Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının sonuçları ve güncel gelişmelere dair partinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

MYK’da tartışılan gündem başlıklarına değinen Doğan, "Tabii ki Narin cinayeti MYK gündemimizin en başında yer alan konulardan biriydi. Bu konudaki takibimizden vazgeçmeyeceğiz. Yeni anayasa tartışmaları da gündemlerimizden biriydi. Özellikle Kürt coğrafyasında sürdürülen, bizim özel savaş politikaları olarak tanımladığımız politikalar gündemimizdeydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurul konuşması bizim değerlendirdiğimiz konulardan biri olarak masamızdaydı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye ile ilgili önemli bir karar verdi. Bu karara ilişkin değerlendirmelerimizi sizinle paylaşacağız. Yakın zamanda Demokratik Bölgeler Partisi öncülüğünde 13 Ekim’de Diyarbakır’da bir miting düzenlenecek. Bu da DEM Parti’nin tartıştığı konulardan biri olarak masada yer aldı. Ekmek ve Adalet buluşmalarımız Türkiye’nin de en yakıcı sorunlarından biri" dedi. 

BAKAN YERLİKAYA’YA SORDU

Ali Erbaş'tan Narin Cinayetine.. "Cezalar Caydırıcı Olmalı, Ölümse Ölüm, İdamsa İdam" Ali Erbaş'tan Narin Cinayetine.. "Cezalar Caydırıcı Olmalı, Ölümse Ölüm, İdamsa İdam"

Doğan, Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Payîz Pirtûk adlı kitapçı ile Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperatifi'ne yapılan polis baskına tepki gösterdi. Doğan, "Peki ne yapıyor gözaltına alınan insanlar? Kürtçe dil kursunda eğitmenlik yapıyorlar. Bu gözaltı ve tutuklamalardan önce İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Diyarbakır’da şöyle dedi; 'Feqiyê Teyran’ın Ey Dilberêsî de Kürtçe de bizimdir.' Ey Dilberê’yi referans göstererek ardından dün Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Şırnak’a gitti. Şırnak’ta Kürtçe şarkı eşliğinde karşılandı. Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Hani Kürtçe sizindi? Hani en çok sizin iktidarınız döneminde Kürtçeye dönük saldırıların önü alınmıştı ve Kürtçe artık herkesin konuşabildiği bir dil haline gelmişti? Bu soruların artık yanıtlanması gerekiyor. Çünkü toplum yaptığınız açıklamalara güvenmiyor, hiçbir şekilde samimi bulmuyor” ifadelerini kullandı.