Türkiye'nin korona virüsüne karşı Çin'den alınan aşıları uygulamaya hazırlanmasıyla ilgili tartışmalar sürerken, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Türk Tabipler Birliği gibi bağımsız meslek kuruluşlarının tavsiyesine göre hareket edilmesi gerektiğini söyledi.
Medyascope TV’de Ruşen Çakır’ın konuğu olan Babacan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
HÜKÜMET GÜVENİRLİĞİNİ YİTİRMİŞTİR: Aşıyla ilgili tavsiyenin hükümetten değil bağımsız, tarafsız, güvenilir meslek örgütlerinden gelmesi lâzım. Eğer meslek örgütleri, yani konunun tam uzmanları, örneğin Tabipler Birliği veya Eczacılar Birliği, bağımsız ve tarafsız şekilde çıkıp derlerse ki bu aşı güvenilirdir ve biz bunu halkımıza tavsiye ediyoruz, ben o zaman inanırım. Ama bugünkü hükümet artık sağlık konusunda da güvenirliğini yitirmiştir. Çünkü rakamlar konusunda gerçeği halkından saklayan bir hükümetin yaptığı aşı tavsiyesine ben şahsen güvenmekte zorluk çekiyorum. Hatta bu vaka sayısıyla ilgili biliyorsunuz bir Bilim Kurulu üyesi çıktı, vakaları biz de bilmiyorduk, 30 bin küsur açıklanınca biz de öğrendik, dedi. Düşünebiliyor musunuz, gerçekleri Bilim Kurulu’ndan dahi saklayan bir yaklaşım var burada.
KHK MAĞDURLARININ İTİBARLARI İADE EDİLMELİ: KHK uygulaması, evrensel hukuk çerçevesinden gayet sıkıntılı bir uygulama. Bağımsız ve tarafsız bir yargı kararı olmadan sadece idari bir kararla insanların işten atılması, toplumdaki itibarlarının sıfırlanması hem vicdani değil, hem hukuki değil. Hele hele mahkemeye gitmiş mahkeme tarafından beraat etmiş ya da savcılıklar tarafından takipsizlik kararı verilmiş kişilerin hâlâ itibarlarının, özlük haklarının iade edilmemesi kabul edilemez. Burada hukuk ve adalet çizgisi içinde; bağımsız, tarafsız yargı kararlarına göre hareket etmek lazım. İnsanların bir yargı süreci olmadan, bağımsız ve tarafsız bir çalışma olmadan tamamen yoksulluğa ve açlığa mahkûm edilmesi, mahkemede haklı çıktıkları hâlde bu uygulamanın devam etmesi kuşkusuz kabul edilebilir bir durum değil.
ÇARŞI PAZAR ENFLASYONU ORANINDA ASGARİ ÜCRET ZAMMI: Gerçek hayatın enflasyonu, yani çarşı-pazar sokak enflasyonuyla hükümetin açıkladığı enflasyon arasında artık bir uçurum var. Çarşı-pazar enflasyonu oranında bir asgari ücret zammının çalışanlarımıza verilmesi gerekiyor. Yani diyecekler ki enflasyon yüzde 10 küsur, biz de ona göre artırdık; ama enflasyon öyle değil. Yani kimse kusura bakmasın, üzülerek bunu söylüyorum; bizim zamanında kurduğumuz bağımsız TÜİK bugün artık bağımsız değil. Hükümetin talimatıyla veri yayınlamaya başladılar uzun süredir ve o verileri de istedikleri gibi kullanıyorlar. Bazen vatandaşa gerçekleri olduğundan daha iyi göstermek, bazen de işte böyle maaş zamanlarını düşük verebilmek için kullanıyorlar. Biz çarşı-pazar enflasyonuna bakıyoruz, hayat çok pahalı, geçim artık çok zor. Dolayısıyla asgari ücretin mutlaka insani bir seviyeye çıkması lazım. Ama küçük işletme sahiplerinin de, esnafın da mutlaka hele hele böyle bir pandemi döneminde hak ettikleri gibi desteklenmesi lazım.
KATAR'IN YATIRIMLARI: Katar, bizim için dost bir ülke, önemli bir dostumuz. Katar’ın Türkiye’ye yatırım yapmasından çok memnun oluruz. Ama bu yatırımlar böyle siyasi ilişkilerle değil, gerçekten Türkiye’nin ekonomik geleceğine güvenle olması gerekir. Eğer Türkiye’nin ekonomik geleceğine güveni varsa, sadece Katar’ın değil onlarca ülkenin gelip Türkiye’ye yatırım yapması gerekir. Bazen siyasi ilişkiler gereği, siyasi destek gereği yatırım alabilirsiniz, ama asıl önemli olan burada güven ortamını oluşturup pek çok ülkeden yatırımı cezbedebilmek. Ve bu ülkenin geleceğine güvendikleri için, Türkiye’nin yarınlarına güvendikleri için insanların gelip buraya yatırım yapması esastır.