Mehmet Eymür, T24’e verdiği röportajda Öcalan’ın yakınında bomba yüklü aracın patlatıldığını ve zeminde 17 metre derinliğinde çukur oluştuğunu, Öcalan’ın etkisiz hale getirilememesine karşın eylemin başarıya ulaştığını anlattı. T24’ten Tolga Şardan ise bugünkü köşesinde bu eylemle ilgili ulaştığını yeni bilgeleri paylaştı.

“Susurluk kazası sonrasında MİT’te yürütülen soruşturma hakkında hazırlanan özel raporda Mahmut Yıldırım’a yönelik şimdiye kadar hiç gün ışığına çıkmamış bir kayıta rastladım. Kayıt; Mahmut Yıldırım’ın, o dönemde Şam’da yaşayan Abdullah Öcalan’a yönelik planlanan eylemle ilgili” diyen Şardan’ın yazısının geniş özeti şöyle:

“…Şam’da yaşayan Öcalan’a yönelik eylem için MİT’te yapılan çalışmalar kapsamında, 10 Ekim 1995 günü önemli bir toplantı vardı teşkilatın Yenimahalle’deki karargâhında.

MİT yetkililerinin, Mahmut Yıldırım’la operasyon hakkında yaptıkları toplantıyla ilgili hazırlanan bir değerlendirme raporu, dönemin MİT Müsteşarı Sönmez Köksal’a sunuldu.

Müfettişlerin soruşturmasına göre, kendisine sunulan raporu değerlendiren Köksal, teşkilatın organizasyon şemasındaki en üst makam olarak üç maddeden oluşan derkenar görüş belirtti:

‘1. Yeşil’in geçmişinden kaynaklanan endişem geçerli, atılacak bir yanlış adım veya yapılacak bir hatada bütün geçmişinin MİT’e fatura edilebileceği ihtimalini göz önünde bulundurun. Seçilen diğer iki kişi kim? Bilgi verin.’

MİT’in ilk sivil kökenli müsteşarı olarak tarihe geçen Köksal’ın operasyon ve operasyonda Mahmut Yıldırım’a görev verilmesinden duyduğu endişeyi açıkça ifade ettiği anlaşılıyor bu notla.

Köksal’ın endişesiyle ilgili araştırma yapan MİT Teftiş Kurulu’nda görevli müfettişlerin rapora bu konuda yazdıkları değerlendirme oldukça dikkat çekici:

‘Müsteşar Sönmez Köksal’ın yukarıdaki endişelerinin bertaraf edildiğini gösteren herhangi bir belge veya bilgiye ulaşılamamıştır.’
Bugün gelinen noktada, Müsteşar Köksal’ın dikkat çektiği durumun sonuçlarını daha rahat görüyoruz.”

* * *

“Mahmut Yıldırım, nam-ı diğer Yeşil ya da Ahmet Demir veya Metin Atmaca yetmezse Sakallı ya da Hacı’nın, MİT’e yeniden girmesi sonrasında Öcalan’a yönelik eylem için kendince hazırlıklar yaptığını görüyoruz söz konusu soruşturma raporunda. Yıldırım’ın bu hazırlıklarını Eymür’ün yardımcısı olarak teşkilat içinde bilinen D.F. adlı personelin yaptığı görüşme hakkında hazırladığı tutanaktan anlıyoruz.

Buna göre; Yıldırım, Suriye operasyonu için dönemin parasıyla 103 milyar lira buldu. Ayrıca Şam içinde Suriye Gizli Servisi El Muhaberat’tan iki personeli kendisiyle çalışması için ayarladı. Yanı sıra Abdullah Öcalan’ın çok yakınında olan bir kişiyi ayarlayan Yıldırım, operasyon yani eylem için gereken uzaktan kumandalı bir cihazın da hazır olduğunu belirtti. Yıldırım, MİT yetkilisi D.F. ile görüşmesinde bu görev için kendi adamları arasından bölgeye uyum sağlayabilecek üç kişiyi belirtti.

Tutanakta anlatıldığı biçimiyle şimdi ilginç bir noktaya geliyoruz.

IFJ: 2024 yılında 104 gazeteci öldürüldü IFJ: 2024 yılında 104 gazeteci öldürüldü

Yıldırım’la görüşme yapan D.F.’ın ‘103 milyar lirayı nereden bulduğu’ sorusunu Yıldırım şöyle yanıtladı:

‘PKK’ya yardım ve yataklık yapan büyük iş adamlarından aldım. Fakat bu paraya hiç dokunmadım. Sadece operasyonda kullanmak üzere hazır tuttum. Bu parayı operasyonda kullanacağım. Operasyonun başarısız olması halinde herhangi bir talepte bulunmayacağım.’

Yıldırım’ın buharlaştığı gün: 29 Kasım 1996.

MİT’in Susurluk kazası bağlantılı olarak ‘Mahmut Yıldırım’ın teşkilat ve teşkilat mensuplarıyla teması’ hakkında kendi içinde yaptığı soruşturmada şimdiye kadar hiç ortaya çıkmamış önemli bir veri de yer aldı.

Raporda, ilk kez 1973’te MİT’le temas kuran ve 1994’te ikinci kez MİT’le çalışmaya başlayan Yıldırım’ın 28 Kasım 1996’dan itibaren teşkilatla ilişiğinin kesildiği belirtildi.

Aynı raporda, ‘adı geçenin akıbetinin bilinmediği’ görüşü sunuldu.

Ayrıca, Mahmut Yıldırım’a verilen ‘Metin Atmaca’ adına hazırlanmış pasaport ve nüfus cüzdanının geri alındığı kaydedilirken buna karşın teşkilatça teslim alınan pasaportun aslına ya da fotokopisine ulaşılamadığı bilgisi verildi.

Müfettiş raporuna göre 28 Kasım 1996 günü MİT’le ilişiği kesilen Yıldırım, bir gün sonra Eymür’ün odasında görüldü.

Müfettişlere tanık sıfatıyla ifade veren bir MİT görevlisi, Yıldırım’ı en son 29 Kasım 1996 günü Kontr Terör Merkezi Başkanı Mehmet Eymür’ün odasında gördüğünü ve 30 Kasım 1996 günü yapılan toplantıya katılması gereken Yıldırım’ın gelmediğini ve o günden sonra da akıbetinin bilinmediğini kaydetti.

Devletin ‘resmi’ kayıtlarına göre, Mahmut Yıldırım’ın canlı olarak son görüldüğü tarih bu…”