrım gözetmeksizin kullanmalıdır.