Türkiye'nin yurt dışından getirilen altınlara uyguladığı kota nedeniyle resmi ithalatın üç katı kaçak giriş olduğunu savunan sektör temsilcileri, “Boynuna gerdanlığı takan ülkeye giriyor” değerlendirmesinde bulundu.
İhracatçıların iddiasına göre aylık 8 ton altın ithal ediliyorsa bunun en az 3 katı miktarında kaçak altın ülkeye giriyor.
Dünya gazetesinde yer alan habere göre; Kuyumcukent’teki atölyelerin yarısının kapandığını belirten MİB Başkan Yardımcısı Ayhan Güner, “1500- 2000 atölye var. Küçükler altına ulaşamıyor.
Aracı kurumlar altın farkından dolayı aylık 30 milyon dolar ilave para kazanıyor. Bu değişmeyecekse Kuyumcukent’in yarısı battı demektir. Büyük ölçekliler ayakta kalır ama küçükler kalamaz.
İç pazarda altın farkının önemi yok. Satın alan bunu hissetmiyor ki. Geçen gün Meksika’ya gitti önemli bir firma. Neden? Fiyat farkı yüzünden 68 kilo ihracat siparişini yapamadığı için özür dilemeye gitti. 6 bin dolara 1 kilo işçilik yapıyor. 4 bin dolar fark var. 10 bin dolara mı satacak? İtalyanları ayağımızın altına almıştık. İtalya’dan 5 milyar dolar ithalat yaptık. Kota öncesi 350 milyon dolardı” bilgilerini verdi.
Kuyumcukent’in AVM kısmına daha önce Arap toptancıların gelerek sipariş vermesi ile burada üretimin katlandığını fakat kota yüzünden Körfez müşterisinin el çektiğini dile getiren Ayhan Güner, “Altın farkından dolayı çalışamaz hale geldiler. Bu ülkeler kaçtı. Atölyeler kapandı. Dubai’den gelmişlerdi. Şimdi geri döndüler. 8-10 sene önce bunları getirmek için sistemi öyle kurduk.
Özbekistan, Dubai, Mısır’a gidiyorlar. Birkaç sene sonra yediğimiz golü hissedeceğiz. Esas, sahip olduğumuz knowhow gidiyor. Kuyumcuda müşteri gittiğinde, 4 seneden önce gelmez. İstihdam en az yüzde 40 düştü” dedi. Güner, kendi ihracatının neredeyse sıfırlandığını belirtirken başka bir MİB Yönetim Kurulu Üyesi, “Sıkıntı varsa kontrol etsinler. Ben 150 adam çalıştırıyorum. Hepsi kayıtlı. İstihdamda ciddi kayıp var” ifadelerini kullandı.
“Mücevherde adeta kapalı kambiyo rejimine geçildiğini” dile getiren MİB Yönetim Kurulu Üyeleri, şunları anlattılar: “MASAK’a da söyledik. Yurt dışından müşteri geldiğinde şirket olduğuna dair konsolosluğa gidip belge alsın deniyor. MASAK diyor ki; müşteri geldi nüfus kağıdını vermedi bize şikayet edeceksiniz; 180 bin TL ve üzeri alışveriş için ama iki bilezik bedeli o. Önceden 75 bindi 180’e çıkarıldı. 180’den sonra bildirim istiyor.
Nüfus kağıdı, adres. Biz bütün bunları MASAK’a bildirsek zaten sistem kilitlenir. Dünyada böyle bir şey yok. Fatura kesiliyor. Şirketin ortaklık yapısını istiyorlar. Yurt dışından alışveriş ettiğin şirketten 6 ayda zor randevu alıyoruz, nasıl ortaklık yapısı belgesi isteyelim... Bu içeriye satış yapana yaradı. Sekiz ayda 3-5 şirket paraya para demediler. Bu kadar ihracatının yaptığı ciroyu bir saatte yapıyor.”
“Biz artık hiçbir şey talep etmiyoruz. Biz fabrika ayarlarına geri dönmek istiyoruz” mesajı veren MİB Başkan Yardımcısı Ayhan Güner, “Üretimde dünya lideri idik çok güzel bir sistem kurmuştuk. Sistemin yüzde 40’ı yurt dışına gidiyor. Bugüne kadar 100 istekte bulunduk sadece biri kabul edildi. Tekstilciler ihracat bedeli karşılığında altın getirebiliyor; kuyumcular getiremiyor. Özbekistan bizden ithalatı kapattı. Bizden birkaç firma da oraya taşındı. Herkes teşvikle üretim çekerken biz bu sektöre ihtiyacımız yok, diyoruz” görüşlerini paylaştı.
Güney Amerikalılar’ın kota yüzünden altında ortaya çıkan farktan dolayı Antalya’daki fuara daha az katılım gösterdiklerini belirten Güner, “Burada 500’den fazla katılımcı firma bine yakın da katılımcı var. Rusya, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Güney Amerika’dan gelenler ağırlıkta” derken, sohbet esnasında söze giren bir ihracatçı, “ABD’deki fuardan çekildik. Çünkü aldığım siparişlerden zarar yazdım” ifadelerini kullandı.