GÜNDEM

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alanındaki Uzman Eksikliği

Sağlık sistemindeki eşitsizlik en çok çocukları etkiliyor. Çocuk hastalıkları uzmanlarının sayısı 200’ü aşsa da bunlar 81 ilin sadece 34’ünde görev yapıyor. Bu eşitsizlik nedeniyle oradan oraya göç etmek zorunda bırakılan çocukların tedavilerinde ciddi gecikmeler yaşanıyor.

Abone Ol

İktidarın sürekli çağ atlamakla övündüğü sağlık sisteminde birçok eşitsizlik söz konusu. Bunların başında da bölgeler arası eşitsizlik geliyor. Pediatrik onkoloji ve hematoloji uzmanlarının illere göre dağılımında da bu eşitsizlik dikkat çekiyor. Uzmanların yetersiz sayıda olduğu bölgelerde yaşayan aileler, çocuklarının tedavileri için uzun yolculuklar yapmak zorunda kalıyor. Bu durum, çocukların temel sağlık haklarına erişimde yaşanan zorlukları ve sağlık hizmetlerindeki bölgesel adaletsizliği gözler önüne seriyor.

Türkiye’de Pediatrik Onkoloji ve Hematoloji uzmanı olmak için, öncelikle Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na TUS aracılığıyla yerleşmek gerekiyor. Bu aşamadan sonra, pediatrik onkoloji ve hematoloji yan dalı üzerine uzmanlaşmak mümkün hale geliyor.

PEDİATRİ TERCİH EDİLMEDİ

Bu yıl yapılan 1. TUS yerleştirme sonuçlarına göre, Türkiye genelinde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları (Genel pediatri) için açılan 930 kontenjanın sadece 457’si tercih edildi. 473 kontenjan ise boş kaldı.

Ardından ek yerleştirme süreci ile birlikte 554 kontenjan daha açıldı. Ek yerleştirmede durum daha da vahim oldu. Sadece 49 hekim Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları alanına yerleşti. Bu durum, pediatrik onkoloji ve hematoloji alanı da dahil olmak üzere çocuk uzmanlık eğitiminin yeterince ilgi görmediğini gösterdi.

BÖLGESEL EŞİTSİZLİK

Ülke genelindeki devlet ve üniversite hastanelerinin resmi internet sitelerinde yer alan bilgilere göre 81 ilden yalnızca 34'ünde Çocuk Onkoloji ve Hematoloji uzmanı bulunuyor. Toplam uzman sayısı ise 216.

İç Anadolu Bölgesi'nde 13 ilin 6’sında toplam 86 uzman bulunuyor. Bu 86 uzmanın 73’ü Ankara’da bulunuyor. Diğer bölgelerdeki uzman sayıları ise şöyle:

• Marmara: 65 uzman. İstanbul’da 46, Bursa’da 10, Kocaeli’nde 5, Edirne, Tekirdağ, Sakarya ve Balıkesir’de ise birer uzman görev yapıyor.

• Ege: 36 uzman. İzmir 21 uzmanla ilk sırada yer alıyor.

• Akdeniz: 8 ilin 6’sında toplam 16 uzman bulunuyor.

• Güneydoğu Anadolu: 5 uzman. 9 ilin 5’inde hiç uzman yok.

• Doğu Anadolu: 4 uzman. Bölgede sadece 3 ilde uzman bulunuyor.

• Karadeniz: 4 uzman. 18 ilden yalnızca 2’sinde uzman bulunuyor. Bu 4 uzmanın 3’ü Trabzon’da görev yapıyor.

Coğrafi bölgelerdeki Çocuk Onkoloji ve Hematoloji uzmanı sayıları:

İŞ YÜKÜ, FAZLA NÖBETLER

Uzman eksikliğinin arkasında çeşitli nedenler bulunuyor. Bu alanlarda çalışan hekimlerin karşılaştığı iş yükü, fazla nöbetler ve yetersiz özlük hakları gibi etmenler, mesleki tercihler üzerinde belirleyici oluyor. Ayrıca, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet vakalarının sıklığı ve malpraktis (hatalı tıbbi uygulama) davalarının artışı gibi etmenler de bulunuyor.

Bölgeler arası sosyo-ekonomik eşitsizlikler de bu durumun bir diğer sebebi. Birçok hekim, bölgelerdeki yaşam koşullarının zorluğu ve sosyal olanakların yetersizliği nedeniyle bu bölgelerde çalışmayı tercih etmiyor. Kişisel yaşam kalitelerini olumsuz etkileyebileceği endişesiyle doktorlar büyük şehirlerde kalmayı tercih ediyorlar. Bu tercihler, sağlık hizmetlerinin belirli bölgelerde yoğunlaşırken bazı bölgelerde ise yetersiz kalmasına yol açıyor.

TEDAVİ GECİKİYOR

Eşitsizlikler nedeniyle sağlığa ulaşım zorluğu yaşayan birçok aile, uzak şehirlere gitmek zorunda kalabiliyor. Özel hastanelerde tedavi olabilecek ekonomik imkanları olmayan bu aileler, gittikleri illerde konaklama ve ulaşım gibi ek yükler altında eziliyor.

Bu ailelerden biri, 9 yaşındaki Serdem’in ailesi. Sadece bir uzmanın bulunduğu Van’da yaşayan Şehriban Yazıcı, oğlu Serdem’in doğuştan sahip olduğu genetik hastalık (herediter sferositoz) nedeniyle zorlu bir tedavi sürecine girdi. Bugün İstanbul’da yaşamak zorunda kalan aile, yaşadığı süreci anlattı:

“Van’daki sağlık hizmetlerinin yetersizliği, Serdem’in doğru tanı almasını ve tedavi sürecini geciktirdi. İki yaşına kadar sık sık hastalanmasına rağmen hastalığının nedeni belirlenemedi. Çocuk hematolojiye başvurduktan sonra tanı konulabildi. Van'da hematoloji bölümü olmasına rağmen, hastanede bir kan bankası ve laboratuvarın bulunmaması, hemolitik ataklar sırasında kan verilememesine (ES transfüzyonu) sebep oldu. Bu nedenle Serdem’in organları zarar görmeye başladı. Acil yatış yapılması, yakın takip edilmesi gerekiyordu ama hematoloji servisinde yeterli yatak yoktu.”

ULTRASON CİHAZI BOZUK

Yazıcı, devam eden süreçte oğlunu Ankara’ya götürmek zorunda kaldığını anlattı: “Ankara’ya gittiğimizde ilk ameliyatını olması gerekti. Çünkü aylarca haftada iki veya üç defa Van’da hastaneye gidiyor olmamıza rağmen safrada taş oluşmaya başladığını fark etmemişlerdi. Ama artık ilaçla düzelme şansının olmadığını öğrendik. Erken fark edilemediği için safranın tamamını almak zorunda kaldılar. Ankara’daki doktorlarımız, Van’daki doktorlarla iletişime geçip o zamana kadar neden bakmadıklarını sorduklarında; ultrason cihazlarının bozuk olduğunu ve net göremediklerini bildirdiler. Bizim bundan haberimiz bile yoktu.”

Serdem şu an dokuz yaşında ve toplamda 5 ameliyat, 30’a yakın transfüzyon, birçok defa da yoğun bakım süreci geçirdi. Tedavisine İstanbul ve Ankara’da devam ediliyor. Her yıl Serdem gibi birçok çocuk, tedavi için Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlere gitmek zorunda kalıyor.

Bu konuda çalışmalar yürüten Onkoloji Anneleri’nin kurucusu Elif Soydamal, Türkiye'nin doğu bölgelerinde pediatrik onkoloji alanında yaşanan ciddi eksikliklere dikkat çekti. Soydamal, hastanelerdeki altyapı yetersizliklerinin ve uzman doktor eksikliğinin, kanser tedavisi gören çocuklar ve aileleri üzerinde yarattığı olumsuz etkileri anlattı.

Soydamal, doğu bölgelerindeki hastanelerde uzman eksikliğinin büyük bir sorun teşkil ettiğini belirtti. Tedavi sürecinin bir bütün olduğunu hatırlatan Soydamal, “Kanser tedavisi sırasında kemoterapi ve diğer uygulamalara bağlı olarak pek çok komplikasyon meydana gelebiliyor. Bu süreçte sadece onkolog ve hematologların varlığı yeterli olmuyor; Çocuk immünoloji, kardiyoloji, dermatoloji, gastroenteroloji gibi birçok branştan uzman doktorlara eş zamanlı olarak ihtiyaç duyuluyor. Uzmanlık alanlarında büyük eksiklik var. Yanı sıra, tıbbi cihaz yetersizliği de bulunuyor" ifadelerini kullandı.

"Onkoloji bölümlerinde yatak kapasitesinin sınırlı, odaların ise genellikle kalabalık” olduğuna değinen Soydamal şöyle devam etti: “Oysa bu hastalıkta tedavi gören çocukların tek kişilik odalarda kalması, odalar arasındaki mesafenin korunması önemlidir. İstanbul gibi illerdeki hastaneler, genellikle bu gereksinimlere uygun şekilde planlanmış durumda. Bu nedenle, hasta aileleri tedavi için genellikle İstanbul, Ankara veya İzmir gibi büyük şehirleri tercih ediyor."

∗∗∗

İHRAÇLAR DA ETKEN OLDU

Van Hakkari Tabipler Odası'nın eski başkanı Dr. Hüseyin Yaviç, kamudan ihraç edilen hekimlerden biri. 2006 yılında Van’da mecburi hizmetine başladıktan bir yıl sonra hakkında yürütülen soruşturma nedeniyle Yaviç’in görevine son verilmişti. Mahkeme kararıyla kamuya geri dönmesine rağmen, 2017 yılında KHK ile tekrar ihraç edildi.

Yaviç, Sağlık Bakanlığı’nın hekim açığını kapatmak için yaş itibarıyla emekli olan hekimleri tekrar göreve çağırmasına rağmen, diğer yandan genç veya deneyimli doktorları ihraç ettiğine dikkat çekti.

İhraç edilen hekimlerin, sadece çalışma haklarından değil, aynı zamanda uzmanlık için gerekli olan eğitimlere erişim haklarından da mahrum bırakıldığını anlatan Dr. Yaviç, “Uzman hekim açığının büyümesinin arkasındaki nedenlerden biri de bu hukuksuz ihraçların ve engellenen eğitim hakkının yarattığı boşluklardır” dedi.

Yaviç, Sağlık Bakanlığı'nın ilgili meslek odalarını sürece dahil etmeden politika üretmeye çalıştığını belirterek, bu yaklaşımın sağlık sistemindeki sorunların kalıcı çözümünü engellediğine dikkat çekti.