Konya’nın Meram ilçesinde 7 kişinin katledildiği Dedeoğulları ailesine yönelik ırkçı saldırının üzerinden 2 yıl geçti. Keleş ve Çalık aileleri, 12 Mayıs 2021 tarihinde Dedeoğulları'na ilk saldırıyı gerçekleştirdi ve saldırıda 4’ü kadın 7 kişi yaralandı. Saldırganlar, saldırı sırasında "Biz ülkücüyüz, sizi yaşatmayacağız" şeklinde tehditler savurdu. Saldırganlardan 7'si tutuklandı. Ancak 2 ay geçmeden hepsi tahliye edildi. Tahliye kararının üzerinden 18 gün sonra, yani 30 Temmuz'da ise Dedeoğulları'na yönelik ikinci saldırı gerçekleşti. İkinci saldırıda Dedeoğulları ailesinden 7 kişi katledildi.
KATLİAM GÖRÜNTÜLERE YANSIDI
İkinci saldırı anları, Dedeoğulları ailesinin ilk saldırı sonrası evlerinin dışına taktırdığı kameraya yansıdı. Kamera görüntülerinde saldırganın Mehmet Altun olduğu ortaya çıktı. Tetikçi Altun'un evden ayrılmadan önce yaralı olduğunu fark ettiği aile bireylerine tekrar ateş ettiği ve evi yakmaya çalıştığı da görüntülere yansıdı. Ayrıca Altun'un eve gelmesinden önce ve sonrasında farklı araçların evin önüne geldiği kameralar sayesinde fark edildi. Ancak söz konusu araçların tespitine dair bir araştırma yapılmadı.
İfade ve dava sürecinde sanık Altun, olayı tek başına yaptığını iddia etti. Altun'un çalışmadığı halde katliamdan önce lüks otellerde konakladığı, araç kiraladığı ve olaydan sonra ailesine para yardımları yapıldığı ortaya çıktı. Bunlar, sanık Altun'un finanse edildiğine dair soruları akıllara getirdi. Ancak aradan 2 yıl geçmesine rağmen söz konusu sorular halen yanıtlanmayı bekliyor.
POLİSLER İLE İLİŞKİSİ
Yargılama sürerken sanık Altun'un polise teslim olmadan 3 gün önce, 45 dakikalık görüşme yaptığı ortaya çıktı. Katilin, “Beş kişiyi daha vuracağım öyle teslim olacağım” sözleri bu görüşmeye yansıdı. Hemen sonrasında Altun’un, “Polis yalan söylüyor, yakalanmadım. Kendim teslim oldum” sözleri cezaevi telefon görüşmeleriyle ortaya çıktı. Altun, cezaevindeki görüşmeler sırasında, “Polisler ifademde bana yardımcı oldular”, “Polisler bana sarılmak için kendilerini zor tuttular” ve “Çoğu polisler bunlar ölmeyi hak etti” sözlerini sarf ettiği açığa çıktı. Altun, dayısıyla cezaevinde yaptığı görüşmede, “Benim ifademi aldıktan sonra söylediler zaten. Çok değerli dayıların var dediler. Hatta sarılmamak için kendimizi zor tuttuk dediler de görevi yapmak için mecbur üzerine gittik dediler” ifadelerini kullandı.
21 Kasım 2022 tarihinde Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında sanık Altun'a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ancak Altun'un polislerle olan ilişkisi başta olmak üzere birçok konu aydınlatılmadı.
SALDIRGANLARA KORUMA TAHSİS EDİLDİ
Saldırıdan sağ kurtulan tek kişi olan Çetin Dedeoğulları, olayın öncesi ve sonrasında yaşananları değerlendirdi. İlk saldırı sonrası birçok defa koruma talep ettiklerini fakat bu taleplerinin karşılanmadığını aktaran Dedeoğulları, katliamın göz göre gerçekleştiğini söyledi. Dedeoğulları, “Olayda (ilk saldırı) aile çok ciddi bir şekilde şiddet gördü. Kız kardeşim ve ağabeyim bir dönem yoğum bakımda kaldılar. İlk darp sonrası ağabeyim beni telefonla görüntülü aradı ve kanlar içerisindeydi. Eve saldıranlar, ‘biz ülkücüyüz burada yaşatmayacağız’ babama demişlerdi. Ben şehir dışındaydım. Olaydan sonra saldıranlara koruma tahsis edilmişti ama talep etmemize rağmen bize koruma tahsis edilmedi" diye konuştu.
'KÜRT OLDUĞUMUZ İÇİN...'
Olaydan sonra birçok yetkilinin kendisine “halk ayaklanmasına sebep olacaksın” dediğini aktaran Dedeoğulları, Kürtlere karşı büyük bir adaletsizliğin yaşandığını kaydetti. Dedeoğulları, “Bugün bize dönük gerçekleştirilen katliam tamamen Kürt olduğumuzdan kaynaklanıyor. İktidardakilerin Kürtlere karşı davranışları, sarf ettiği sözler topluma etki ediyor ve Kürtlere karşı böyle katliamlar gerçekleşiyor. Devletin politikası kendini bu ırkçılık üzerinden var ediyor. Kürt olmasaydık böyle bir katliamı bize karşı yapmazlardı. Bir Kürt aileye değil, Türk ailesine bu katliam yapılsaydı bugün bu işte parmağı olan herkes tutuklanmıştı. Birçok defa devletin yetkili kurumlarında çalışanlar, 'olay ırkçılık fakat siz yine de dile getirmeyin' dedi. İktidar partisi milletvekillerinin birçoğu 'halk ayaklanmasını sebep olacaksınız' söyleminde bulundular” ifadelerini kullandı.
‘ADALET SAĞLANACAĞINA İNANMIYORUM’
Dedeoğulları, yargı sürecine işaret ederek, süreci "tiyatro" olarak niteledi. Verilen cezanın yeterli olmadığını kaydeden Dedeoğulları, “Bu katliamın yargı süreci bir tiyatrodur. İki tane iddianame hazırlandı ve bütün ısrarlarımıza rağmen dosyalar birleştirilmedi. İlk başta tek iddianame olarak hazırlanıyor ve son dakika ikiye ayırıyorlar. Dosyalardan biri şuan Yargıtay'a gönderilirken, diğeri ise halen yerel mahkemede devam ediyor. Birkaç defa reddi hakim talebinde bulunduk. Bu talebimiz kabul edilmedi. Sadece katliam yapanlardan birisi tutukludur. O da kameralarda göründüğü içindir. Kamera olmasa onu bile tutuksuz yargılayacaklar. Elimizde birçok somut delil var. Polisin katile nasıl ifade vermesi gerektiği dosyada mevcut. Adaletin sağlanacağına inanmıyorum. 2 yıldır katliam gerçekleşmiş ve yaklaşık 20 duruşma görüldü. Cezasızlık politikasını uygulayacaklar” ifadelerini kullandı.
Sanıkların hak ettiği cezayı almaları için hukuki süreci takip etmekten geri durmayacağını vurgulayan Dedeoğulları, şöyle devam etti: "Somut deliler ortaya çıktıkça cezasızlık politikasına daha çok yükleniyorlar. Ailede hayatta kalan tek kişiyim. Adaletin yerini bulması için sonuna kadar bu işin takipçisi olacağım. Asla adalet ve hukuk mücadelesini bırakmayacağım. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AHİM) kadar götüreceğim.”
MA / Hakan Yalçın