4 Kasım tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk, Batman Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük ve Urfa'nın Halfeti Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Karayılan görevden alındı ve yerlerine kayyım atandı. Kayyım atamalarına yönelik tepkiler, özellikle halkın ve siyasi partilerin güçlü karşı duruşuyla sürüyor.

DEM Parti'nin Protesto Gösterisi ve Kayyım Kararına Tepkisi

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, parti milletvekilleriyle birlikte Halfeti Belediyesi önünde bir protesto gösterisi düzenledi. Protestoya, DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ve çok sayıda DEM Parti üyesi de katıldı. Katılımcılar, kayyım atamalarını ve Kürt coğrafyasına yönelik uygulamaları şiddetle eleştirdi.

"Kürt Coğrafyasına Ayrı Bir Hukuk Uygulanıyor"

Protestoda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, kayyım atamalarını "darbe" olarak nitelendirerek, "Bu iktidar bize Kürt oy kullanamaz diyor. Kürt seçemez, seçilmez diyor" şeklinde açıklamada bulundu. Bakırhan, kayyım atamalarının yalnızca yerel yönetimlere değil, aynı zamanda Kürt halkının iradesine yapılan büyük bir müdahale olduğunu savundu.

MHP'de üç vekilin 'Kaçak Altın' istifası MHP'de üç vekilin 'Kaçak Altın' istifası

Tuncer Bakirhan Siug Cover.jpg

Bakırhan, "Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir darbe biçimi yok. Emin olun, askeri darbe dönemini aratan bir süreçle karşı karşıyayız" diyerek, batıda ayrı, Kürt coğrafyasında ise farklı bir hukuk uygulandığını belirtti. Ayrıca, Kürt halkının barış ve çözüm istediğini vurgulayarak, iktidara seslendi: "Çözüm diyorsanız, İmralı orada. Barış diyorsanız, kayyım politikanızdan vazgeçin."

Tülay Hatimoğulları: "Kayyım, Siyasi Polis Darbesidir"

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da kayyım uygulamasını sert bir şekilde eleştirdi. Hatimoğulları, kayyım atamalarını "siyasi polis darbesi" olarak tanımlayarak, bu uygulamanın seçme ve seçilme hakkının ihlali anlamına geldiğini söyledi. Hatimoğulları, "Kayyım, sarayın eliyle gerçekleştirilen siyasi polis darbesidir. Seçme ve seçilme hakkı ortadan kalkıyor" ifadelerini kullandı.

Hatimoğulları, iktidarın "yeni bir düzen kurmak" istediğini ve bunun için kayyım uygulamalarına başvurduğunu belirtti. "Kürt sorununu çözmek isteyenler kayyım atamaz" diyen Hatimoğulları, Türkiye'deki iç barışı sağlamak isteyenlerin bu tür uygulamalardan vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

Tecride Son Verilsin Çağrısı

Protesto sırasında yapılan açıklamalarda, kayyım uygulamalarına karşı ortak bir mücadelenin sürdürülmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, Öcalan'ın tecridine son verilmesi gerektiği de dile getirildi. Hatimoğulları, "Biz tecrit kalksın diye direniyoruz. Tecridi derhal kaldırın" diyerek, siyasi çözüm için barışçıl yolların önünün açılması gerektiğini ifade etti.

Kayyım Atamalarının Sonuçları ve Türkiye’deki Siyasi Atmosfer

Kayyım atamaları, özellikle Kürt siyasetinin ve HDP'nin desteklediği belediyelere yönelik bir baskı aracı olarak görülüyor. Yerel seçimlerde halkın iradesiyle seçilen bu belediye başkanlarının görevden alınması, hem yerel halkı hem de uluslararası gözlemcileri rahatsız etmiş durumda. Siyasi uzmanlar, kayyım uygulamalarının sadece yerel seçimlerin güvenliğini tehdit etmekle kalmayıp, aynı zamanda demokratik hakların ciddi şekilde ihlaline yol açtığını belirtiyor.

Kaynak: duvar