Kocaeli Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde cinsel saldırı ve işkenceye maruz kaldığını açıkladıktan bir süre sonra, 9 Aralık’ta intihar ettiği duyurulan Garibe Gezer’in ölümüne ilişkin “kovuşturmaya yer yok” kararı verildi. 22 Kasım'da Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açıklanan kararda “Garibe Gezer'in ölümünde herhangi bir kimsenin kast veya kusurunun bulunduğuna dair kamu davası açmaya yeter delil elde edilememesi” gerekçe olarak gösterildi.

Gezer’in avukatları soruşturma dosyasında meydana gelen gelişmelere dair İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya, Gezer’in avukatları İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Jiyan Tosun, Jiyan Kaya ve Elif Taşdöğen ile çok sayıda insan hakları savunucusu ve hukukçu katıldı.

Açıklamada ilk söz alan Keskin, Gezer’in cezaevinde gördüğü cinsel işkence nedeniyle suç duyurusunda bulunduklarını hatırlattı. Gezer’in tutukluluk süresi boyunca farklı cezaevlerinde de kendisine yapılan tüm baskılara karşı itiraz eden biri olduğunu hatırlatan Keskin, “1999 yılı sonlarında izolasyon tipi cezaevlerine dair bir kitapçık hazırlamıştık. O kadar çok insan bu sistemin mağduru ki, kimseyle görüştürülmeden cezaevinde kalmaya devam ediyorlar. Garibe de bunlardan biriydi” dedi.

GÖRÜNTÜLER PAYLAŞILACAK

Gezer’in cezaevinde maruz kaldığı hak ihlallerini içeren görüntüleri, ailesinin rahatsız olmaması için basına servis etmediklerini belirten Keskin, son alınan karardan sonra görüntülerin paylaşılacağını açıkladı, “Garibe’nin yerlerde sürüklendiği, süngerli odada nasıl bırakıldığı görüntülerini biz gördük” dedi. Görüntülerin içeriğinde bazı fotoğrafları da basınla paylaşan Keskin, “Gardiyanlar tarafından kolları ters çevrilerek yerlerde sürükleniyor, süngerli odada üzerine yığılan gardiyanlar şiddet uyguluyor. Bunların hiçbirini görmedi savcı, sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi.

Soruşturma savcısının elinde olmasına rağmen görüntüleri dikkate almadığını kaydeden Keskin, savcının aynı zamanda Gezer’in ölümünde kimseyi sorumlu tutmadığını da hatırlattı.

GARİBE VE EMİNÎ BENZETMESİ

Keskin, İran’da ahlak polisleri tarafından öldürülen Jina Emini’yi de hatırlatarak, “Garibe, Emini’nin kardeşidir. Emini, hangi nedenle öldüyse ve neye itiraz ettiyse, Garibe’de buna itiraz ettiği için öldürülmüştür” dedi.

Devletin Gezer’in ölümü karşısında sergilediği tavrı da eleştiren Keskin, “Yine de o altına imza attıkları sözleşmelere ve kendi iç hukuklarındaki bazı iyi güzellemelere ‘belki uyan bir savcı bulunur’ diye küçücük de olsa bir umudumuz vardı ama artık o umutta kalmadı” şeklinde konuştu.

AİHM’E TAŞINACAK

Dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacaklarını ifade eden Keskin, “Cezaevinde bu kadar büyük bir mağduriyet yaşamış ama ‘bir kadının yaşamından hiç kimse sorumlu değilmiş’ bunu gördük biz bu kararla” diye konuştu.

'SAVCININ TARAFSIZLIĞI ŞÜPHELİ'

Avukat Jiyan Taşkaya da, savcının tarafsızlığına ilişkin şüpheleri olduğunu ve buna dair başvuruda bulunduklarını ancak bu konuda herhangi dönüş olmadığını söyledi.

Anne ve çocukları adalet nöbetinde: Mücadelemiz devam edecek Anne ve çocukları adalet nöbetinde: Mücadelemiz devam edecek

Avukat Elif Taşdöğen Gezer'in 9 Aralık’taki ölümünden sonra 10 Aralık’ta kısıtlılık kararı getirildiğini hatırlattı. 22 Kasım’da savcılık tarafından 'takipsizlik kararı' verilen dosyanın peşini bırakmayacaklarını söyledi.

'CEZAEVİ YÖNETİMİ ŞÜPHELİ KONUMDA'

Avukat Jiyan Tosun ise, “Kovuşturmaya yer yok” kararına ilişkin “Tanık ifadesiyle beyanları alınanlar sadece orada bulunan ve müdahale etmiş olan gardiyanlardır. Ancak Cezaevi Müdürü’ne ilişkin hiçbir beyan yok. Tanık veya şüpheli sıfatıyla ifadesi alınmamış. Oysa ki meydana gelen ölümlerde, şüpheli konumda bulunması gereken cezaevi yönetimi” diyerek tepkisini dile getirdi.