GÜNDEM

Van için uyarı: Yeni sellere gebe

Van’da 28 Temmuz’dan beri etkili olan yağmur, birçok ilçe, belde, köy ve mahallede sele sebep olurken, mağdur olan halk yardım bekliyor, uzmanlar ise bölgenin yeni sellere gebe olduğu uyarısında bulunuyor.

Abone Ol

Van’da geçtiğimiz hafta etkisini artıran yağışlar, birçok noktada sele neden oldu. Sel felaketinden dolayı Van’ın Başkale, Muradiye, Çaldıran, Özalp, İpekyolu, Gürpınar ve merkez ilçeleri ciddi zarar gördü, ok sayıda ev ve işyeri kullanılamaz hale geldi, hayvanlar telef oldu, tarım alanları zarar gördü.

Ayrıca sel felaketinde en çok Başkale ilçe merkezinin yanı sıra, Esenyamaç köyü, Ortanca Mahallesi ve Van-Hakkâri kara yolu üzerinde bulunan Örmetaş Mahallesi etkilendi.

Van’da etkili olan sel felaketi Hakkari’nin Yüksekova ilçesini ve Esendere beldesini de etkileyerek, bazı evlerin yıkılmasına ve koyunların telef olmasına sebep oldu.

Esenyamaç köyünde çok sayıda ev tamamen yıkıldı, 40’a yakın ev de hasar gördü, çok sayıda hayvan telef oldu.

K24’e konuşan Esenyamaç köyü sakini Selman Çelik, “Sel köyümüzü yıktı, hayvanlarımız öldü, köylünün çok zararı var. Köyümüzde 7 ev temelden yıkıldı 40’a yakın evde hasar gördü. Yetkililer bazen geliyor bazen kimse gelmiyor. Yardım edeceklerini söylüyorlar ama henüz bir yardım yapılmamış” dedi.

“KANAL VE SET İHMALİ VAR”

Van’da selin etkili olduğu bölgeye giden Çevre Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, yaşanan felaketi K24’e değerlendirdi.

K24’e konuşan ÇEVDER Başkanı Kalçık, şunları söyledi:

“Uzun zamandan beri bölgemizde Temmuz ve Ağustos aylarında küçük çaplı seller meydana geldiği oluyor. Ama büyüklerimizin de dediği gibi böyle bir sel felaketine şimdiye kadar rastlanmamıştı. Esenyamaç köyüne gittik, tam bir felaket yaşanmış orada. Bu köy dört dağ arasında yer alıyor. Her tarafta suların geldiği 300’e yakın hane var. Evler tamamen dere yatağında. İnsanlar çaresizliğinden olayı burada kalıyor. Kalıcı bir çözümün bulunmasını istiyor insanlar. Bu anlamda devletin burayı afet bölgesi ilan etmesi lazım. Burada bütün canlılar için çözüm olması gerekiyor. Daha büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Buradaki çağrım bütün insanların duyarlılık göstermesi içindir. Biz köyde olduğumuz zamanda yetkililer gelip gidiyor ama somut bir yardım yaptıkları henüz yok. Karadeniz’de olunca afet bölgesi ilan ediliyor. Van’da olunca ticari amaçlı bakılıyor. İnsanlar özellikle köylüler buranın afet bölgesi ilan edilmesini istiyorlar.”

Selden korunmak için yapılan setin temizlenmemesi ve taşkınları engellemek için yapılan kanalın dar yapılmasıyla sebebiyle ihmal olduğuna dikkat çeken ÇEVDER Kalçık, şunları belirtti:

“Köyün hemen üst tarafında yaklaşık 700-800 metre uzağında selden korunma seti yapılmış. 2013 yılında yapılan bu set şimdiye kadar hiç temizlenmemiş. Temizlenmediği için daha önceki küçük sellerde biriken taşlar bu son selle birlikte köyün üzerine gelmiş. Bir de köyde taşkın kanal yapılmış. Bu kanal kapandığı için bütün sel köyün üzerine gelmiş. Sadece 2 metre genişliğindeki kanalın en az 8 metre olması gerekiyordu. Yani bu sel felaketi çok açık bir şekilde görülüyor ki önümüzde zamanlarda devam edecek ki bu bilinen bir olaydır ve ihmal vardır. Yetkililer özellikle DSİ ‘Suyun sahibiyim, suyun yetkilisiyim, suyu alan satan tek yetkili benim’ diyor ama suyun temizliğini yapmıyor. Sadece ticari amaçla kullanıyor. Bu da hepimizin felaketi oluyor."

PROF. DR. YAKUP AKGÜL: SÜREÇ YENİ SEL FELAKETLERİNE GEBE

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nden Prof. Dr. Yakup Akgül, böyle büyük bir sel felaketinde can kaybının yaşanmamış olmasının şans olduğunu ifade eden şunları söyledi:

“Esenyamaç köyüne gittiğimizde hem vatandaşla konuştuk hem de köyü yerinden kendimiz inceledik. Bölgede çok ağır bir sel felaketi durumu söz konusu. Hakikaten o büyük çaplı sel yaşanmış olmasına rağmen can kaybının olmaması büyük bir şanstır. Köyün yerleşim yeri itibariyle büyük bir vadinin içinde, ana merkezinin bulunduğu nokta da çatallaşan iki vadinin birleştiği ortak tepecik üzerinde kurulmuş çok eski bir köy. Dolaysıyla malum kuraklık dönemine denk gelmesine bağlı olarak da köyün üzerinde yerleşmiş olduğu toprak kitlesi de taşlaşmış vaziyette. Toprağın taşlamış bölgelerde sellerin meydana gelme riski daha fazladır. Aslında daha önce orada sel yaşanır diye önlem de alınmış fakat öyle bir sel ki, seli önleme bariyerlerini yıkmış atmış. Dereciklerin olduğu her alanda bir su kitlesi oluşmuş. Birbirine katılan bu küçük su derecikleri bir anda büyük bir selin oluşmasına sebep olmuş.”

Yeni sel felaketlerine karşı uyarılarda bulunan Prof. Dr. Akgül, “Bunun ihmalle bir ilgisi yok. Çünkü seli önleme setleri zaten yapılmış. Süreç yeni sel felaketlerine gebedir. Vatandaşın bu konuda dikkatli olması lazım. Özellikle hayvan yetiştiricileri bu dönemde dere yataklarına hayvan otlatmamaları lazım” dedi.

Kader Yurtsever

SELE KAPILAN KADER: HALEN OLAYIN ŞOKUNDAYIM

Sele kapılan ve ölümden dönen Kader Yurtsever (23), kaybolan kardeşi Mustafa’yı ararken sele kapıldığını söyledi.

Esenyamaç köyündeki sel felaketini yaşandığı sırada sele kapılan Kader Yurtseven, yaşadıklarını K24’e anlattı.

Yaklaşık 5 metre sel sularındaki balçıkta sürüklenen Yurtseven, bu sırada kendisini fark eden ve yine aynı köyünden olan Emine Sıcak adında bir kadın tarafından son anda kurtarıldığını ifade etti.

Kaybolan kardeşi Mustafa’yı ararken sele kapıldığını söyleyen Yurtseven, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Yağmur yağdı evden çıktık, o sırada küçük kardeşim yoktu, kaybolduğunu düşündüm. Kardeşim Mustafa’yı ararken kendim sel sularına kapıldım. Çok zor bir durumdu, o sırada çok korktum. Çok zor bir duygu. Anlatılacak bir şey değil. Kardeşimi bulayım derken kendim sele kapıldım. Çok su yuttum. Nefes alamıyordum, öleceğimi düşündüm. Halen olayın şokundayım ve yaşadığıma inanamıyorum. Son anda köylümüz Emine Sıcak elimi tutup beni kurtardı. Anlatırken bile korkular yaşıyorum.”

Sel sularının evlerini yıktığını dışarıda kaldıklarını söyleyen Yurtsever, sığınacak bir yer için yardım beklediklerini ifade etti:

“Sel evimizi aldı götürdü, evimiz, ahırımız hepsi yıkılmış, hiçbir şeyimiz kalmadı. Şu an hem dışarıda kalıyoruz hem dışarıda yatıyoruz. Babam 15 aydır cezaevinde. 7 büyükbaş hayvanımız sele kapılıp öldü. Bunun dışında bazı küçükbaş hayvanlarımız da öldü. 8 kardeşiz, ailenin en büyüğü benim. Diğer kardeşlerim küçük, sığınacak bir yerimiz kalmadı. Bize yardım etsinler ve kalacak bir yer versinler. Yetkililer köyümüze gelip bizimle görüşüyor ama henüz bir yardım yapılmadı.”