Valinin Behlül Dana'sı
Her Valinin, amirin, devlet yetkisi verilen yöneticinin bir Behlül Dana’sı olmalıdır. Nasıl ki hiç birimiz kusursuz, hatasız, eksiksiz değilsek…
Ara ara heybetine, yürüyüşüne, makamına, nefsine yenilen; karar sahibi, büyük veballer sorumlusu valilerimizin, amirlerimizin de; kararın da, imzasın da, hitabın da yönettiği halkı ile inancı arasında ters düşecek fiiler de; hükümdar Harun Reşid’i düşündüren, yer yer geri adım attıran… Deli görünümlü ama veli sözlü Behlül’lere mutlaka ama mutlaka danışmalılar...
Bu Bağdat valisi için de, Pakistan valisi içinde, ülke valilerimiz için de geçerlidir. Aksi takdirde omuzlarda ki yükün vebali, mahşerde ağırlaşacak. Çünkü biz halkın omuzlarında ki yük bir ipin hesabıdır. Ama idarecilerimizin yükü devlet hazineleridir. Hesap çetindir. Şirin görünüp uyarmamakta vebaldir.
Sorumluluk alanında torpil, rüşvet, adam kayırma gibi adaletsizlikler de valisini, amirini, müdürünü haberdar edecek, haberleri varsa; yapılanın iğrenç, kul hakkı ve insani olmadığını söyleyecek ve buna razı olmayacağını bildirecek veliler lazım… Amirlerin yanı başında, nefsini frenleyenlerin olması elzemdir.
Bu Behlül Dana; bazen bir Ebuzer el Gıfari olur, bazen Humus Valisi Said bin Amir olur, bazen Fatih’in hocası Akşemsettin’ler olur…
Kürsü de vaaz veren, minberde hutbe okuyan; din görevlisinin bir nasihatini kapmak adına huşuya dalan cami cemaatini yara yara, tüm dikkatleri üzerine çekerek önceden serilmiş korumalı seccadeye varan amire, politikacıya, müdüre, ağaya, beye hop diyecek; makam yerine takvalı ölümü hatırlatacak deli görünümlü, veli hükümlü Behlül’ler lazım...
Şehri tek renk boya makyajıyla afetlere gizlerken,
Önceden yapılmış nice çocuk parklar ilgisizliğe terk edilirken,
Sulu toprakların halkını susuzluğa mahkûm, kalıcı çözümler üretmezken,
Berçelan yolu uyku moduna alınırken,
Vergisinin yanında duvar ücretini de veren vatandaş yolsuz kalırken,
Flaşların patlamaları ardında ilk 2 yıl susuz orman fidelerine sırt verirken, Şehrin merkezi mahallelerinde imarlı yolsuz yollar açılmazken,
Güvenlik adına iki kepçe toprakla hendek güvensizliği aşılarken,
Gereksiz, yersiz ve denetlenemeyen ihale israflarıyla devlet soyulurken…
İdarecileri, amirleri ahiret korkusuyla dürtecek Behlül’ler lazım.
Yönettiği halk gibi giyinen, konuşan, anlayan, anlatan, gezen, gören kaç tane tebdili kıyafetli valilerimizin, idarecilerimizin, amirlerimizin koruma ordusu yerine Behlül’leri var?
Mela ismini kullanarak yâda ismine sığınarak; ameliyle uzak durduğu bir inancın değerlerini bilinçli- bilinçsiz kötüleyen, okey salonlarında “mela nerde kaldın dörtlü olmaya” çağrılırken, lakabından dolayı göğsü kabaran sahtekârlara dur diyecek, masasında, mahallesinde uyaracak bir Behlül Dana lazım…
Kısacası her birimizin yanı başında bizden istifade etmeyen, yaramıza basa basa yararımıza ter döken birer can dostlar olmalıdır. Hatta yükümüzü hafifletmek, vebalimizin ateşini dindirmek için şarttır…
Selam ve dua ile…