ÇOCUK

Türkiye’nin Çocuk Hakları Karnesi: 33 Yılda Gerileyen Bir Durum

Spot: Türkiye, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni imzalamasının 33. yılında, çocuk hakları konusunda kayda değer bir ilerleme kaydedemedi. Uzmanlar, aradan geçen sürede durumun giderek kötüleştiğine dikkat çekiyor.

Abone Ol

Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması düzenledi. Açıklamada “Çocuklar için, çocuklarla beraber eşit, özgür ve adil bir dünyayı inşa edeceğiz” yazılı pankart açıldı.

Açıklamayı yapan DEM Parti Ankara Kadın Meclisi Sözcüsü Nebahat Çalpan, çocukların devletin “ideolojik taşıyıcıları” kılınmak istendiğine işaret ederek, “Çocuklar eğitim vasıtasıyla şekillendirilebilecek birer nesne olarak görülmekte, çocukların kendi yaşamlarının aktif birer öznesi olma halleri yok sayılmaktadır. Savaş politikalarının da bizzat hedefinde olan çocuklar, zırhlı araç çarpmalarıyla, yaşam alanlarına gelişigüzel bırakılmış olan savaş mühimmatlarının patlamasıyla yaşamlarını yitirmektedir. Faillerin çocuk düşmanı iktidar tarafından ‘cezasızlık zırhıyla’ kuşandırılması ise çocukların hiçbir yerde ‘güvende’ olmamaları sonucunu doğurmakta ve çocuklara karşı suçlara her geçen gün bir yenisinin eklenmesine sebep olmaktadır. 21’inci yüzyılda egemenlerin yeni bölüşüm savaşlarından da en çok etkilenen yine çocuklar olmaktadır. İsrail’in bir soykırım uyguladığı Gazze’de son bir yıl içerisinde 17 binden fazla çocuk; Ukrayna’da en az 600 çocuk yaşamını yitirirken; Rojava’da ve Güney Kürdistan’da ise SİHA bombardımanlarıyla her gün çocuklar katledilmektedir” dedi.

İZMİR 

Her Yer Çocuk Derneği de Bornova İlçesi Küçükparkta basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, "Yoksulluk çocukları öldürüyor. Çocuk hakları için bütçe" pankartı açılarak, sık sık “Yaşasın çocuklar, çocuk hakları”, “Sermayeye değil çocuklara bütçe”, “Çocuk cinayetleri politiktir” sloganları atıldı. 

Açıklamayı yapan dernek üyesi Nehir Doğa Yener, Türkiye’nin BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalamasının üstünden 33 yıl geçtiği anımsatarak, “Aradan geçen bunca yılda Türkiye’nin çocuk hakları karnesi giderek kötüleşti. Neredeyse her güne bir çocuk hakkı ihlali ile uyanıyoruz. İşçi, yoksul ailelerin çocukları daha yoğun hak ihlalleri yaşıyor. Aynı iktidar sermayenin ihtiyaçları için çocuk işçiliğini yasallaştırıyor. Egemenlerin cennetine döndürdükleri ülke çocuklar için tam anlamıyla bir cehennem” diye belirtti.  

Türkiye'de 22 milyondan fazla çocuğun yaşadığını söyleyen Nehir Doğa Yener, çocuklar için bütçe ayrılmasını istedi. 

SÊRT 

DEM Parti Sêrt İl Örgütü önünde açıklama yapıldı. TJA, Barış Anneleri Meclisi, DBP, DEM Parti il örgütleri ve çok sayıda yurttaşın katıldığı açıklamada “Ji bo zarokan jiyanek azad, çocuk, barış, özgürlük” pankartı açılırken DEM Parti Merkez İlçe Eşbaşkanı Şernas Çelepkolu kısa bir konuşma yaptı. 

Çocukların yaşadığı sorunların her geçen gün büyüdüğüne dikkati çeken Çelepkolu, “20 yıl önce 21 Kasım’da 13 kurşunla katledilen Uğur Kaymaz’ı, çocuk düşmanı politikaları yerelde hayata geçiren işbirlikçi çetelerin ve kutsal aile söylemlerinin suç ortaklığında katledilen Narin Güran’ı, İzmir’de sistemin yoksullaştırmasının sonucunda yaşamını yitiren 5 kardeşi, geçtiğimiz ay katledilen 8 yaşındaki Şirin’i ve kimliklerinden, sınıflarından, direnişlerinden, sadece varlıklarından dolayı kaybedilen ve katledilen tüm çocukları, çocuk yaşta kalanları bir kez daha saygıyla, özlemle anıyor; çocuklarla birlikte Üçüncü Yol şiarıyla, iktidarların çocuk düşmanı politikalarına karşı yaşasın çocuk hakları diyoruz” ifadelerini kullandı.  

İSTANBUL

İHD İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu, Beyoğlu’ndan bulunan Şişhane Meydanı’ndan bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. “Çocuk istismarına son”, “Çocuk işçiliğine hayır”, “Her çocuk haklarıyla doğar” dövizlerinin taşındığı eylemde, “Bir gün değil her gün çocuk hakları. Narinler, Sılalar ölmesin” pankartı açıldı. Eyleme katılanlar ellerinde katledilen çocukların isminin yazdığı balonları taşıdı. 

Açıklamayı yapan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, “Yaşanan çocuk hakları ihlallerinin sorumlusu, barış içerisinde ve bir arada yaşama kültürünün gerekleri doğrultusunda ihlallerin oluşmasını olmadan önleme, etkin müdahale, sorumluluk zincirine odaklanma, onarıcı adaleti tahsis etme ve cezasızlık kültürünü ortadan kaldırma yükümlülüklerini yerine getirmeyi, çocuğun yüksek yararına odaklamaktan uzak tutan devlettir” ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLARIN KORUNMASI İÇİN TALEPLER

Son dönemde çocuklara yönelik şiddet ve istismarların hızla yükseldiğini söyleyen Gülseren Yoleri, çocukların yaşadığı sorunlar hakkında kimi örneklerle hatırlatmalar yaptı. Gülseren Yoleri çocuk haklarının korunması hakkında yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:

“* Çocuk Haklarına dair Sözleşme’nin 28 ve 29’uncu maddeleri gereğince eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için gerekli her türlü alt yapının her bir çocuk için oluşturulmasını,

* Şiddete maruz bırakılan çocukların kolay erişebilecekleri destek ağlarının yaygınlaştırılmasını,

* Hapishanelerde kaç çocuk olduğunun açıklanmasını ve hapishanelerde bulunan çocukların derhal serbest bırakılmasını,

* Çalışan çocukların eğitim ve sağlığa ücretsiz erişimlerinin sağlanmasını,

* Çocuk istismarına evlilik yoluyla cezasızlık getiren yasa tasarısının yeniden gündeme alınmayacak biçimde iptal edildiğinin açıklanmasını,

* Medeni Kanun’da aile rızasıyla 17, mahkeme kararıyla 16 olan evlilik yaşının, koşulsuz şartsız olarak 18 yaş üzerine çekilmesini,

* Çocuklara karşı işlenen suçlarda çocukların yüksek yararının gözetilerek cezasızlık kültürünün ortadan kaldırılmasını, 

* Sözleşmenin 17, 29 ve 30’uncu maddelerindeki çekinceleri kaldırarak çocuklara ana dilinde eğitim hakkının tanınmasını,

* Çocuk hakları örgütleri ile iş birliği yaparak, uygulanabilir bütüncül bir çocuk koruma politikası oluşturulmasını ve başta Çocuk Haklarına dair Sözleşme olmak üzere insan hakları belgeleri üzerine inşa edilen İstanbul Sözleşmesi’ne tekrar taraf olunmasını acilen talep ediyoruz.”