Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ekonominin kontrolden çıktığını söyleyen Karamollaoğlu, "Bunun en büyük işareti ekonomiden sorumlu bakan. Dolar umurumda bile değil diyebiliyor, doların fiyatının neden yükseldiğini soran muhabire sen ücretini dolarlar mı alıyorsun diyebiliyor. Bugün gelinen noktada sayın bakanın açıklamaları bizi endişelendiriyor, ya bakmayın siz dolara diyen insan bu ülkenin ekonomisini yönetemez" dedi.
Karamollaoğlu, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki çatışmalara ilişkin "Ermenistan'ın kendisini kışkırtan ülkelere itibar ederek saldırı girişimlerine tevessül etmesi, önünde sonunda kendisine zarar verecektir" diye konuştu.
Karamollaoğlu'nun açıklamaları şöyle:
SAYIN BAKANIN AÇIKLAMALARI BİZİ ENDİŞELENDİRİYOR: Bugün içinde bulunduğumuz en büyük kriz şüphesiz ekonomidir. Ekonomide tren raydan çıktı ama ne yazık ki bu durumun önüne hiçbir şekilde geçilemiyor. Son bir yılda 1 milyon 981 bin kişi işini kaybetti. Dış borçlar için ödenen faiz 178 milyar dolara çıktı. Banka kredilerinde yılbaşından bu yana 841 milyar liralık artış oldu. Dolar 7.85 lirayı gördü. Euro 9.17 lirayı gördü. 200 TL’lik banknot 2009 da tedavüle çıktığı zaman değeri 131 dolardı bugün ise 200 TL 25 dolara tekabül ediyor. Bu arkadaşlar faizci kapitalist model uyguluyor ekonomide. Vatandaşa faizle uğraşmanın karşısındayım diyerek, MB başkanını faizleri düşürmedi diye ihraç edeceksiniz yeni gelen başkanla faizleri arttıracaksınız. Bu ne perhiz ne lahana turşusu? Bir elbette faizsiz sistem oluşmasını arzu ederiz ama bu şuna benzer bir adam alkolikse adama hemen bırak şu alkolü bugün diyemezsin dersen adam komaya girer ölür niye vücut o zehre alışmış.
Ekonomi kontrolden çıktı, bunun en büyük işareti ekonomiden sorumlu bakan. Dolar umurumda bile değil diyebiliyor, doların fiyatının neden yükseldiğini soran muhabire sen ücretini dolarlar mı alıyorsun diyebiliyor. Doları umursamıyor, doları umursamayınca borcu umursamıyor! Tamam da muhterem arkadaşlarım bizim ekonomimiz de borçlarımızın çoğu dolar üzerinden 430 milyar dolar. Bu neyi gösteriyor hakikaten Türkiye bir kaosun içine sürüklendi, iktidar ise kaosun boyutlarından bile bir haber… Baktığınız zaman işsizlik fiili olarak 10 milyonun üstünde. Bugün gelinen noktada sayın bakanın açıklamaları bizi endişelendiriyor, ya bakmayın siz dolara diyen insan bu ülkenin ekonomisini yönetemez.
ALGI OPERASYONLARI İLE EKONOMİ DÜZELMEZ: Neymiş, efendim biz 300 fabrika açtık Antep’te… Gülelim mi ağlayalım mı bu bilgileri kim veriyor Sayın Cumhurbaşkanı’na. Bir fabrikaya bir makine alınmışsa onu da yeni yapılmış bir tesis gibi göstermeye kalkıyorlar. Keşke 300 fabrika üretime geçirilmiş olsaydı. Bu algı operasyonları derdimize derman olmaz. Sizin en temel probleminiz zihniyetiniz yanlış eğer ekonomiyi gerçekten toparlamak istiyorsanız öncelikle zihniyet değişikliğine gitmeniz lazım.
VATANDAŞ ADALETSİZLİĞİ YAŞAYARAK GÖRÜYOR: Adalete güven kalmadı, meydanlarda adalet var demek hiçbir mana ifade etmez, vatandaş adaletsizliği yaşayarak görüyor. AYM’yi bile karşınıza alacaksınız sonra diyeceksiniz ki ülkemizde adalet var. Sayın Adalet Bakanı yaptığı çıkışlarla bazen yüreğimize su serpiyor bunu da söylemeyi bir görev biliyorum ancak şunu unutmayalım bugünkü şartlarsa Sayın Adalet Bakanı’nın değil Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir imzası bütün hakimlerin tarumar edilmesine yetiyor.
İçişleri Bakanı’nın AYM Başkanı'nı tenkit ederken, “yiğitsen bisikletle işine git gel demesini hayretle karşıladım, bir içişleri bakanı diyor ki; sana özel koruma vermezsem hayatın emniyette değil çünkü ben Türkiye’de emniyeti sağlayamıyorum, kendisi diyor bunu.
ADALET HERKESE LAZIM: Türkiye’de ne yazık ki adalet mefhumu zedelendi. Kobani olayları 2014 yılında meydana geldi. O günden bugüne seçimler geçmiş iktidarın gıkı çıkmamış, şimdi aradan 6 sene geçtikten sonra berat etmiş insanları bile toplayarak kendileri bir terör havası estiriyorlar. Maalesef herkes endişe içinde muhterem arkadaşlar böyle bir havada ülkemizde huzur olabilir mi? İnsanlarımız iktidara, iktidarın tavrına, adalete güvenmiyor. Bugün muhakkak ama muhakkak adım atılması icap eder söz yetmiyor, herkes yaşadığı ile tecrübe ile karar veriyor. Yoksa bu kadar kargaşa kendiliğinden meydana gelmez.
EĞİTİMDE MEMNUNİYETSİZLİK YÜZDE 70 ÜZERİNDE: Eğitimde hâlâ sıkıntı devam ediyor, bina inşa ederek tablet dağıtarak eğitimde bir merhale kat edeceğimizi zannetmişti hala zihniyet değişmedi ama bugün şunu gördük ki dağıttıkları tabletler yetersiz. Uzaktan eğitim dediğiniz zaman evde çocukların dersleri takip edeceğiz cihazlara ihtiyaç var. Evde 3 çocuk varsa 3 farklı tv lazım, mutlaka tablet bilgisayar gerekiyor… Şu anda vatandaşın büyük bir sıkıntısı var, vatandaş bunu karşılayamıyor devlet bunu karşılamak zorunda. Biz bu konuda bir çalışma yaptık ve kamuoyu ile paylaştık. Eğitimde memnuniyetsizlik %60-70 üzerinde. Öğretmen de veli de öğrenci de memnun değil, bunu düzeltmek inatlaşmak ile olmaz.
TÜRKİYE BÜTÜN DÜNYAYLA KAVGALI: Bir başka önemli konumuz dış politika ne yazık ki dış politikada yalnızlaştık. İlk hataları ABD’nin Irak işgaline destek vermek oldu, ondan sonrası çora söküğü gibi geldi. Bugün ABD karşımızda Rusya karşımızda AB karşımızda. Dış politikada maalesef beklediğimiz neticeleri doğurmadı Türkiye şu an bütün dünya ile kavgalı.
AHLAK KRİZİ YAŞIYORUZ: Ekonomik olarak içinde bulunduğumuz sıkıntıların yanında ne yazık ki çok büyük bir ahlaki kriz ile karşı karşıyayız. Televizyon programlarında vatandaşın gözünün içine baka baka en adi en aşağılık görüntüleri seyrettirenlere karşı gıkınız çıkmıyor. Bu programlar toplumun çöktüğünün işareti. Emin olun bu programlar Avrupa’da yayınlanmaz. Toplumun tamamını zehirliyorsunuz. Bir TV kanalında pelikan adı geçti diye o kanala ceza kesiyorsunuz ama bu programlar sizin kanallarınızda diye gıkınız çıkmıyor. Bu kadar rezilliğin Türkiye’nin tamamına gösterilmesine nasıl rıza gösterirsiniz?
SARAYDA EJDER MEYVELİ KOKTEYL İÇEBİLİRSİNİZ: Bu ülkede iki özgürlük anlayışı var. İktidara destekçilerine verilen özgürlük ile Muhalefet edenlere verilen özgürlük aynı değil. Bu ülkede iki hukuk anlayışı var. İktidar yanlıları her türlü ifade, iftira ve hakaret hakkına sahip, muhalefet edenlerin neredeyse ağzını açması bile yasak.Bu ülkede iki ekonomi anlayışı var: Sarayın ekonomisi ve vatandaşın ekonomisi. Elbette sarayda ejder meyveli kokteyl içebilirsiniz ama vatandaş şerbet içmek de bile zorlanıyor. Bu çifte standartlı zihniyet ile de bu ülkenin sorunlarının çözülmesi mümkün değildir.
KİMLER ERMENİSTAN'I KIŞKIRTTI: Eğer Ermenistan bu coğrafyada huzur ve barış istiyorsa arkasına aldığı emperyalist güçlere güvenerek ortaya koyduğu bu saldırgan tavrı bir an önce sona erdirmeli ve işgalci zihniyetinden vazgeçmelidir. Burada Azerbaycan’ın gösterdiği cesareti ve adımları da takdir ediyorum. Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiği desteği de tebrik ediyorum. Türkiye’nin içinde bulunduğumuz coğrafyada itidalle hareket etmelidir ama gerektiği yerde üzerine düşen vazifeyi yapmakta tereddüt göstermemelidir. Peki, Ermenistan’ın saldırısı nereden kaynaklandı? Nasıl oldu da böyle bir saldırıya kalktı? Kimler Ermenistan’ı kışkırttı? Buna baktığımız zaman ben şahsen coğrafyamızda meydana gelen hadiselerin arka planında genelde BOP’un yattığına inanıyorum. Azerbaycan nerede BOP nerede demeyelim çünkü bu çatışmalar bu bölgedeki ülkeleri birbirleri ile kavgalı hale getiriyor. Bizim etrafımız ateş çemberi ile kuşatıldı bunu iktidarın da diğer ülkelerin de dikkate alması gerekir."