Hakkari Haber

Tahir Gürdal’ın yaşamını yitirmesi ihmaller zinciri sonucudur'

Ağır hasta tutuklu Tahir Gürdal’ın yaşamını yitirmesine ilişkin açıklama yapan İHD Hakkari Şubesi, Gürdal’ın cezaevindeki ihmal ve ihlaller zinciri sonucunda yaşamını yitirdiğine vurgu yaptı

Abone Ol

İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi, Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 10 yıl tutulduktan sonra cezası ertelenen ve 13 gün sonra yaşamını yitiren ağır hasta tutuklu Tahir Gürdal’a ilişkin açıklama yaptı.

KESK Yüksekova Şubesi’nde yapılan açıklamaya, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) üyeleri de katıldı. Açıklamada konuşan İHD Hakkari Şube Eşbaşkanı avukat Yusuf Çobanoğlu, İnsan Hakları Günü’nde insanlık onuruna yakışmayan hak ihlalleriyle karşı karşıya geldiklerini belirtti. Çobanoğlu, “Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi nüfusuna kayıtlı, 53 yaşındaki Tahir Gürdal, cezaevine girdikten sonra akciğer kanserine yakalanmış, hastalığının geri dönüşü olmayan evresinde Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yatırılmıştır. Dün Tahir Gürdal’ın yatırıldığı hastanede hayatını kaybettiğini öğrendik.

Tahir Gürdal’ın ölümüne neden olan süreç bir bütün olarak hak ihlaller zinciri niteliğindedir. Nitekim Tahir Gürdal’ın hastane sürecinde, günlerce kelepçeli bir şekilde tedavi edildiği ortaya çıkmıştır. Kelepçeli tedavi, nitelikli bir işkencedir. İnsanlık onuruna yakışmayan bu uygulamaya derhal son verilmelidir” ifadelerini kullandı.

‘HASTA TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILMALI’

Cezaevlerinde bulunan ağır hasta tutsakların biran önce tedavilerinin sağlanabilmesi için serbest bırakılmaları gerektiğini aktaran Çobanoğlu, “İHD Merkezi Hapishane Komisyonu tespitlerine göre Nisan 2022 itibari ile Türkiye Hapishanelerinde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta mahpus bulunmaktadır.

Adli Tıp Kurumu tarafından verilen ‘Cezaevinde kalabilir’ raporları ile bu kurum toplum nezdinde güvenilirliğini yitirmiştir. Mahpuslar için tam teşekküllü ve üniversite hastaneleri tarafından verilen raporlara rağmen Adli Tıp Kurumu bu raporların aksi yönünde rapor düzenleyerek yaşam hakkı ihlaline neden olmaktadır” dedi.