Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç tarafından "AİHM kararlarının uygulanmamasının yarattığı sorunların araştırılması amacıyla” Meclis Araştırma önergesi Genel Kurul’da görüşüldü.

Önerge üzerine söz alan HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, “Adalet, sizin imaj yaratmak için isminizin başına koyduğunuz, keyfilikleri, yolsuzlukları, hukuksuzlukları, hırsızlıkları örtmek için bir örtü değildir” dedi.

‘KONSEYİN İNCELEMEYE ALDIĞI İKİNCİ ÜLKE OLDUK’

Ersoy, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni (AİHS) en çok ihlal eden ülkeler arasında 4'üncü sıraya yerleştiğini ve 2017 yılından beri her yıl Avrupa Konseyi ülkeler arasında ifade özgürlüğünü en fazla ihlal eden ülke sıralamasında 1'inciliği koruduğunun belirtti.

Ersoy devamında, “Bakanlar Komitesi’nin kararıyla beraber, Osman Kavala kararıyla beraber, Konseyin tarihî boyunca ihlal kararı verdiği ve incelemeye aldığı devletler sıralamasında 2'nci olduk. 7 Haziran seçimlerinden sonra HDP'yi hedef hâline getirdiniz ve siyasi rakiplerinizi yani siyaseten baş edemediklerinizi tutuklayarak, hedef hâline getirerek, cezaevlerine koyarak tasfiye projesine giriştiniz. Milletvekillerini görevden aldınız, belediye eş başkanlarımızı görevden aldınız, tutukladınız ve bu siyasi tasfiye hareketi sayesinde 2017 referandumu da dâhil olmak üzere Türkiye siyasetini yeniden kendi lehinize dizayn etmeyi başardınız” diye konuştu.

'AĞIR SONUÇLARI VARDIR'

AİHM’in 1 Şubat’ta HDP’li siyasetçiler lehine verdiği kararı hatırlatan Ersoy, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, milletvekillerimizin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili ihlal kararı verdi. AİHM kararının uygulanmaması ve Kavala'nın tahliye edilmemesi nedeniyle Türkiye hakkında ihlal prosedürü başlatılmasına karar verdi. Türkiye'ye karşı alınacak önlemler arasında Türkiye'nin Konsey üyeliğinden çıkarılması, oy hakkının askıya alınması da var. Bu karar ve önümüzdeki bu yol açıkça Türkiye'nin de yargı kararlarında hukuk dışına çıktığının, insan hakları ve özgürlüklerine yer olmayan bir rejim hâline geldiğinin tescili anlamına gelir ve ağır sonuçları vardır” dedi.

İYİ PARTİ: ONBİNLERCE KİŞİYE HUKUKSUZLUK YAPILIYOR

Yılmaz Tunç'tan Öcalan Açıklaması: "Görüşme İçin Uygun Tarih Belirlemek Üzerine Çalışıyoruz" Yılmaz Tunç'tan Öcalan Açıklaması: "Görüşme İçin Uygun Tarih Belirlemek Üzerine Çalışıyoruz"

AKP’nin 2002’deki seçim beyannamesini hatırlatan İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, “Fakat 2018-2022 arasındaki otoriterleşmeyle birlikte, bu ilkeleri tamamen unuttunuz ve seçim beyannamesini de unuttunuz; hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını tanımamaya başladınız. Hatta Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği üyeleri ‘dış düşman’ sıfatını kazanmaya başladı sizler tarafınızdan. Ben kişilere takılmak istemiyorum ama Montesquieu'nün bir sözünü hatırlatmak istiyorum, üç yüzyıl önce şunu söylemişti: ‘Bir kişiye yapılan haksızlık topluma yönelmiş bir tehdittir’ demişti. Bu da benim Montesquieu'nün sözleri arasında en çok üzerinde durduğum, sevdiğim, saygı duyduğum bir sözdür. Biz de ise sadece bir kişiye değil, binlerce, on binlerce kişiye haksızlık yapılmaktadır. Saygıyla selamlıyorum” şeklinde konuştu.

CHP: TARAFSAK GEREĞİNİ YERİNE GETİRECEĞİZ

Cumhuriyet Halk Grubu adına söz alan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da iki güncel konu olduğuna dikkati çekerek, “Birincisi, dün, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu Parlamento’nun da üyeliğini yapmış ve hâlen üyeliğini yapan milletvekilleriyle ilgili olarak vermiş olduğu dokunulmazlığının kaldırılması kararının Anayasa'ya aykırılığı kararı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10'uncu maddesine aykırılığı; diğeri ise Osman Kavala'yla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararından sonra Bakanlar Komitesinin bugün verdiği karar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yetkisini kabul etmişiz, sözleşmeye taraf olmuşuz. Eğer bu sözleşmeye taraf olmuşsak ve Mahkemenin de yetkisini kabul etmişsek kararın gereğini yerine getireceğiz” dedi.

‘ALMAN BİR AVUKATA PARA VERMİŞSİNİZ DEMİRTAŞ DAVASINDA’

Organize kötülük yapıldığını aktaran Tanrıkulu, “Siyaset talimat veriyor, yargı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymuyor, o kararlara uymamak için de inanılmaz hileler yaratıyor, Sayın Erdoğan ‘Hamlemizi yaparız’ dedikten sonra Sayın Demirtaş hapiste kalmazdı. Bakın, organize kötülük yapıyorsunuz. Peki, ne yapacaksınız? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki yargıçlar sizin Çağlayan'da mahkeme mahkeme dolaştırdığınız yargıçlar değil. Duruşmaya bizzat ben katıldım, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir yurttaşı olarak, bu kurulun bir üyesi olarak, bir avukat olarak utandım. Bakın, yirmi yılda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Türkiye'yi savunacak bir avukat yetiştirememişsiniz, Alman bir avukata para vermişsiniz Demirtaş davasında. Bu hukuka aykırı kararlarla, talimatla verilmiş kararlarla adı ‘mahkeme’ olsa bile cezaevinde tutmaya devam ediyorsunuz; ikisinin arasında bir fark yok, her ikisi de hürriyeti tahdit suçudur. O nedenle sizler belki siyasi hesabını vereceksiniz, vicdani hesabını vereceksiniz ama inanın, burada söylüyorum, bunların sorumlusu olan hepsi adil bir biçimde hukuken hesabını vereceklerdir” ifadelerini kullandı.

AKP: AİHM ÇİFTE STANDART YAPIYOR

AKP adına söz alan Pakize Mutlu Aydemir ise AİHM’in dokunulmazlık kararını çifte standart olarak yorumladı. AİHM’in Türkiye’ye karşı hukuk dışı, agresif tutumunu bir kenara bırakması gerektiğini ileri süren Aydemir, “AİHM ve dokunulmazlık kararına sığınanlar şunu iyi bilmelidir ki: Bu kişiler siyasi söylemleri nedeniyle değil, terörle faaliyetleri arasına mesafe koymadıkları için haklarında fezlekeler hazırlanmış ve Anayasa'nın geçici 20'nci maddesi gereğince işlemler yapılmıştır. AİHM, konu Türkiye olunca, daha önce de örneklerine rastladığımız siyasi kararlarla bizim mahkemelerimiz yerine geçerek hukuk ve sözleşme dışı bir şekilde karar alma yoluna gitmiştir” şeklinde konuştu.

OLUÇ: SİZ HUKUK TANIMAZ İKTİDAR OLDUNUZ

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç da söz aldı. Oluç, “Anayasa'nın 90'ıncı maddesini ben tanımıyorum demiş olmasıdır, birinci olarak. Anayasa'nın 90'ncı maddesi bizim için geçerli değil diyor Adalet ve Kalkınma Partisi. İkincisi: Türkiye'nin imzalamış olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni de tanımıyoruz diyor. Üçüncüsü: Türkiye'nin bir parçası olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını ve içtihatlarını tanımıyoruz diyor. Yani Adalet ve Kalkınma Partisi bu konuşmayla birlikte bütün bunları reddettiğini de açıklamış oldu; bunu herkes duydu. AİHM sizin kararlarınızın aleyhine bir karar verdiği zaman hukuk dışı, agresif ve taraflı karar verdi, öyle mi? Öyle değil. Siz hukuk tanımaz ve uluslararası demokratik sözleşmeleri tanımaz bir iktidar hâline geldiniz ve bunun bedelini kim ödüyor? Türkiye halkları, Türkiye toplumu ve Türkiye ödüyor” diye belirtti.

Yapılan oylamada HDP’nin önergesi reddedildi. (MA)