Maraş’ta 6 Şubat günü yaşanan 7.7 ve 7.6’lık depremler, Adıyaman'ın Yaylakonak (Balyan) köyünü adeta haritadan sildi. Sadece bir kaç evin ayakta kalabildiği köyde 108 kişi hayatını kaybetti.

Köyde hemen her evde yas ve acı var. Fakat Ayzer ile Fatma’nın hikayesi bambaşka bir acıyı barındırıyor.

36 yaşındaki Fatma’nın hikayesi yıllar önce Suriye’nin Halep kentinde ailesinin IŞİD’den kaçarken parçalanması ile değişmeye başladı. Bir kısmı Lübnan’a, bir kısmı Almanya’ya, bir kısmı ise İstanbul’a göç etti.

Daha fazla kardeş gençlerin zihin sağlığını olumsuz etkiliyor Daha fazla kardeş gençlerin zihin sağlığını olumsuz etkiliyor

Parçalanan ailesinin ardından Mersin’e geçen Fatma, burada Adıyamanlı Ayzer Küçükboğa ile tanışıp evlendi ve Yaylakonak köyüne gelin geldi.

Fatma ve Ayzer’in bu evlilikten dört çocuğu oldu. Ancak 6 Şubat günü yaşanan deprem ocaklarını söndürdü ve en büğüğü 6 yaşında olan 4 çocuk da enkazın altında kalarak can verdi.

Köylüler tarafından enkazdan çıkarılan çocukların cenazeleri yan yana köy mezarlığında toprağa verildi.

Çocuklarının mezarı başından ayrılmayan Fatma Küçükboğa, yüreğinde yaşanan fırtınayı ve yarım kalan hikayeyi şöyle anlattı:

“Burada toprağa verdiler göremedim. En küçük olanı gördüm sadece. Onları son bir defa kucaklayıp öpemedim, vedalaşamadım! Gece banyo yaptırmış ve öperek uyutmuştum. Sabaha evlatlarımı görmedim. Hep süt istiyorlardı. 'Siz artık büyüdünüz' diyordum. Babaları ‘süt ver güçlü olsunlar’ diyordu.”

Ayzer ile evlendikten sonra Fatma da köyden biri oldu artık. Yaylakonak’ta her evde yas var ancak köylülerin yası Fatma’nınki ile ikiye katlanmış durumda.

Kendi elleriyle çocuklarını toprağa veren Ayzer Küçükboğa, “Keşke evlatlarımın yerine ben öleydim! Mehmedim 6 yaşındaydı. Emir 1 yaşında. Dört çocuktan birini bile kurtaramadık. Kapı üzerimize kapandı, açamadık. Allah birini esirgeseydi. Yapacak bir şeyimiz yok, elimiz kolumuz bağlandı” diyerek feryadını dile getirdi.

Yaylakonak köyündeki 280 haneden 270’i depremde yıkıldı. Köy halkı gündüzü mezarların başında, geceleri ise enkazın önünde geçiriyor.