GÜNDEM

AYM: Açlık grevi ve oturma eylemi suç değil ifade özgürlüğü

Anayasa Mahkemesi, KHK ile ihraç edilen Esra Özkan Özakça'ya, eşi Semih Özakça'nın cezaevinde ve açık grevinde olduğu sırada verilen ev hapsini hukuka aykırı buldu. Mahkeme, Esra Özkan Özakça'nın yaptığı oturma ve açlık grevi eylemlerini de ifade özgürlüğ

Abone Ol

Anayasa Mahkemesi, yeterli delil bulunmadan verilen ev hapsi kararını hukuka aykırı buldu. Yüksek Mahkeme 5'e karşı 8 oyla aldığı kararla öğretmen Esra Özkan Özakça'ya 20 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti.

OHAL KHK’si ile 2016 yılında ihraç edilen öğretmen Esra Özkan Özakça, eşi Semih Özakça’nın hapiste ve açlık grevinde olduğu dönem kendisi hakkında uygulanan ev hapsini, hukuka aykırı olması gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. ‘Konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirinin’ hukuka aykırı olduğuna oy çokluğu ile karar veren Anayasa Mahkemesi, Özakça’ya 20 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

Adli kontrol tedbirinin uygulanmasında önkoşul olarak ‘suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti’ bulunması gerektiğine işaret eden Yüksek Mahkeme, Özakça’nın başvurduğu oturma eylemi, açlık grevi gibi eylemlerin; ifade özgürlüğünün görünümlerinden biri olarak değerlendirilebileceğini belirterek başlı başına suç olarak kabul edilmemesi gerektiğine karar verdi.

Soruşturma sürecinde Özakça’nın suç işlediğine dair yeterince delilin ortaya konulmadığını belirleyen Anayasa Mahkemesi, ev hapsinin Anayasa’nın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını ihlal ettiği sonucuna vardı.

Temel hak ve özgürlüklerin olağanüstü hallerde kısmen veya tamamen durdurulabilmesinin Anayasa’nın 15. Maddesine göre mümkün olduğunu değerlendiren Yüksek Mahkeme, bu maddenin kamu otoritesine sınırsız yetki tanımadığını bildirdi. Özakça hakkındaki tedbir kararı için “durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir olarak kabul edilemez” denildi.

Anayasa Mahkemesi üyeleri Muammer Topal, Rıdvan Güleç ve Basri Bağcı ise farklı gerekçelerle çoğunluk görüşüne katıldılar. Anayasa Mahkemesi’nin kendisini Sulh Ceza Hakimliği’nin yerine koyarak olay ve delillerin niteliği hakkında sonuca vardığını öne süren üyeler, Yüksek Mahkeme’nin olay hakkında hukuki değerlendirme yapmak yerine Cumhuriyet Savcılığı ve hakimliğin hukuki performansına odaklanması gerektiğini savundu. Mahkeme üyeleri Topal, Güleç ve Bağcı, koruma tedbirinin amacının öncelikle delillerin toplanması olduğunu hatırlatarak savcının talebinin durumun gereklerine uygun olmadığını belirterek hak ihlali kararına katıldılar.