Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak İl Örgütü, “Özgürlük Zamanı” kampanyası kapsamında Silopi’de halk toplantısı düzenledi. Ahmet Kaya Parkı’nda gerçekleştirilen buluşmaya, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, milletvekilleri Fatma Kurtulan, Nuran İmir, Hüseyin Kaçmaz, Hasan Özgüneş, Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Silopi Belediyesi eşbaşkanları Adalet Fidan ve Süleyman Şavluk ve yüzlerce kişi katıldı. Toplantıda, “Tekoşina jinê wê faşizme têk bibe, azadiyê bilind bike” (Kadın mücadelesi faşizmi parçalayacak, özgürlüğü sağlayacak) yazılı pankart asılırken, Barış Anneleri, “Tecrit insanlık suçudur”, “Cezaevlerine ses ol” ve “Bijî berxwedana zindanan” yazılı dövizler taşıdı.
KADIN KAZANIMLARINA SALDIRI
Toplantıda konuşan HDP’li Fatma Kurtulan, Silopi’de ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında 5 Ocak 2016’da katledilen üç Kürt kadın siyasetçi Sevê Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar’ı anarak sözlerine başladı. Botan’ın ilklere imza attığını dile getiren Kurtulan, “Kürt kadınlarının mücadelesine baktığımızda, dünyada da Türkiye’de de savaşlar en çok kadını vuruyor. En çok da kadın bedeni üzerinden oyunlar dönüyor. Ne yazık ki Türkiye’de yaşanan ağır savaş koşullarından en çok etkilenen de biz kadınlarız. İktidar, ortağıyla birlikte şiddeti geliştirirken, en başta kadın kazanımlarını hedef alıyor. Bu topraklarda zulmü başlatıyorlar. Adım adım Türkiye’ye yayıyorlar. Kayyımlar geldiğinde uyardık, bu Türkiye’yi yönetme biçimine dönüştü. Kayyımlarla ilk kadın kurumlarına müdahale ettiler. Kadın ve erkeğin birlikte yöneteceği sisteme el attılar, illegalize ettiler. Kadın eşbaşkan arkadaşlarımız mahkum edildi” ifadelerini kullandı.
‘SAVAŞ TECRİTTEN BESLENİYOR’
AKP-MHP ittifakının kadın mücadelesinden korktuğunu, bu nedenle kadınlara yönelik saldırıların arttığını ifade eden Kurtulan, “Her yerdeyiz, alanlardayız, meydanlardayız.
Şimdi Özgürlük Zamanı… Biz kadınlar bu mücadelenin öncülüğü, kararlılığı içerisindeyiz. Bir savaş var, savaşın en çok beslendiği tecrittir. Tecritle iktidarlarını uzatmak, ceplerini doldurmakla meşguller. Bu nedenle tecrit asla kabul edilemez. Kürtler, Sayın Öcalan’ı lideri olarak kabul ediyor. Savaşı bitirme gücü var, çabasını da gösterdi. Türkiye dürüst ise savaşı bitirmeye niyetliyse, Sayın Öcalan ‘Bir haftada çözerim’ demişti. Bunu istemedikleri gibi, masayı devirdiler. Bizler mücadele edeceğiz. Sayın Öcalan artık özgürlüğüne kavuşmalı. Sayın Öcalan artık Kürt sorununda demokratik çözüm rolünü oynamalıdır” dedi.
ŞENGAL’E SALDIRILAR
Türkiye’nin Şengal’e yönelik saldırılarına dikkat çeken Kurtulan, şunları söyledi: “Türkiye Şengal’i bombalamakla meşgul. 74’üncü fermanı yaşayan, hala 3 binin üzerinde kadının kayıp olduğu Êzidîlerin üzerine bombalar yağdırılıyor. Bu saldırılara karşı ulusal birliği sağlamalıyız. Örgütlülüğümüzü güçlendirelim. Êdî bese, dem dema azadiye ye”
SINIR HATTINDAN SESLENDİ
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, savaşın en şiddetli yaşandığı sınır hattında halk buluşması gerçekleştirdiklerini belirterek, “Botan Kürtlerin özgürlük mücadelesinde önemli bir role sahip. Bu coğrafyada görkemli bir direniş var. Bütün politikalarını Kürtlere saldırı üzerine kuran AKP-MHP aklı, Güney Kürdistan’da da Rojava’da da bu zihniyeti sürdürüyor. Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan bugüne Kürtlerin imha ve inkarı üzerine kodlandı. Ancak Kürtler büyük bedeller ödeyerek, bu kodları parçaladı. Eskiden Kürtleri inkar ediyorlardı. Şimdi Kürtler yoktur diyemiyorlar ve bu kez özgür Kürt’ü, iradesine sahip çıkan Kürt’ü istemiyorlar. Ya köle Kürt ya da özüne ters düşmüş hain Kürt arıyor. Güney Kürdistan’dan Rojava’ya bu hattı örmeye çalışıyor. Kürtlerin birbirine ihanet etmesi için her yola başvuruyor. Maalesef Kürtlük adına hareket ettiğini söyleyen bazı güçler de bugün bu faşist rejimin yanında yer alıyor. Eğer inkar siyaseti amacına ulaşırsa, daha sonra onları da hedef alacaklar. Bunun en somut örneğini Kerkük’te gördük. Sınır hattında, birkaç kilometre öteye sesleniyoruz, bu siyasete hiçbir Kürt alet olmamalıdır. Halkın sırtına hançer saplamayın. Kürt halkı bu tutumu kabul etmiyor” dedi.
Temel, Türkiye’nin Şengal’e yönelik hava saldırılarına dair, “Şengal’in Türkiye ile sınırı yok. Ancak Ankara aklı Êzidîlere saldırılar düzenliyor. Bu saldırılarla bir yere varamazsınız” ifadelerinde bulundu.
‘İKTİDAR ÇARESİZ’
Kampanyalarıyla Kürtlerin özgürlüğünü, Türkiye’nin demokratikleştirilmesini sağlayacaklarını kaydeden Temel, sözlerini şöyle sürdürdü: “İktidar aklı Türkiye halklarını Kürtlerden koparabilmek için bu kez HDP’ye saldırıyorlar. HDP bugün kapatma tehdidi altında. HDP halkların, kadınların temsilcisidir. Bu HDP’ye saldırıyorlar. İzmir’de Deniz Poyraz’ı katlettiler. Konya’da Kürtleri hedef aldılar. İki saldırıda 8 kişi katledildi. Ege’de, Akdeniz’de parti binalarımıza saldırmak istediler. Kapatma davası açıp, saldırılar geliştirilirse, kimse ‘HDP’liyiz, Kürdüz’ diyemez hale gelecek sandılar. Bu politikaları da başarıya ulaşmadı. Türkiye halkları, Kürtler HDP’ye sahip çıktı. Her saldırı HDP’yi güçlendiriyor. Bu salon bu saldırıların boşa çıkardığının göstergesidir. Şimdi şaşırıp kaldılar. Çaresizler, çözümleri yok. Ne yapacaklarını bilmiyorlar.”
MUHALEFETİN SINAVI
HDP’ye açılan kapatma davası üzerinden muhalefete seslenen Temel, “Muhalefet için kader anı, kapatma davasına karşı tutumları olacak. Muhalefet bu sınavı geçmezse, kendileri için de yeni bir tarih başlar. HDP’nin başına örülen kumpasa karşı çıkmazlarsa ve bu planı boşa çıkarmazlarsa bu oyunun en büyük kurbanları kendileri olur. Türkiye’nin demokrasi sınavı HDP’nin kapatılmasına karşı alınacak tavır ile netliğe kavuşabilir. Aksi halde Diyarbakır’dan başlayan kayyımlar nasıl İstanbul’a uzandıysa, kapatma siyaseti de benzer şekilde bu onlara da yöneliyor. Kürtlerin bu konuda kafası karışık değil ve düşünceleri nettir. Kürtler direniyor, şimdi Kürtleri yalnız bırakmama zamanıdır” şeklinde konuştu.
‘ÖCALAN BİR HAFTADA ÇÖZER’
Kürt sorunu ile birlikte ülkede yaşanan yoksulluğun, doğa katliamlarının temelinde İmralı tecridi olduğuna işaret eden Temel, “Eğer İmralı’daki tecrit sonlandırılmazsa, Kürt sorununda çözüm yolu açılmazsa, Türkiye’deki yoksulluk bitmez. Kürt düşmanlığı muhalefet düşmanlığı, kadın düşmanlığı, doğa düşmanlığına dönüşüyor. Çete böyle ortaya çıktı, Kürt inkarı üzerine kuruldu. Mehmet Ağar nasıl Mehmet Ağar oldu; Sedat Peker nasıl Sedat Peker oldu. Elbette ki Kürt düşmanlığına dayanarak çeteleştiler” diye konuştu.
Öcalan’ın Kürt sorununa dair “Bir haftada çözerim, kendime güveniyorum” açıklamasını hatırlatan Temel, “30 yıldır tanklarla, toplarla, savaş uçaklarıyla, katliamlarla bu sorunu çözemeyenler, İmralı’nın bu sesini duymuyor. İşlerine geliyor. Bu nedenle bu hamlemizin temel hedeflerinden biri de tecridi kırmaktır. Artık avukat görüşü değil, Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı. Sayın Öcalan bir haftada çözer. Özgür koşullarda rolünü oynayabilir” diye noktaladı.
Buluşma, alkışlar ve zılgıtlarla sona erdi.