KÜLTÜR SANAT

Dengbej Seyranoğlu'nun hayat hikayesi ders konusu oldu

Hakkarili dengbej İsmail Seyranoğlu'nun hayat hikayesinden etkilenen Japon öğrenci Natsuki Nakajima, Seyranoğlu'nun hayatını yüksek lisans tezi konusu olarak seçti.  

Abone Ol

COLEMERGHABER

Japonya Tokyo Güzel Sanatlar Üniversitesi Müzik Bölümü öğrencisi Natsuki Nakajima, annesi yazar Yukari Nakajima ve tercümanları yazar Kayoko İsobe ile Kürt geleneğinin sözlü edebiyatı olarak bilinen dengbejlik sanatı üzerine yüksek lisans tezi için geldiği Van'da kendi imkanlarıyla dengbêjlik geleneğini yaşatmak için açtığı "Dîwanxana Dengbêja" evinde İsmail Seyranoğlu'na misafir oldu.

Japon öğrenci Nakajima, dengbêjliğin tarihçesini ve makamını konu alan araştırma tezleri hakkında dengbêj Seyranoğlu ile röportaj yaparken hiç beklemediği hatta filmlere konu olacak olan bir hayat hikayesiyle karşılaşıyor. Dengbej bir aileden gelen Seyranoğlu'nun daha çocuk yaşta kaybettiği ve onun gibi dengbej olan annesi Seyran hanıma ait bir teyp kasetini dinleyerek büyüdüğünü öğreniyor. Hikayenin devamında Kürtçenin yasak olduğu 1990'lı yıllarda Jandarmanın köy baskının da annesine ait kasetin toprağa gömüldüğünü ve zamanla nereye gömüldüğünün unutulduğu onu çok etkiliyor. Annesinin ninnileriyle değil de kasetteki sesiyle büyüyen bir çocuğun annesinden kalan dengbejlik kültürünü yaşatmaya çalışma azmine hayran kalıyor. Dengbêjliği annesi Seyran hanıma borçlu olduğu için Ödek soyadını Seyranoğlu yaptığını da duyunca yüksek lisans tezi yapmaya karar veriyor ve dengbêj İsmail Seyranoğlu'nun doğduğu Geçitli (Peyanıs) köyüne giderek çekimlere başlıyor. Seyranoğlu'nun doğup büyüdüğü yıkık evi çekip imam olan abisi Ömer Ödek ile röportaj yaptı.

Dengbêj İsmail Seyranoğlu. genç kuşaklara dengbêjlik dersleri vermek için Van'da kültürel motiflerle süslediği 120 metrekarelik "Dîwanxane"sinde Japon misafirlerine hem hayat hikayesini anlattı hem de dengbej dinletisi düzenledi.

"HAYATTAKİ TEK ARZUM ANNEMİN SESİNİ SON KEZ DUYMAKTIR"

Araştırma tezi için tercüman Kayoko İsobe'nin aracılığıyla Dengbêj İsmail Seyranoğlu'na sorular sorarak kayıt alan Japon Öğrenci Natsuki Nakajima, Dengbejlik geleneğinin nereden geldiği hakkında soru sorması üzerine Seyranoğlu, anne tarafının dengbêj olduğunu söyledi ve ekledi; Annem öldüğünde henüz 3 yaşındaydım. Annemin seslendirdiği bir teyp kaseti vardı. Kürtçe kasetler o dönem yasaktı. Kasetin yasaklı olduğu dönemlerde annemin o kasetini dinleyerek büyüdüm.. Köyde yaşarken telefon geldi. Askerler köye aramaya gelecekti. Bize Kürtçe kasetleri saklayın dediler. Annemin kasetinin de içinde bulunduğu yüzlerce kaseti toprağa gömdüler. Ben çocuktum ve annemin kasetini görmeyince ağladım. Evdekilere annemin kasetini getirin dinleyeceğim dedim. Bana kasetleri gömdüklerini söylemediler. Kasetleri gömenler de tereddüt içindeydi. Acaba o kaseti de diğer kasetlerle gömdük mü diyorlardı. Kasetleri korku ve baskıdan dolayı çıkarmadılar. Zamanla kasetlerin nereye saklandığını unuttular. O kasetleri halen arıyoruz. Bu hayattaki tek arzum annemin sesini son kez duymaktır. Yaklaşık 2 yıl önce bir taziyede akrabalarımızla bir araya geldik. İçlerinden biri bana annemin seslendirdiği başka bir kaset kaydının olduğunu söyledi. Halen arıyoruz. Umarım en kısa zamanda buluruz.

"ANA DİLİM YASAKLANDIĞI İÇİN DENGBÊJLİĞİ SEÇTİM"

Japon öğrencinin nasıl dengbêj oldunuz sorusuna ise Seyranoğlu şunları söyledi; Annem dengbêj idi. Ve Allah'ın bana bahşettiği sesi ve anneme verdiği bir dili yasakladılar. Bu dil neden yasak? veya niçin yasak? Herkes anadilini rahatça konuşuyor. Neden benim ana dilim yasaklanıyor ki? Ben bu yüzden dengbêjliği seçtim ve annemin yolundan gideceğim. Hayat felsefeme göre dengbêjlik demek annem demektir. Yani ben annem sayesinde dengbêj oldum"

"ANNEMİN MİRASI OLAN DENGBÊJLİĞİ SON NEFESİME KADAR YAŞATACAĞIM"

Kürtler için dengbêjlik nedir sorusuna ise Seyranoğlu şu şekilde cevap verdi; "Tarih boyunca Kürtlerin dili, kültürü ve tarihi yasaklanmış. Bu nedenle yazılı hiçbir kültürel mirasları yok. Bu nedenle dengbêjler kendi tarihlerini, kültürlerini ve edebiyatlarını sözlü anlatım olan dengbêjlik ile yaşatmışlardır. Deng - ses demek, Bêj - ise söylemek anlamına gelir. Dengbêjlik ayrıca hiçbir enstrüman kullanılmadan söylenilir. Günümüzde dengbêjlik azalsa da ben annemin bana bıraktığı bu bayrağı son nefesime kadar taşıyacağım" diye cevap verdi. Haber: Mimar Kaya (İHA)