ÜLKE İŞGALİNDE PÜF NOKTALAR
Günümüzün sosyal medya ayağında ki zehirli bal kurnazlığı, hayatın hiçbir ayağında yoktur. Bu kurnazlığın ticaretinde mahrem namahrem ayırtmadan başrolde hep kızlarımız, bacılarımız...
Bu edepten yoksun, ahlaktan ırak; “reklamımız olsun, cebimiz dolsun ne olursa olsun, varsın kıyamet kopsun.” mantığıyla hareket edenlerin ham madde malzemeleri ne yazık ki genç kız kardeşlerimizdir, bacılarımızdır, annelerimizdir. Hiçbirisi uzaydan veyahut kendi(medya yöneticilerinin) öz ailelerinden gelmedi.
Affedersiniz! Namahrem genç kızlarımızı, erkeklerimizi filmlerinde baş başa, tek odalı evlerde sabahlamalarını ekranlarına yansıtan, teşvik eden, özendiren bunlar.
Kızlarımızın annesine, kocasına bile çoğu defa göstermekte sıkıldığı, hayâ duyduğu bayana özel iç giyim gibi sır değerini taşıyan eşyaları her haber, reklam, film, tartışma programlarının en heyecan verici aralarında, reklam yapıp adeta kadını mal misali değersizleştirerek kullanan, çarşı sokak giymelerine meyleden medya…
Toplumumuza TV ekranlarında akşam evlendiren, sabaha boşayan, filmlerde namahremlerin meydan sevişmelerini, taciz, tecavüz, fuhuş, gasp, kapkaççılık, içki, kumar vs. pislikleri ballandıra ballandıra özendiren medya…
Meyveye duran eserleri ve ektikleri çirkinlikler yaşanırken de avaz avaz bağıran “Toplumumuz nereye gidiyor? Gençlerimize neler oluyor? Edep, hayâ, hürmet, emanet, muhabbet gibi güzel ahlakımıza neler oluyor?” Yaygarasını koparan, halkıyla dalga geçen medyanın aynı medya olduğu hepimizin malumudur.
Reyting uğruna aldatanlara, soyunanlara, flörte, nikâhsız birliktelikle sabahlamalara teşvik edenlere özenmeyelim, hayâsı olmayanı, ahlakı ayaklar altına alanı rol model olarak kabul görmeyelim… Unutmayalım! Uyku ilacını veren de uyanık kalmamızı isteyende aynıdır. İlaçları tükensin; tükensin ki sırtımızda kazansınlar yoksa pilleri biter sonları gelir.
Ülkemizin hemen hemen tüm ekranları (uzak duranı, halkı uyanık kalmaya çaba sarf edeni tenzih ederiz”.) ülke düşmanlarının bile yapamadığını yapamayacağı düşmanlığı yapmakta ve kazanmaktalar.
"Ülke toprakları top, tüfek, füze, tank, uçaklarla işgal etmeye ne gerek var"! Ülke insanları ahlaken işgal edilsin, varsın o ülkenin toprak haritası yerinde dursun. İstediğimizi o topraklardan aldıktan sonra bayrak dikmeye gerek yok. Çünkü o ülke tümüyle bizimdir." düşüncesindeler.
Toplum olarak bu düşüncenin piyonları olmamak,
Dışarıda uyarlanmış, reyting uğruna ülkemizin TV’lerine yansıtılan, halkın inancına, kültürüne birer dinamik olarak oynatılan oyunların oyuncuları olmamak,
Yarın memleketsiz kalmamak için;
Uyanalım, uyandıralım, uyanık kalalım…
Gençliğin çöküşü ülkelerin bitişidir, işgalidir.
Selam ve dua ile…